İlk haber önceki gün geldi.
Kaynağı Times of Israil’di…
Yani İsrailli bir gazete.
“İsrail Başbakanı Netanyahu 7 Mayıs günü Azerbaycan’ın Başkenti Bakü’ye yapacağı resmi ziyareti ertelemişti…”
Erteleme haberini girmeyen tek mecra Anadolu Ajansı
O günden itibaren iktidar yanlısı veya muhalif bütün Türk siteleri de haberi girdi.
Bu haberi girmeyen tek kaynak vardı.
Anadolu Ajansı…
Yani Türkiye’nin resmi haber ajansı.
Erteleme haberini vermeyen AA, ondan bir gün önce, yani 3 Mayıs günü, bu konuyla ilgili başka bir haberi abonelerine ve kendi internet sitesinden herkese duyurmuştu.
Anadolu Ajansı’nın bir gün önce yalanladığı haber
O gün, yani 3 Mayıs’ta, bazı mecralarda, “Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Bakü’yü resmen ziyaret edecek olan Netanyahu’nun uçağına Türk havasa sahasından geçme izni verdiği” haberi vardı.
AA işte bu haberi yalanlıyordu.
Üstelik haber hem Dışişleri Bakanlığı hem de Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının Dezenformasyon Dairesi tarafından kuvvetle yalanlanmıştı.
Yani Türkiye’nin Netanyahu’ya kendi hava sahasından geçme izni vermemişti.
Boeing 767-338ER Siyon Kanadı uçağı
“Siyon Kanadı”, İsrail Hava Kuvvetleri’nin envanterindeki bir Boeing 767-338ER modeli nakliye uçağı.
Bu uçak İsrail Cumhurbaşkanı ve Başbakanının resmi ziyaretlerinde devletin resmi taşıyıcısı olarak kullanılıyor.
İkinci el bir uçak.
Daha önce Avustralya’nın Qantas Havayolu tarafından kullanılmış bir yolcu uçağıydı.
Bu uçak 115 milyon dolarlık bir bütçeyle satın alınmıştı.
Ancak içinin düzenlenmesi ile 207 milyon dolara maloldu ve ilk uçuşunu 3 Kasım 2019’da yaptı.
Siyon Kanadı’nın yıllık maliyeti 12 milyon doları bulunca
Ancak uçağın yıllık operasyon maliyeti 12 milyon doları bulunca, İsrail vergi mükelleflerinden, yani vatandaşlarından ve muhalefetten çok eleştiri geldi.
Bunun sonunda devletin bir süre için bu uçağı kullanması durduruldu.
Netanyahu tekrar iktidara gelince uçağı tekrar kullanmaya başladı ve ilk olarak geçen Temmuz ayında Washington’a yaptığı resmi ziyarette kullandı.
Bu ziyaret nedeniyle Siyon Kanadı uçağının bir denizaşırı uçuşunun 200 bin dolara mal olduğu kamuoyuna açıklandı.
İsrail kaynakları: Türkiye izin vermediği için ziyaret ertelendi
İşte Bakü’ye uçuş izni verilmeyen “Siyon Kanadı” bu uçaktı.
İsrail kaynakları ziyaretin ertelenme nedeni olarak işte AA’nın bu yalanlanmasını gösteriyordu.
Şimdi o haberin devamı vardı ve ziyaret ertelenmişti.
Çünkü bu durumda Netanyahu’nun Yunanistan, Bulgaristan sahasından geçip Karadeniz üzerinden gitmesi gerekiyordu ki bu da yolu iki katına çıkarıyordu.
Ankara’daki sessizliği nasıl yorumlamalıyız
Ne var ki, AA bu konuda tek satır haber yayınlamadı.
Dün Dışişleri’nin İnternet sitesine girdim.
Orada da herhangi bir açıklama yoktu.
Ankara’da tuhaf bir sessizlik hüküm sürüyordu.
Türkiye başından beri bu ziyaret konusunda derin bir sessizliğe büründü.
