Merdivenaltı psikologlar: Yönetmelik yetmez, yasa lazım
10 Mayıs 2025

Türk Psikologlar Derneği, 10 Mayıs Psikologlar Günü’nde ruh sağlığı alanındaki yasal boşluğa ve halk sağlığı riskine dikkat çekti.

Türk Psikologlar Derneği’ne (TPD) göre Türkiye’de toplumun ruh sağlığı ihtiyaçlarına yanıt verme noktasında ciddi engeller var.

Psikologlara özgü bir meslek yasası olmadığı gibi ruh sağlığı hizmetlerini kapsayan bir düzenleme de bulunmuyor.

BBC Türkçe’ye konuşan TPD Başkanı Prof. Gökhan Malkoç “Ruh sağlığı yasası olmadığı için bu hizmetler Türkiye’de şeffaf, denetlenebilir ve erişilebilir değil” diyor.

Bu alandaki yasal boşlukların hasta hakları açısından da ciddi riskler yarattığını kaydediyor:

“Yasal çerçeve olmadığı için, on binlerce şarlatan, bir iki kitap okuyarak kendilerini psikolog ilan ediyor ve bu hizmetleri verdiğini iddia ediyor.”

“Bu kişilerin verdiği hizmetin etik, bilimsel ve evrensel ölçütleri yok, kaybeden vatandaşlarımız oluyor.”

Türkiye’de tam olarak kaç psikoloğun görev yaptığı ise bilinmiyor.

Yaklaşık 150 bine yakın psikoloji mezunu olduğunu söyleyen Malkoç “Kaçının sağlık hizmetlerinde yer aldığına dair resmi veri yok, net bir şey söyleyemiyoruz” diyor.

Kendi gözlemlerine dayanan “iyimser bir hesaplama” ile ülkedeki her 100 bin kişiye 30 psikolog düştüğünü ve bu sayının oldukça düşük olduğunu kaydediyor.

‘Sadece 30 psikolog kadrosu açıldı’

Toplumda yaygın görülen madde bağımlılığı, genç intiharları, çocuk istismarları, kadın cinayetleri ya da deprem ve yangın gibi afetler.

Malkoç, toplumsal sorunların yaygınlığı ve şiddeti açısından, daha çok psikoloğa ihtiyaç duyulduğunu kaydediyor:

“Ülkemiz bir afetten diğerine, bir toplumsal krizden diğerine yaralarını saramadan koşarken psikologlara büyük görevler düşüyor. Bu desteği gönüllü olarak vermeye çalışıyoruz.”

6 Şubat depremleri sonra kendi kaynakları ile 1,5 yılı aşkın süre ile bine yakın psikoloğu deprem bölgesinde seferber ettiklerini söyleyen Malkoç, 26 binden fazla deprem mağduruna destek verdiklerini belirtiyor:

“Bu gönüllü desteğin doğal sınırları var. Devlet psikologlara olan bu ihtiyacı artık görmeli ve kadro atamalarında psikologlara akıl dışı kontenjanlar vermekten vazgeçmeli.”

“Sağlık Bakanlığı tarafından son açıklanan 15 binden fazla kadro içinde sadece 30 psikolog kadrosu var. Bu en hafif tabirle ciddiyetsizliktir.”

‘Yasal boşluklar giderilmeli’

Türkiye’de psikologların mesleklerini, görev alanlarını ve etik sınırları tanımlayan bir meslek yasası bulunmuyor.

TPD, psikolojik sağlık alanının yasal tanımdan ve korumadan yoksun olduğunu kaydediyor.

Sağlık Bakanlığı, 29 Mart’ta sağlık alanında çalışan çeşitli meslek mensuplarının serbest çalışma koşullarını düzenleyen bir yönetmelik yayımladı.

TPD’ye göre bu yönetmelik, psikolojik hizmetlerin güvencesini ve denetimini sağlamaya yönelik bir adım olmakla birlikte, eksikleri gidermiyor.

Mevcut 1219 sayılı yasa, sadece klinik psikologları sağlık meslek mensubu olarak tanıyor.

Dolayısıyla yeni yönetmelik de benzer şekilde yasadaki “klinik psikolog” tanımı kapsıyor.

Malkoç, yasanın değiştirilmesi için sağlık bakanlığı ile temaslarının sürdüğünü kaydediyor.

Yönetmelik, diplomasında “klinik psikoloji” ifadesi yazmayan diğer meslek profesyonellerini dışlamakla eleştiriliyor:

“Eşdeğer içerikte yüksek lisans yapmış uzmanların, kamuda veya özel kurumlarda uzun yıllardır sağlık hizmeti sunmuş deneyimli psikologların ve travma psikolojisi, bağımlılık psikolojisi gibi sağlık temelli yüksek lisans programlarından mezun uzman psikologların serbest çalışma hakkına erişimi engelleniyor.”

‘Hasta hakları açısından ciddi riskler var’

Ayrıca yönetmelik, dört yıllık lisans eğitimi almış psikologların yalnızca klinik psikolog yanında çalışabileceğini öngörüyor.

