Geçtiğimiz günlerde bir konser vardı. Sahne Coldplay, fon müziği “Fix You”, ve malum, “kiss cam” bir çiftin samimi anını yakaladı.
O çiftin biri evli CEO, diğeri İK Direktörü çıkınca işler karıştı.
Chris Martin bile sahneden şaşkın bir şekilde şöyle dedi:”Ya gizli bir ilişkileri var ya da çok utangaçlar.”
60 milyon izlenme, sosyal medyada kıyamet.
Bu tür olaylara çoğumuz magazin merceğinden bakıyoruz: “Vay be, CEO karısını aldatmış!”, “İK direktörüyle mi? Çok klasik!”
İşyeri aşkları en çok konuşulan konulardan biri.
Birçok çift terapistinin ortak görüşü şu: İş yerindeki ilişkiler, kişisel yetersizlikleri telafi eden “duygusal ağrı kesicilere” dönüşebiliyor.Yani bu insanlar kötü oldukları için değil; tükenmiş, yalnız, değersiz hissediyorlar. O esnada, kendisini her sabah takım elbisesiyle, Excel tablosu karşısında güçlü hisseden biriyle küçük bir göz teması, tüm duygusal sistemi altüst edebiliyor.
Evde çocuk bezi değiştiren baba, ofiste karar veren “alpha” oluyor. Partneriniz sizin “her şeyinizi” biliyor. Ama iş yerindeki kişi sadece en parlak halinizi. Bu karışım, aşık olmaktan ziyade bir “kaçış” yaratıyor.
Her şey iyi güzel de bana sorarsanız bir adam evli olduğu halde sevgilisiyle yılın en büyük konserine gidiyorsa, aslında o evlilik bitmiştir. Sadece herkesin haberi olmamıştır. Evlilik illa boşanma davası açıldığında bitmiş olmaz ki. Bir “ben biraz kafa dinlemek istiyorum” mesajı geldiğinde, o konser biletleri iki kişilik alındığında, ilişki önce kalpte biter.
İlişkiler çoğu zaman “öldü” denmeden çok önce sessizce tükenir. Cümleler kısalır. Göz göze gelmeler azalır. Sohbetler hava durumu ve çöp torbası düzeyine iner. Ve en önemlisi: Merak yok olur. Birbirine dair heyecan, ilgi, “nasılsın” demek için duyulan içten istek…
Bunlar gitti mi, evde bir aşk değil, bir lojistik anlaşma yaşanır. Ama neden ayrılmak yerine “kaçamak” tercih edilir? Çünkü ayrılmak cesaret ister. Çünkü birini terk etmek, önce kendinle yüzleşmeyi gerektirir. Ve bazen, en korkutucu yüzleşme şu olur:”Ben bu ilişkide yok olmuşum, ama hâlâ rol yapıyorum.” İşte o anda biri çıkar karşına. O kişi seni güldürür. Sana yeniden “canlı” hissettirir. Ve sen kendini bir Coldplay konserinde bulursun. Yanında eşin değil. Yanında seni hayatta hissettiren biri.
Ve o bitişi anlamak olgunluk ister. Bazen en dürüst şey “Ben seni seviyorum ama artık birlikte mutlu değiliz” diyebilmektir. İlişki bitince illa biri kötü, biri kurban olmaz. Bazen iki iyi insan, birlikte iyi olamaz. Ve evet, ilişki resmî olarak hâlâ devam ederken, duygusal olarak çoktan gömülmüş olabilir.
Aslında konserdeki kiss cam çok büyük bir iş başarmamış. Bu ilişki, aldatma yaşandığında değil… “Ben Coldplay konserine gitmek istiyorum ama sensiz” dendiğinde bitmiş zaten.