Türkiye’de süper ligde oynayan hemen hemen bütün kulüpler ama en çok da ‘Üç büyükler’ olarak adlandırılan Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş çok ağır borç yükü altında ve neredeyse sürekli zarar ediyor.

Bu kulüpler, futbolu birer AŞ çatısı altında topladılar ve borçların ve zararın önemli bölümü de halka açık olan bu AŞ’lerin üzerinde. Bütün bu kulüplerde, AŞ’nin ana sahibi kulübün, yani derneğin kendisi. Derneklerin tüzüğünde de, AŞ’lerin ana sözleşmesinde de hisselerin yüzde 51’inin derneğe ait olacağı yazılı. Kalan yüzde 49 hissenin bir bölümü halka açık, çünkü kulüpler hisse satışını bir finansman yöntemi olarak kullandı.

Ama şimdi o finansman da tükenince ve son yıllarda yaşanan yüksek enflasyon nedeniyle kayıtlı ödenmiş sermaye miktarları yetersiz kalmaya başlayınca ilk olarak Beşiktaş AŞ bedelli sermaye arttırımına yöneldi. Beşiktaş bu yolla 2,5 milyar lira toplamayı umuyordu ama umduğu parayı hissedarlarından bulamadı. Ama bu da Beşiktaş açısından kayıp sayılmazdı, böylece derneğin şirketin hisse payı yükseldi. Yani gelecekte satılabilir bir miktar hisse ortaya çıktı.

Bu yöntem hoşa gitmiş olmalı, Fenerbahçe de sermaye arttırmaya yöneldi. Onlar mevcut hissedarlardan 1 milyar lira toplamayı umuyor. Dün de Galatasaray’dan KAP’a benzer bir açıklama gitti. Galatasaray, mevcut 5,4 milyar lira olan ödenmiş sermayesini 13,5 milyar liraya çıkarmayı, yani hissedarlardan 8,1 milyar lira toplamayı hedefleyen bir yönetim kurulu kararı aldı. 

Galatasaray elde edeceği fonun yüzde 80’iyle bankalara borç ödeyecek, yüzde 15’i futbolcu ve teknik heyete, yüzde 5’i de vergi ödemelerine gidecek.

Fenerbahçe ve Galatasaray bedelli sermaye arttırımı için SPK’dan izin bekliyor.