TPD ise aynı statüdeki psikologların kamu kurumlarında klinik psikolog olmadan da sağlık hizmeti sunabildiğini belirtiyor:

“Lisans mezunu psikologların yetki alanları belirlenerek kendi donanımları çerçevesinde serbest çalışma hakkına kavuşması gerekmekte.”

“Yönetmelikle birlikte bu kısıtlamanın getirilmesi, insanların psikolojik desteğe ulaşmasını engelleyecek bir çelişki.”

Prof. Malkoç, acil ve öncelikli talebin, psikolojinin evrensel etik standartlarına uygun bir meslek yasası olduğunu söylüyor:

“Ülkemizde kapsayıcı, bilimsel bir yasanın yokluğu, psikolojik hizmetleri hukuksal açıdan sorunlu bir noktaya itmekte.”

“Psikologlar için büyük hak kayıpları ortaya çıkmakta. Var olan yasal boşluklar hasta hakları açısından ciddi riskleri beraberinde getirmekte.”

‘Akademik kadrolar yetersiz’

Türkiye’deki üniversitelerde 166 Psikoloji bölümü bulunuyor ve bu bölümlerden her yıl yaklaşık 13 bin kişi mezun oluyor.

Ancak TPD’ye göre, hızla artan psikoloji bölümleri ve kontenjanları, nitelikli psikoloji eğitimini imkansızlaştırmış durumda.

Dernek, pek çok bölümde yeteri kadar öğretim üyesi bulunmadığını kaydediyor.

Özellikle devlet üniversitelerindeki klinik psikoloji yüksek lisans programlarının sınırlı kontenjanlarla açıldığı, çünkü akademik kadroların yetersiz olduğu kaydediliyor.

Malkoç, psikoloji lisans mezunlarının yüksek lisans için özel üniversitelere başvurmak zorunda kaldığını belirtiyor.

TPD’ye göre üniversitelerde psikoloji lisans programlarının kontenjanlarının azaltılması, yüksek lisans programlarının sayısının artırılması ve tezsiz yüksek lisans programlarının yaygınlaştırılması gerekiyor.

Yasal talepler ne?

TPD’nin açıklamasına göre, halk sağlığını etkileyecek yasal talepler şöyle sıralanıyor:

Psikologlar meslek yasası çıkarılmalı, psikologların meslek odası olarak örgütlenerek öz denetimlerini yapmalarının yolu açılmalı. Diplomasında “klinik psikoloji” yazmasa da eşdeğer eğitimi olan uzmanlara serbest çalışma hakkı tanınmalı. Deneyimli psikologlar için istisnai ruhsatlandırma süreçleri ve uygulamalı eğitim almış psikologlar için yetkinlik belgelendirme mekanizması kurulmalı. Klinik psikologlar hekim reçetesine bağlı kalmaksızın terapi planlaması yapabilmeli. Dört yıllık lisans diploması olan psikologların yetkinlikleri tanınmalı, serbest çalışma yönetmeliğinde bağımsız olarak çalışabilecekleri alanlar tanımlanmalı. Gelişim psikolojisinden bağımlılık psikolojisine, nöropsikolojiden çevre psikolojisine, adli psikolojiden spor psikolojisine kadar psikolojinin sayısız alt dalı uzmanlık alanları olarak tanınmalı, Psikolog Meslek Yasası ile sadece psikologlara özel yasal bir çerçeve oluşturulmalı ve ilgili bakanlıklar bünyesinde farklı uzmanlık alanlarına görev tanımlanmalı.

Bakanlık ne diyor?

Sağlık Bakanlığı’na göre, birçok sağlık meslek grubunu kapsayan bu yönetmelikle birlikte, sağlık hizmetlerinin daha yaygın ve erişilebilir olması, daha etkin ve verimli sunulabilmesi amaçlandı.

Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklamada, “klinik psikologların” bakanlıktan alacakları ruhsat ile mesleklerini serbest olarak icra edebileceği belirlendi.

Buna göre, klinik psikologlar ruhsatla “Sağlık Meslek Hizmet Birimi” (özel sağlık kuruluşu) açabilecek.

Müşterek açılacak sağlık meslek hizmet biriminin ruhsatı, her bir sağlık meslek mensubu için ayrı düzenlenecek.

Sadece aynı meslek ünvanına sahip, en fazla üç sağlık meslek mensubu bir araya gelerek müşterek sağlık meslek hizmet birimi açabilecek.

Klinik psikolog olmayan psikologlar, sağlık meslek hizmet biriminde klinik psikologların yanında çalışabilecek.

Bakanlığın açıklamasına göre, yeni sağlık meslek hizmet birimlerinin açılmasıyla söz konusu mesleklere istihdam alanı oluşacak.

Ayrıca yeni açılacak bu birimlerin ilgili branşlarda sağlık kurumlarındaki yoğunluğun ve hasta bekleme sürelerinin azalmasına katkı sağlaması hedefleniyor.

Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılan bu birimler, denetlenebilir ve izlenebilir olacak.

ÇOK OKUNANLAR