Resmi olarak hiçbir açıklama yapılmadı.
Bu sessizlik Ankara’da bir çok kişi tarafından “Türkiye’nin bu ziyaretten hiç mutlu olmadığı” biçiminde yorumlanıyordu.
Çünkü, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail’e yine yüklenmeye başladığı günlerde uçuş izni verse, bunun muhalefet tarafından kullanılma ihtimali güçlüydü.
Türkiye ziyareti ertelemeye mi çalıştı, yoksa içeriğini belirlemeye mi?
Tabii bu sessizlik perdesi arkasında, bu ziyaretin ertelenmesi konusunda çok sessiz bir diplomasinin sündürüldüğüne kendim kadar eminim.
Merak ettiğim konu, Türkiye bu diplomasiyi hangi amaçla yaptı?
Netanyahu’nun ziyaretini erteletmek için mi…
Yoksa bu ziyaretin içeriği ve kapsamı konusunda etkili olabilmek için mi.
Tam emin değilim, ama bu ziyaretle ilgili herkesin özünden kaçan çok önemli ve ilginç bir ayrıntı vardı.
O beni çok düşündürdü.
Netanyahu Bakü’de kaç gün kalacaktı?
İsrail’den çok sayıda kaynaktan gelen haberlerin birinde şöyle çok ilginç bir ayrıntı vardı:
“Netanyahu Bakü’de 5 gün kalacak…”
İlk bakışta bana hiç de mümkün görünmemişti.
Nitekim Türkiye’de uzman diye bildiğim insanlara sordum hiç biri bana bunun doğru olabileceğini söylemedi.
Netanyahu’nun böyle kritik günlerde İsrail dışında 5 gün geçirmesi mümkün görünmüyordu.
Watergate otelinde geceyarısı alarmı
Washington’a geçen yıl Temmuz ayında yaptığı ziyarette 3 gün kalmıştı.
Biden yönetimi kendisine bir otel bulmasını istemişti.
Netanyahu o ziyarette ünlü Watergate Oteli’nde bir yer bulmuş, hatta kalışı sırasında yangın alarmı verildiği için dışarı çıkmak zorunda bile kalmıştı.
Ancak bu Şubat ayında gittiğinde Trump onu, Beyaz Saray’ın karşısındaki resmi konut Blaire House’ında ağırlamış ve ziyareti 6 gün için planlanmıştı.
Hatta Şabat gününü de orada geçirmişti.
Netanyahu Şabat’ı bile Bakü’de mi geçirecekti?
Bu demekti ki Netanyahu, Bakü ziyaretine Washington ziyareti kadar zaman ayıracaktı.
Üstelik Şabat gününü de orada geçirmişti.
Şimdi Azerbaycan ziyaretinde de Şabatı’ı Bakü’de geçireceği yazılmıştı.
Yani Yahudilerin resmi dinlenme günü olan Kutsal Cumartesi’sini Baku’da geçirecekti.
Dediğim gibi bu habere inanmadım.
Ancak dün İsrail kaynaklarından gelen haberde bu bilgi yine vardı.
Netanyahu gitseymiş 5 gün kalacak ve Şabat gününü de orada geçirecekmiş.
Uzaydan gelen bir haber: Türk F-16’ları İsrail uçaklarını püskürttü mü?
Geçen hafta İsrail uçakları Suriye’yi bombalarken, Türkiye’de de ilginç bir dedikodu ortaya atıldı.
Güya Türk F-16’ları da kalkmış ve İsrail uçaklarının önünü kesmiş.
Haberlerde hiçbir kaynak yoktu.
Sanki uzaydan gelmiş gibiydi. Haberci diliyle bir “Üfürme” gibi duruyordu.
Ancak ilginç bir durum vardı.
Her konuda ortaya atılan Dezenformasyon Müdürlüğü nedense bu konuda hiçbir açıklama yapmamıştı.
O gün İran’da bir limanda patlayan depoda ne vardı?
