İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) odaklı ‘yolsuzluk’ soruşturmasında etkin pişmanlık hükümleri kapsamında adli kontrol şartıyla salıverilen iş adamı Ali Nuhoğlu’nun ifadesi ortaya çıktı.
İş adamı Nuhoğlu, 19 Mart’taki İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) odaklı operasyonlar kapsamında gözaltına alınmış, 23 Mart’ta da tutuklanmıştı. 25 Mart’ta Nuhoğlu’nun Nuhoğlu İnşaat ile Trend İnşaat şirketlerine el konmuştu.
Nuhoğlu 1 Haziran ve 4 Haziran’da iki ayrı etkin pişmanlık kapsamında iki ayrı ifade verdiği ortaya çıktı.
Nuhoğlu’nun 1 Haziran’daki ifadesi şöyle:
“Ben daha önceden cumhuriyet başsavcılığınızda ifade vermiştim. Gelinen süreç itibari ile dosya kapsamında hakkımda iddia olunan hususlara ve bir süredir İBB tarafından bana yaşatılan süreçleri tüm açık yürekliliğimle anlatmak üzere huzurda bulunan avukatım ve ifade vermek üzere gelmiş bulunmaktayım.
Öncelikle Sarıyer de bulanan ve Güllüce Tarım üzerine almış olduğum, iki villanın şirket ile beraber İmamoğlu İnşaata devri hususuna açıklık getirmek istiyorum. 2021 yılında hatırladığım kadarıyla bu villaların alınması hususunda yardımcı olmam için Ekrem İmamoğlu’nun bilgisi dahilinde Tuncay Yılmaz beni aradı bana “Biz burayı Ekrem İmamoğlu’na almak istiyoruz şu anda nakit durumumuz buna uygun değil. Kendi gayrimenkullerimizi sattıktan sonrasında sizden bu villaları almış olduğunuz şirketi olarak devralacağız” dedi. Ben Tuncay Yılmaz’a “Şirketimin durumunun iyi olmadığını bunu şu aşamada satın alamayacağımı” söyledim. Tuncay Yılmaz bana “İSKİ’de olan alacaklarımdan ödeme çıkartılacağını bu suretle satın alabileceğimi” söyledi. (İmamoğlu İnşaat A.Ş’nin Genel Müdürü Tuncay Yılmaz İBB odaklı ‘yolsuzluk’ soruşturması kapsamında 19 Mart’ta gözaltına alınıp 23 Mart’ta tutuklandı.)
Bu süreçte benim İSKİ’de 500 milyona yakın uzun zamandır alamadığım alacaklarımın vardı. Şirketim nakit sıkışıklığından dolayı zor durumda olduğundan bu alacaklarımı alabilmek amacıyla bu teklifi kabul etmek zorunda kaldım. Tarafıma yapılan bir kısım ödeme ve öz kaynaklarım ile Sarıyer’de bulunan iki adet villayı kurmuş olduğum, Güllüce Tarım Aş.’ye aldım. Bu villaları satın almamda devre kadarki süreç içerisinde bu villaların bulunduğu şirkete ilişkin tüm mali ve muhasebe, vergi tüm işlemlerinin takibini İmamoğlu İnşaat’ın yetkilileri yürütmüştür. Bu şirketi ben 2024 yılının mart ayında İmamoğlu İnşaat’a devrettim.
Devirle alakalı bu süreçte 15 Milyon TL ve Beylikdüzü’nde 6+1 villa vereceklerine (toplamda 48 Milyon TL) ilişkin bir sözleşme yapıldı. Bu olayların basında çok tartışılması üzerine şubat ayı içeresinde formaliteden bir ek sözleşme 87 Milyon TL cari borç tanımı altında ne olduğu belirsiz ibare eklediler. Eğer bu para ödenmediği takdirde iki adet daha villanın verileceğine dair sözleşmenin kapsamını genişlettiler. Şirketin devrinden sonrasında toplam bedeli 15 Milyon olan üç adet çek verildi.
