Samsun’da başlayan ve Ankara’da Yargıtay’a kadar uzanan bir dava, bütün Türkiye için emsal bir karara dönüşebilir.
Olay şu:
Fikret A. isimli erkek, ikinci evliliğini yapmazdan önce müstakbel eşiyle Tokat’ta Noter’e gitti ve ona bir “mirastan feragat” sözleşmesi imzalattı. Çünkü Fikret A. yaptığı ikinci evililikten ötürü ilk evliliğinden olan çocuklarının zarar görmesini istemiyordu.
Evliliğin ve imzalanan sözleşmenin üzerinden yıllar geçti ve Fikret A. 31 Ekim 2021’de hayatını kaybetti. Çocukları bu feragat sözleşmesini bildikleri için veraset ilamı için mahkemeye başvurdular ve Fikret A.’nın eşi mirasçı listesine yazılmadı.
Bunun üzerine Perihan A. isimli kadın Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açtı ve mirasçı olmak istedi. Perihan A. mahkemeye söz konusu sözleşmenin nikahtan sadece 20 dakika önce yapıldığını, o anda henüz evlilik gerçekleşmediği için zaten miras hakkı bulunmadığını, dolayısıyla imzaladığı sözleşmenin henüz doğmamış bir haktan feragat anlamına geldiği için yok sayılması gerektiğini söyledi.
Mahkeme Perihan A.’yı haklı buldu, mirastan feragat sözleşmesini yok saydı ve kadının adını varis olarak mirasçı listesine yazdı. Yani kadın Fikret A.’dan kalan mirasın dörtte birinde söz sahibi oldu.
Mirastaki payları yüzde 100’den 75’e düşen çocuklar Sulh Hukuk Mahkemesi’nin bu kararını istinafa taşıdılar. Samsun’daki Bölge Adliye Mahkemesi de Sulh Hukuk Mahkemesi’nin kararını yerinde buldu. Yani istinafa göre de Perihan A. mirastan feragat sözleşmesini imzaladığında sahip olmadığı bir haktan vazgeçmişti, dolayısıyla sözleşme yok hükmündeydi.
İstinafın kararından tam anlaşılmıyor ama örneğin Fikret A. bu sözleşmeyi eşine evlilik gerçekleştikten sonra imzalatmış olsaydı, büyük olasılıkla mahkemeler sözleşmenin geçerli olduğuna karar verecekti; çünkü evlilik gerçekleştiği için bir miras hakkından da söz etmek mümkün olacaktı.
Fakat Fikret A.’nın çocukları istinaf kararını da Yargıtay nezdinde temyiz ettiler. Fakat Yargıtay gerek yerel mahkemenin ve gerekse istinafın kararlarını terse çevirdi.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, temyiz incelemesi neticesinde, “İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesince sözleşmenin düzenlediği tarihte davalı-karşı davacı Perihan’ın miras bırakanla evli olmaması, henüz mirasçılık sıfatı kazanmayan Perihan yönünden sözleşmenin doğmamış haktan feragat niteliğinde olması nedeniyle sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş ise de, Perihan’ın, nikah akdinin gerçekleşmesinden 15-20 dakika önce sözleşmeyi imzalaması karşısında evlilik beklentisinin yüksek oluşu, miras bırakanın ölüm anına kadar ise zaten mirasçılık sıfatının doğmasının mümkün bulunmaması, miras bırakan ölümü ile mirasçılık sıfatını kazanması nedeniyle dava konusu mirastan feragat sözleşmesinin geçerli olduğu anlaşıldığından, karşı davada mirastan feragat sözleşmesinin iptaline yönelik talebin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir” diyerek emsal bir karara imza attı.