Bilim insanları, Antarktika topraklarından aldıkları “en yaşlı buz” örneğini eritmeye hazırlanıyor. Bu buzun eritilmesiyle ortaya çıkacak suyun içinde bulunan maddelerin, yüz binlerce yıl önce yaşanmış gizemli değişimin üzerindeki sır perdesini kaldıracağına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor.
Tüm dünyayı heyecanlandıran milyonlarca dolarlık projede son aşamaya gelindi. Bilim insanları, 1,5 milyon yıldan daha yaşlı olduğu tahmin edilen buz çekirdeğini eriterek, gezegenimizdeki iklim değişikliğiyle ilgili hayati bilgileri ortaya çıkarmaya hazırlanıyor.
Söz konusu buz çekirdeği, Antarktika topraklarında bulunan ve “Dünya üzerindeki en yaşlı buz” olarak nitelendirilen bölgede yapılan bir kazı çalışmasıyla elde edildi.
Bu buzun içinde donup kalmış hava kabarcıklarının, “devrim niteliğinde” bilgiler taşıdığına ve gezegenimizin iklim tarihini aydınlatmaya yardımcı olacağına inanılıyor.
Geçen ocak ayına kadar yedi ülkeden bilim insanları Antarktika’dan buz örnekleri almayı başaran ilk araştırmacılar olmak için yarışıyordu. Nihayet İtalya Kutup Bilimleri Enstitüsü liderliğindeki 10 farklı Avrupa ülkesinden bilim insanlarının dört Antarktik yazı boyunca yürüttükleri çalışmalar meyvesini verdi ve kilometrelerce uzunluğundaki buz çekirdeği yüzeye çıkarıldı.
Çalışmalarını Venedik’te bulunan Ca’Foscari Üniversitesi’nde sürdüren ve araştırmanın koordinasyonunu üstlenen Prof. Dr. Carlo Barbante, ocak ayında BBC’ye yaptığı açıklamada, “Bu inanılmaz bir başarı. Ellerinizde 1 milyon yaşında bir buz parçası tutuyorsunuz. Buzun bazı yerlerinde volkanik püskürmelerden gelen kül katmanları görüyorsunuz. Buzun içindeki kabarcıklar görüyorsunuz. Bunlardan bazılar atalarımızın 1 milyon yıl önce soludukları havayla dolu” sözleriyle çalışmanın önemini vurguladı.
Ocak ayında -35 derece sıcaklıkta yapılan çalışmada, bilim insanları kıtanın doğusunda bulunan ve rakımı neredeyse 3000 metre olan Küçük Kubbe C alanından 2,8 kilometre uzunluğunda (uç uca eklenmiş sekiz Eiffel Kulesi’nden uzun), silindir şeklinde bir kesit aldı.
2,8 kilometrelik buz parçası, Almanya ve İsviçre’deki iki araştırma kurumu ile merkezi İngiltere’nin Cambridge şehrinde bulunan Britanya Antarktik Araştırmaları tarafından paylaşıldı.
BBC News geçenlerde buzun -23 derecede saklandığı Britanya Antarktik Araştırmaları depolarına girdi. Kurumun buz çekirdeği araştırmasına liderlik eden Dr. Liz Thomas, BBC’ye yaptığı açıklamada, “Bu Dünya’mızın tarihinin hiçbir şekilde bilinmeyen bir dönemi” ifadelerini kullandı.
Dr. Thomas, depoda bulunan buzun en eski kısımlarının 1,5 milyon yaşında olabileceğine dikkat çekti.
Buz çekirdekleri bilim insanlarının iklim değişikliğini anlaması için çok kritik önemde. Habere konu olan araştırma ilk buz çekirdeği çıkarma çalışması değil. Bu alanda en bilinen araştırmalardan biri olan Epica sayesinde, bilim insanları şu an yaşanan ve sera gazı emisyonlarıyla ilişkilendirilen sıcaklık yükselişlerinin, insanların fosil yakıtları kullanmasından kaynaklı olduğu sonucuna varmıştı. “Epica’nın Ötesi: En Yaşlı Buz” adını taşıyan güncel araştırmayla, Epica’nın 400 bin yıl öncesine gidilebilecek. Prof. Dr. Barbante, araştırmanın önemini, “Geleceğimizde çok fazla geçmiş var. İklimin nasıl işlediğini ve bunu geleceğe nasıl yansıtabileceğimizi daha iyi anlamak için geçmişe bakıyoruz” sözleriyle özetledi.