Söz konusu olayın meydana geliş şekli anlattığım gibidir. Güllüce Tarım benim üzerimdeyken söz konusu villalara yapılan yaklaşık 15 Milyonluk tadilat işleri de tarafımca karşılanmıştı. Bana verilen 15 Milyonluk üç adet çekte villalar benim üzerimdeyken yapmış olduğum tadilat masraflarıma ilişkindir. Tadilat yapan taşeronları da bize Tuncay Yılmaz yönlendirdi.
Ben uzun yıllardır asfalt işleri ile uğraşmaktayım. Kendi şirketlerim üzerinden İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İSKİ ve bir kısım iştiraklerden bir çok ihale aldım. Ben bu işleri yaptıktan sonrasında İBB’den ve iştiraklerden yapılan hak ediş ödemelerinde bir çok sıkıntılar meydana gelmekteydi. Bu sıkıntıları sadece ben değil bir çok müttehit de yaşamaktaydı. Ödemelerimizi almak maksadıyla bize belli bir komisyon vermemiz hususu dayatıldı. Ben her ne kadar bu durumu başta kabullenmesem de ticari olarak zorlanmam neticesinde bana yapılan bu teklifi kabul etmek durumunda kaldım. Bu bahsetmiş olduğum görüşmeleri Fatih Keleş ile yapıyorduk. Yine bu ödeme trafiğini Ekrem İmamoğlu adına yöneten kişi Fatih Keleş’tir.
Bu yapılan ödemeler Fatih Keleş’in kardeşi olan Zafer Keleş’e dolar cinsinden yapılmaktaydı. Tarafımdan temin edilen paralar şirketimin çalışanı olan Erkut Elitaş tarafından kapalı poşetler içeresinde götürülmüştür. Çalışanlarım bu paraları hangi amaçla götürüldüğünü bilmemektedir. Ancak bu poşetleri götürdüklerine ilişkin sorulması halinde beyan vereceklerdir.
Şu an tam hatırlamamakla beraber benden en az beş-altı kez ödeme aldılar. Bu paraların ne amaçla kullanıldığını bilmiyorum. Ancak anladığım kadarıyla kendi kurdukları sistemi bu şekilde temin ettikleri paralarla yürütmekteydiler ve sistemin devamlılığını sağlamaktaydılar. Bu ödemeler yapılan hak edişlerle paralel bir şekilde gerçekleşiyordu. Ben bu paraları kasamda her zaman sigorta amacıyla bulundurmuş olduğum paralar içerisinden gönderiyordum. Hali hazırda ceza infaz kurumunda bulunmam ve şirket hesaplarını sadece benim bilmemden kaynaklı olarak bunlara ilişkin detaylandırmaları yapamamaktayım.
Sağlık durumum da ciddi bir şekilde beni zorlamaktadır. Tahliyem halinde bu hususları belgeleri ile beraber ortaya koyacağım.”
Nuhoğlu’nun avukatı Özlem Çelik ifadenin bitiminde şunları dedi:
“Müvekkilim samimi ikrarda bulunmuştur. Yaşadığı olayları tüm açıklığıyla anlatmıştır. Olayların bütününe bakıldığında kendisinin bir menfaat temin etmediği gibi esasen mağdur olduğu görülmektedir. Sağlık durumu ceza infaz kurumunda kalmasına müsaade etmemektedir. Buna ilişkin doktor raporunu da dosyanıza ibraz ettim. Hem müvekkilimin anlattıklarıyla mağdur olduğu hem de müvekkilimin tedavisinin yapabilmesi için derhal tahliye edilmesi gerekmektedir. Yine müvekkilim tahliye edilmesi halinde ifadesinde belirttiği mağduriyetlere ilişkin detaylı ek beyanda verecektir.”
İkinci kez ifade verdi
Nuhoğlu’nun bu ifadesi tahliyesine yetmeyince iş insanı 4 Haziranda savcılığa bir kez daha ifade verdi. O ifadenin tam metni de şöyle:
“Etkin pişmanlık hükümleri tarafıma anlatıldı. Etkin pişmanlıktan yararlanarak ifade vermek istiyorum.
