Amerika’yı bin yıl öncesine geri götürmek isteyen yönetim
10 Mayıs 2025

Hukukta Latince “Habeas corpus” diye anılan bir ilke var; geçmişi İngiltere’ye, 1166 yılına, Magna Carta’dan bile öncesine kadar gidiyor.

“Habeas corpus”un sözlük anlamı “Bedenine sahipsin.” Ama bu kavramın hukuktaki anlamı, tutuklamanın, özgürlüğünden yoksun bırakmanın sadece ve sadece yargıç tarafından yapılabileceği ve yargıcın da tutuklayacağı kişiyi yüz yüze görmesi gerektiği.

Amerika’da Donald Trump yönetimi, yasal veya yasadışı yollarla ülkede bulunan göçmenleri, bazı öğrencileri, hatta bazı çalışanları sınırdışı edebilmek istiyor.

Amerikan Anayasasının temel hakları belirleyen ilave maddelerinden biri olan 5. maddesi, Amerikan vatandaşı olsun olmasın Amerika sınırları içindeki herkesin bu anayasanın sağladığı temel korumalara sahip olduğunu söylüyor. Tabii burada kastedilen temel hak esasen “habeas corpus” hakkı; yani hakim görme hakkı.

Dolayısıyla yönetimin sınırıdışı etmek istediği kişiler hemen dava açıyorlar yönetime karşı. Yönetim de, mahkemeye gidip o kişiyi neden sınırdışı ettiğini anlatmaya çalışıyor.

Elbette ülkede suç işlemiş, yasal bir zemini olmadan kaçak yaşayanlar için çok da büyük sorun yok. Amerikan mahkemeleri bu kişilerin sınırdışı edilmesine, bazen yargılamayı video konferansla yaparak karar veriyor.

Mesele, yönetimin biraz da keyfi sebeplerle sınırdışı etmek istediklerinde çıkıyor. İşte, Tufts Üniversitesinde doktora yaparken sokak ortasında gözaltına alınıp sınır dışı etme merkezine gönderilen Rümeysa Öztürk’ün durumu. Yönetim onu keyfi olarak ülke dışına atmak istiyordu, mahkeme 6 haftalık sürecin sonunda onu serbest bıraktı, yönetim Öztürk’ü sınırdışı edemedi.

Şimdi Donald Trump’ın Beyaz Saray Genel Sekreter Yardımcısı Stephen Miller bir açıklama yapmış ve “habeas corpus” ilkesini askıya almanın bir yolunu aradıklarını söylemiş. Ona göre Amerikan anayasası bu temel hukuk ilkesinin ülkenin işgali halinde askıya alınmasına izin veriyor.

Peki Amerika işgal altında mı? Yasadışı göçmenler bir “işgal gücü” mü? Bu konu tartışmalı. Çünkü “işgal” çok büyük bir kelime.

Burada önemli olan Trump yönetiminin siyasi gösteri yapmak, seçmen kitlesine “Bakın verdiğimiz sözleri tutuyoruz” diyebilmek için temel hukuk ilkelerini, Amerika’yı Amerika yapan değerleri yok saymaya kalkması.

Hatırlayın, daha geçen hafta Başkan Trump da, Amerikan Anayasasının ülke sınırlarındaki yabancıları da koruyup korumadığını “bilmediğini” söylemişti. Oysa bilmeyecek bir şey yok, Trump yönetime gelene kadar en uçtaki muhafazakarların bile tartışma dışı saydığı bir konuydu bu.

Gerçekten Amerika insanlığın neredeyse 1000 yıllık bu önemli kazanımını yok etmeye kalkışan bir yönetim tarafından mı yönetiliyor?

ÇOK OKUNANLAR