Bu hafta magazin dünyası yine “aile içi farmakolojik sürpriz”le çalkalandı. Ünlü oyuncu Cenk Torun’un çantasında bulunan cinsel gücü artıran ilaç, eşi Nevin Torun’un açtığı boşanma davasında “ihanet delili” olarak mahkemeye sunuldu.
Nevin Hanım, eşinin çantasında bir kutu ilaç bulmuş. Üstelik kutu açılmış, içinden eksilmiş. Eşinin sadakatini sorgulayan hanımefendi, hemen: “Aha! Yakanladım seni Viagra Panpa!” demiş. Oysa eşi prostat büyümesini engellemek için kullandığını iddia etmiş.
İlişkilerde güven meselesi bu kadar hassasken, bir çantada bulduğun ilaç gerçekten neyin kanıtıdır? Sadakatsizlik mi, yoksa sadece… “ikinci bahar hazırlığı” mı?
Bakın, cinsel gücü artıran ilaçlar utanılacak şeyler değil. Uzmanlara göre pek çok erkek, yaşla birlikte değişen hormon dengesi, stres, ilişki yorgunluğu gibi nedenlerle bu tür desteklere ihtiyaç duyabiliyor.
Ama mesele ilacın kendisi değil; ilacın saklanma biçimi, açıklanma zamanlaması ve tabii ki ilişkideki güvenin hali.
Şimdi asıl sorumuza dönelim:
Cinsel gücü artıran ilaç ne zaman masumdur, ne zaman ihanetin işaret fişeğidir?
• Eğer eşinle birlikte bir doktora görünmüş, bu kararı beraber almışsanız: Masum.
• Ama eşin bu ilacı senin çantanda tesadüfen buluyorsa: Şüpheli.
• Üstüne bir de “Prostat için” diye geçiştiriyorsanız: Muhtemelen yangın var.
Ama durun bir dakika.
Belki de asıl yangın başka yerde: Erkekliğini yitirmekten korkan bir adamın sessizliğinde…
Hiç düşündünüz mü, belki o ilaç ihanetin değil, utancın simgesidir?
Erkekliğin hâlâ “performansla” eş değer sayıldığı bir toplumda yaşıyoruz. Ve performans düştüğünde, birçok erkek bunu partneriyle değil, eczacısıyla paylaşmayı tercih ediyor.
Neden mi?
Çünkü anlatmak, ‘eksik’ olduğunu kabul etmektir.
Çünkü “Ben artık o eski ben değilim” demek, bazı erkekler için ‘veda’ gibidir.
İşte bu yüzden belki de Cenk Bey çantasında taşıdığı ilacı anlatamadı.
Belki anlatmayı denedi de, kelimeler “erkeklik gururuna” takıldı kaldı.
Ve şimdi gelelim Nevin Hanım’a…
Peki kadın neden hemen en kötüsünü düşünür?
Cevap hem basit, hem derin:
Çünkü kadınlar ilişkideki en küçük değişikliği bile hisseder. Sessizlikleri okur, bakışların yerini, mesajların tonunu fark eder.
Ve güven bir kez sarsıldığında, beynin “korunma modu” devreye girer.
O modda mantık susar, iç ses bağırır: “Aldatılıyorsun!”
Belki bu olayda da, biriken geçmiş güvensizlikler, konuşulmamış kırgınlıklar, bir ilacı bile “delil” haline getirdi.
Ve belki, aslında çiftin en büyük ihtiyacı birbirini suçlamak değil, duymaktı.
Kısacası:
Her ilaç ihaneti göstermez.
Ama saklanan ilaç, bir şeylerin artık paylaşılmadığını fısıldar.
O yüzden önerim şu:İlişkinizde bir ilaç bulursanız, panikle değil merakla yaklaşın.Konuşun. Anlamaya çalışın.İlişkilerdeki en büyük problem sadakatsizlik değil, dürüstlük eksikliği. Bir şey gizleniyorsa, genelde nedeni vardır. Ama şunu da unutmamak gerek: Her ilaç ihaneti değil, bazen sadece çaresizliği temsil eder.Belki aldatılmadınız da, sadece birlikte yaşlanıyorsunuzdur. Hatta şunu sorayım: Çantada bu ilaçlardan daha başka ne bulunursa esas kıyamet kopar? Siz yorulmayın cevabı da vereyim: prezervatif. Hele bir de açıklaması “prostat için kullanıyorum” olursa işte o zaman ihanetten bahsedebiliriz, benden söylemesi.