Ben 01/06/2025 tarihinde etkin pişmanlık hükümleri kapsamında hem Güllüce Tarım’ın devri hemde tarafımdan Fatih Keleş aracılığıyla temin edilmiş paralara ilişkin beyan vermiştim. Tarafımdan ödemeler karşılığı temin edilen beş-altı kez şeklinde çalışanım Erkut Elitaş tarafından yapıldığını beyan ettiğim ödemeleri detaylandırmak, tarihlerini ve miktarlarını belirtmek üzere ek ifade vermek istiyorum. İlk ifademde sadece Erkut Elitaş’ın (0535 9….. numaralı GSM hattını kullanan) para götürdüğünü söylemiştim. Erkut ile beraber bir kısım parayı da diğer bir çalışanım olan Oğuz Kaan Demircioğlu (0536 0….. numaralı GSM hattını kullanan) da bir kısım paraları götürdü.
28/07/2022 tarihinde 640.000 dolar Zafer Keleş’e (Ben veya çalışanım Oğuz Kaan Demircioğlu), 09/08/2022 tarihinde 700.000 dolar Zafer Keleş’e (Bankadan nakit çekilen paranın dekontu sunuldu, dosyaya alındı.)
09/08/2022 tarihinde 466.000 dolar Zafer Keleş’e, 09/08/2022 tarihinde 30.000 dolar Zafer KELEŞ’e teslim edilmiştir. Söz konusu belirttiğim tarihler paraların bankadan veya şirket kasasından alındığı tarihler olup bunların teslimi ya aynı gün yada bir iki gün içerisinde yapılmıştır. HTS incelemesinde bu hususların göz önünde tutulması gerekmektedir. Bu paraları Aqua Florya’nın otoparkında veya Fatih Keleş’in Florya’da eski başkanlık konutu olarak bilinen ancak Fatih KELEŞ’in para tahsilatları için kullandığı ofise teslim edilmiştir.
Diğer çalışanım olan Oğuz Kaan Demircioğlu (0536 0….. numaralı GSM hattını kullanan) 28/03/2024 tarihinde 1.500.000 dolar Ahmet isimli 0532 4…. numaralı GSM hattını kullanan şahsa, 02/08/2024 tarihinde 500.000 dolar Ahmet isimli 0532 4….. numaralı GSM hattını kullanan şahsa, 21/11/2024 tarihinde 1.000.000 dolar Ahmet isimli 0532 4…. numaralı GSM hattını kullanan şahsa paraları Zeytinburnu ilçesinde bulunan Çırpıcı Şantiyesinde teslim etti.
Söz konusu belirttiğim tarihler paraların bankadan veya şirket kasasından alındığı tarihler olup bunların teslimi ya aynı gün yada bir iki gün içerisinde yapılmıştır. HTS incelemesinde bu hususların göz önünde tutulması gerekmektedir.
İfademde beyan etmiş olduğum çalışanlarım bu paraları hangi amaçla bizden alındığını bilmemekte olup, benim götürün demem üzerine götürmüşlerdir. Hangi amaçla verdiklerini bilmemelerinin yanında hem teslime ilişkin hemde teslim ettikleri şahıslara ilişkin detayları tanık olarak beyanlarına başvurulursa gerekli hususları detaylı bir şekilde anlatacaklardır. Halihazırda benim telefonuma el konulduğu için Zafer Keleş’in numarasını tespit etmem mümkün değildir. Hatırladığım kadarıyla bu şahısla bir iki kere bende iletişim kurmuştum ancak Erkut beyanına başvurulması durumunda başsavcılığınıza detaylarını arz edecektir.”
Nuhoğlu’nun avukatı Çelik ifadenin bitiminde şunları dedi:
“Müvekkilin 01/06/2025 tarihindeki ve bugün huzurunuzda vermiş olduğu beyanlarla mağduriyetini tarih, miktar ve bir kısım belgeyle ortaya koymuş olup, HTS kayıtları da incelendiğinde beyanlarının ve sunmuş olduğu belgelerin doğruluğu tevsik edilmiş olacaktır. Etkin pişmanlık hükümleri uygulanmasını, sağlık sorunlarınında dikkate alınarak tahliyesine karar verilmesini talep ederiz.”
Bu ikinci ifadenin ardından Nuhoğlu adli kontrol şartıyla salıverildi.
