Trump Avrupa için daha ne desin?
27 Şubat 2025

Gözümüzün önünde bildiğimiz dünya yeni baştan kuruluyor. 

Amerikan Başkanı Donald Trump’ı bazen gazeteci olarak bile takip etmek zor; Washington’dan merkezlerine sürekli bilgi göndermek zorunda olan büyükelçiliklerin durumunu hayal bile edemiyorum.

Trump dün kendi kabinesiyle ilk toplantısını yaptı. Toplantının önemli bölümü medyaya açıktı, kameralar tarafından kaydedildi, burada Trump bir konuşma yaptı, bazı gazetecilerin sorularını yanıtladı ayrıca gerçekte “danışman” dışında hiçbir sıfatı olmayan milyarder Elon Musk’ı toplantıya çağırıp ondan tam olarak ne yaptığına dair kısa bir açıklama yapmasını istedi.

Trump ve etrafındaki güncel gündem o kadar yoğun ve çeşitli ki, tabii konuşulan konular, gazetecilerin sorduğu sorular, onun cevapları da o kadar farklı konularda olabiliyor. Amerikan iç politikası ve ekonomisine ilişkin söyledikleri de kuşkusuz önemli, dış politika sözleri de…

Trump’a sorulan dış politika sorularının başında Ukrayna konusu vardı. Amerikan Başkanı, Ukrayna’ya onların istediği türden, Amerikan askerini Ukrayna’ya konuşlandıracağı bir güvenlik garantisi vermiyor. Esasen bunu vermemesi de normal; çünkü Ukrayna’ya Amerikan askeri yerleşmesi demek, Rusya’nın kendini güvensiz hissetmeye devam etmesi demek, bu vaatle barış sağlanamaz Ukrayna’da. Ama öte yandan Ukrayna’nın da kendisini güvende hissetmesi gerek. Bakalım nasıl bir formül bulunacak. Trump’a ve kimi yardımcılarına göre Ukrayna’da Ukrayna madenlerinden ötürü Amerikan çıkarlarının bulunması, Amerikan şirketlerinin burada olması zaten tanımı gereği bir güvenlik garantisi. Ukrayna’nın bunu yeterli görüp görmeyeceğini önümüzdeki dönemde anlayacağız.

Bana soracak olursanız Trump’ın kabine toplantısı sırasında gazetecilere söylediği en önemli şey, bağlam olarak Ukrayna’yı da yakından ilgilendiren bir konu olan Avrupa Birliği ile ilgili söyledikleriydi.

Trump, “AB bizi mahvetmek için kuruldu” dedi. (Aslında konuşurken ‘mahvetmek’ demedi, İngilizce ‘screw’ kelimesini kullandı, bunu da Türkçeye ‘Becermek’ diye çevirmek mümkün.) Kastettiği ekonomik savaştı. O yüzden AB’ye yüzde 25 gümrük vergisi getirecek, eski kıtanın Amerikan pazarına erişimini pahalılaştıracaktı.

Bunun Amerika için iyi bir şey olup olmadığı tartışması bir yana, esas önemli konu ekonomi olduğu kadar jeo-strateji burada.

Günlerdir durup durup yazmaya çalışıyorum, Amerika sadece Kuzey Atlantik İttifakından uzaklaşmıyor; yanısıra Avrupa’yı kendine başlıca hasım veya rakip olarak konumluyor.

Oysa Avrupa’da durum tam tersi. En azından 2. Dünya Savaşı’nın sonundan beri Avrupa sürekli Amerikan şemsiyesi altında yaşadı. Güvenliğini Amerika’ya emanet etti, savaş sonrası ekonomik canlanmasını ve yeniden hayata dönmesini Amerika sayesinde yaşadı, buna karşılık özellikle finansal pazarını Amerika’ya alabildiğine açtı.

Trump bu düzeni kökünden sorguluyor, sorgulamak ne kelime terse çeviriyor.

Amerika’ya ihracatı azalacak olan Avrupa sanayisi, Amerikan finans kurumlarından aldığı borçları ödeyebilir mi? Güvenliği artık Amerika tarafından sağlanmayan Avrupa kıtası, artan askeri harcamalarını nasıl finanse eder?

Bunlar çok hayati sorular, Avrupa’nın bekasıyla ilgili sorular.

Almanya’nın müstakbel başbakanı Friedrich Mertz durumu kavramış gözüküyor, “Amerika’dan bağımsız olmalıyız” diyor. İngiltere’nin İşçi Partili Başbakanı Keir Starmer ve Fransa’nın Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da durumun farkında.

Zaten o yüzden Avrupalı liderler bu hafta sonu da Londra’da bir araya gelecek ve Amerika ile yaşadıkları bu büyük kopuşu konuşacaklar.

En güncel tehlike şu: Amerika, Rusya ile “normalleşme”yi konuşuyor. Bu normalleşmenin ABD tarafından Rusya’ya uygulanan yaptırımların kaldırılmasını içermesi kaçınılmaz.

Peki bu durumda Avrupa ne yapacak? Onlar da yaptırımları kaldırdığında Ukrayna ne durumda kalacak? Kaldırmazlarsa, tek başlarına Rusya’ya direnebilecekler mi?

Bunlar çok zor sorular ve Avrupa’nın bu sorulara açık fikirlilikle kalıcı cevaplar bulması gerek.

O Avrupalı liderler telefonu kaldırıp Tayyip Erdoğan’ı ne zaman arayacaklar, çok merak ediyorum.

ÇOK OKUNANLAR