Netanyahu’nun Bakü’ye gideceği haberinin ilk çıktığı günlerde çok ilginç iki başka gelişme oldu..
İran’da bir limanda yakıt depoları patlamış ve çok sayıda insan ölmüştü.
Bu patlama biraz karanlık kaldı.
Kimse üstlenmedi.
Ama birkaç gün sonra ilginç bir bilgi geldi.
Patlayan depolarda Çin’den ithal edilen “Füze yakıtı” varmış.
Durum böyle olunca, insanın aklına İsrail operasyonu gelmiyor mu…
37 Toyota Hama yoluna çıkarken İsrail uçakları nereye havalandı?
İkinci gelişmeye gelince;
Aynı günlerde Netanyahu durup dururken bir açıklama yaptı ve ondan öğrendik.
El Şara’nın HTŞ Örgütü, 37 Toyota kamyonun üzerinde Şam’a doğru yola çıktığı gün, İsrail uçakları da Suriye hava sahasına girmiş.
Peki yaptıkları şey ne?
İran’ın Esad’a yardım etmek için gönderdiği asker taşıyan nakliye uçaklarını ve bombardıman uçaklarını geri püskürtmüşlerdi.
HTŞ Şam’a girerken ABD nereyi bombalıyordu?
O günlere ait bildiğimiz iki şey daha var.
37 Toyota üzerindeki HTŞ militanları Şam yolundayken Suriye’deki ABD güçleri de bütün gün İŞİD mevzilerini bombalamış.
O sırada El Şara’nın askerlerinin üzerindeki modern üniformaların da bir hafta önce Kıbrıs’tan kalkan İngiliz uçaklarınca Suriye’deki Amerikan üslerine getirildiği ve ve El Şara’nın askerlerine giydirildiği.
Meğer 37 Toyota İsrail ve ABD korumasında Şam’a girmiş
Bütün bunlar bize şunu anlatıyor:
37 Toyota kamyonla Esad Rejimini düşüren HTŞ, bu “Tarihi zaferi” İsrail uçakları, Amerikan obüsleri ve füzeleri ve İngiliz üniforması ve silahları ile gerçekleştirmiş.
37 Toyota ile El Şara’yı Esad’ın sarayındaki aynı koltuğa oturtan İsrail şimdi Suriye’de istediği an bu dengeleri altüst edebileceğini anlatmak istiyor.
Böyle bir Ortadoğu’da Netanyahu’nun Bakü’de beş gün geçirmesi için ne diyeceğiz?
Soruyorum…
Böyle bir durumda Aliyev’in Netanyahu ile 5 gün geçirmesi Türkiye açısından iyi mi olurdu kötü mü…
Gazze’de büyük bir insanlık dramı yaşanırken bu tür stratejik konuları konuşmak kulağa ve vicdana hiç güzel gelmiyor.
Ama 5 gün için planlanan “Bakü’de Şabat” ziyareti ile ortaya çıkın fiili durum şu…
İsrail’in Ortadoğu’daki yeni müttefik haritasını önümüze koyup bakma zamanı
Bu ziyaret ile, Azerbaycan İsrail’in Ortadoğu’daki en büyük müttefiki oluyordu.
Buna Kuzey Irak ve Suriye Kürtlerini, Suriye’nin Alevileri ve Dürzilerini de ekleseniz, bölgede çok güçlü bir ittifak ağı ortaya çıkıyordu.
Sonuç;
İsrail politikamızı ciddi biçimde gözden geçirmemizde yarar var…
Çünkü, “Nasıl Karabağ’a girdiysek, nasıl Libya’ya girdiysek, Gazze’ye de gireriz” artık demode bir belagat şehvetinden ibaret.
Batı Şeria Filistinlileri arasında bile Hamas aleyhtarı duyguların yükseldiği yeni Ortadoğu’da artık yeni şeyler söyleme zamanı geldi.
Suriye’de kazandığımız yeni stratejik avantajı eski belagat şehveti ile “Telef etmemeliyiz…”