Rüzgarların izi bile görülecek
Bilim insanları yedi hafta boyunca bu buzu yavaş yavaş eritip antik çağlardan kalma tozları, volkanik külleri ve diatom adı verilen minik algleri açığa çıkaracak. Bu maddelerin incelenmesi sonucunda, 1 milyon yıldan daha önce Dünya’da yaşanmış rüzgâr modelleri, hava sıcaklıkları ve deniz suyu seviyeleri hakkında bilgi sahibi olunacak.
>Eritilecek buzların Antarktika’dan çıkarılması, birçok ülkenin katkıda bulunduğu milyonlarca dolarlık bir operasyon gerektirdi. Yukarıda da bahsettiğimiz üzere toplam uzunluğu 2,8 kilometreden fazla olan buz çekirdeği, 1 metrelik bloklara ayrılarak deniz yoluyla kuzeye getirildi. Ardından soğutuculu kamyonlara yüklenen buzlar Cambridge’e getirildi.
Antarktika’nın doğusunda bulunan Concordia Üssü’nde yürütülen kazı çalışmasında görev yapan mühendis James Veal, BBC’ye yaptığı açıklamada, “O parçaları eldivenli ellerimde dikkatle tutmak ve düşmesinler diye çok dikkat etmek inanılmaz bir histi” diye konuştu.
“800 bin yılı aşkın zaman önce doğal karbondioksit yoğunluğunun şu anki kadar yüksek hatta belki şu ankinden bile yüksek olduğu bir döneme dair kanıtlar bulabiliriz” ifadelerini kullanan Dr. Thomas ise bu sayede gezegenimizin atmosferde biriken sera gazlarına gelecekte nasıl bir tepki vereceğini anlayabileceğimizi belirtti.
Dr. Thomas, “İklim sistemimiz o kadar çok farklı değişimler yaşadı ki bu farklı süreçleri ve farklı kırılma noktalarını anlayabilmek için gerçekten zamanda geriye gitmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Günümüz ile geçmişte sera gazlarının yoğunlaştığı dönemler arasındaki en önemli fark, son 150 yılda atmosferi ısıtan gazların artışına insanların sebep olmuş olması.
>Bu durum gezegenimizi daha önce görülmemiş bir noktaya taşıyor. Ancak bilim insanları, gezegenimizin buzda hapsolmuş tarihinin bize bir nebze olsun rehberlik sağlayabileceğine inanıyor.
Değişimin sebebi anlaşılabilecek mi?
Araştırmacılar suyun içindeki kimyasal izotopları belirleyecek. Bu sayede 800 bin ila 1,5 milyon yıl önceki süreçte (hatta belki daha da öncesinde) yaşanmış rüzgâr modelleri, sıcaklıklar ve yağışlar konusunda derinlemesine bilgi edinilecek.
Bu iş için etkileşik çiftlenmiş plazma kütle spektrometresi (ICPMS) adı verilen bir cihaz kullanılacak. Söz konusu cihaz suyun içinde bulunan 20’den fazla elementi ve eser miktardaki metali ayrıştırabiliyor. Buna nadir toprak elementleri, deniz tuzları, deniz elementleri ile geçmişte yaşanmış volkanik patlamaların işaretçileri de dahil.
Bu sayede bilim insanlarının 800 bin ila 1,2 milyon yıl önce yaşanmış ve gezegenimizin buzul döngülerinin ani değişimine sahne olmuş olan Orta Pleistosen Geçişi adı verilen gizemli değişimi anlamlandırabilecekleri umuluyor.
Çok eski çağlarda sıcak dönemler ile soğuk buzul dönemleri, 41 bin yıllık döngüler halinde yaşanıyordu. Ancak Orta Pleistosen Geçişi’yle bu süre bir anda 100 bin yıla çıktı. Hatta bazı bilim insanlarına göre, bu dönemde insan türü yok olma noktasına çok yaklaştı.
Dr. Thomas, bu değişimin sebebinin iklim bilimindeki “en heyecan verici cevapsız sorulardan biri” olduğunu ifade etti.
Buz çekirdeklerinin içinde deniz seviyelerinin şu ankine kıyasla çok daha yüksek olduğu ve buz örtülerinin çok daha sınırlı olduğu dönemlere dair kanıtlar bulunduğu tahmin ediliyor.
Buzun içinden çıkarılacak toz zerreleri sayesinde yüzey buzullarının nasıl küçüldüğünün ve deniz seviyesini nasıl yükselttiğinin anlaşılabileceği umuluyor. Bu bilgi buzulların hızla eridiği ve deniz suyu seviyelerinin her geçen gün yükseldiği çağımızda, geleceği öngörebilmek açısından büyük önem taşıyor.