Hiçbirimiz tek boyutlu değiliz. Hepimiz farklı alanlarda değişik fikirlerimizle, çeşitli yeteneklerimizle var oluyoruz. Ancak kişisel gelişimimiz ve değişimimiz, kurduğumuz eski ve çoğu zaman yeni bağlarla şekilleniyor. Tanıştığımız her insan, girdiğimiz her ilişki, yeni yollar açıyor ve bizi dönüştürüyor. Bazen hiç düşünmediğimiz konuları düşünmemizi, merak etmemizi, ilgi duymamızı hatta o alanda eyleme geçmemizi sağlıyor.
Yeni bağlar, öğrendiğimiz yeni işler ve meseleler, eski alışkanlıklarımızı ve bağımlılıklarımızı sorgulamamıza neden oluyor. Doğru insanlarla kurduğumuz ilişkiler, hem bizi geliştiriyor hem de cesaretlendiriyor.Yeni bağlar kurdukça, bende olmayanları öğreniyor ve aslında var olup da kullanmadığım yetkinliklerimi de ortaya çıkarmaya başlıyorum. Yani ilişkiler sadece dışarıdan yeni şeyler kazandırmakla kalmıyor, içimizde var olan ama açığa çıkarmadığımız yetenekleri de keşfetmemize yardımcı oluyor. Bağ kurarken ya da yeni biriyle tanışırken sorduğumuz sorular vardır.
Bu sorular genellikle statü tespiti ve geleceğe yatırım yapma eğiliminde olduğumuzu gösterir
İşte geçmişte benim de sıkça sorduğum bazı sorular:
- Hangi okuldan mezunsun?
- Nerede oturuyorsun?
- Çocukların hangi okulda okuyor?
- Tatilde nereye gidersiniz?
- Üye olduğun dernekler var mı?
- Nerelisiniz?
Bu sorular genellikle statü tespiti ve geleceğe yatırım yapma eğiliminde olduğumuzu gösterir. Aslında, bu soruların cevaplarıyla kafamızda bir konumlama yaratma peşinde oluruz. Basitçe bana ve çevreme uyumunu anlama peşindeyiz. Farkında olmadan, karşımızdaki kişiyi bir ‘denklik sınavına’ tabi tutarız. Ben artık yeni tanıştığım kişiyi gerçekten anlamaya ve çok boyutluluğunu keşfetmeye yönelik sorular sormaya özen gösteriyorum.
Düşüncelerim değiştiğinde, tanışmalarım da değişti. Artık daha çok “Ne öğrenebilirim?” ve “Nasıl fayda sağlayabilirim?” gibi temel düşüncelerle hareket ediyorum. Üstelik sadece soru sormak yerine, önce cevaplarımı vererek sohbeti açmaya çalışıyorum.Böylece, karşımdaki kişi de açık ve samimi yanıtlar vermeye yöneliyor.
Statü ve denklik sorularına sıkışıp kaldığımızda, kendimize benzer insanlarla çevreleniyoruz
İşte sorduğum bazı sorular:
- Dert ettiğin bu meseleyi çözmek nereden aklına geldi?
- Seni en çok heyecanlandıran şey ne?
- Ortak neler yapabiliriz?
- Seni en çok zorlayan ama geliştiren deneyim neydi?
- Eğer bir şeyi değiştirebilseydin, bu ne olurdu?
Bu tür sorular sorduğumuzda, gerçekten bağ kurmak ve karşımızdaki insanı tanımak istediğimizi hissettiriyoruz. Çünkü bu sorular, yaş, eğitim, meslek gibi kalıpların ötesine geçerek kişinin hayallerini, tutkularını ve dünyaya bakış açısını anlamamızı sağlıyor. Statü ve denklik sorularına sıkışıp kaldığımızda, kendimize benzer insanlarla çevreleniyor ve neredeyse aynı hayatları yaşıyoruz. Oysa gerçekten ilham verici, bizi besleyen ve heyecanlandıran bağlar kurabilmek için, karşımızdakini daha iyi anlayacak ve derinlemesine düşündürecek sorular sormamız gerekiyor. Belki de bir dahaki tanışmada, ezberlenmiş statü sorularını bir kenara bırakıp gerçekten keşfetmek ve anlamak için yeni sorular sormayı denemeliyiz. Kim bilir, belki de o zaman yepyeni yollar açılır, hiç beklemediğimiz ilham verici insanlarla karşılaşırız.