Komisyonun ilk günü güzel sözlerle geçti
05 Ağustos 2025

“Terörsüz Türkiye” kapsamında kurulan , maratonuna başladı. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığındaki toplantı için Meclis Tören Salonu yeniden düzenlendi. Sınırlı sayıda gazetecinin takibine izin verilen komisyona televizyonlar ve foto muhabirleri alınmadı. Komisyonu takip eden gazetecilere, özel yaka kartları düzenlendi.

Saat 11.00’de başlayacağı duyurulan toplantının başlangıç saati 11.30’a alındı. Salona ilk AKP ve DEM Partililer geldi. CHP’nin 10 kişilik komisyon heyeti, salona 11.33’te giriş yaptı.

Salonun oturma düzeni de dikkati çekti. Masaların karşılıklı dizildiği komisyon salonunda AKP, komisyona en çok sayıda üye veren parti olması nedeniyle sıranın bir bölümünü kapattı. CHP, MHP ve DEM Partili komisyon üyeleri, sıranın karşı tarafında yan yana oturdu.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, salona saat 11.36’de girdi. Komisyon üyeleriyle tokalaşan Kurtulmuş, açılış konuşmasına saat 11.40’ta başladı. Kurtulmuş, açılış konuşmasında, özetle şunları söyledi:

“Yarım asırdır milletimizin başına bela olmuş terörden kurtulmak için tarihi bir eşikte bulunuyoruz. Bu toplantı yalnızca komisyonumuzun başlangıcı değil, aziz milletimizin geleceğe yönelik umutlarının yeşermesinin de başlangıcıdır. Komisyon, millet adına çözüme ulaştırılacak sorunların müzakeresi, üzerinde uzlaşılacak konuların TBMM’ye iletilmesi için çalışacaktır.

Bu salonda milletin iradesini temsilen yeni bir dönemin başlangıcına şahitlik ediyoruz. Bu komisyon, millet adına çözüme ulaştırılacak sorunların müzakeresi, üzerinde uzlaşılan teklif ve tavsiyelerin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne iletilmesi ve bahse konu süreçlere millet adına vaziyet etmek için vardır. Komisyonumuz, on yıllardır ülkemizin enerjisini tüketen ve kardeşi kardeşten uzaklaştırmaya çalışanların provoke ettiği bir meseleye yeni bir gözle bakma iradesinin de yansımasıdır.

Burada asli meselemiz, hiç şüphesiz anayasa yazmak, hukuk reformu yapmak ya da tüm meseleleri bir anda çözmek değildir; Meclisin halkın sesi olmanın yanında, toplumsal barışın taşıyıcısı, kardeşliğin teminatı, çözümün meşru adresi olduğunu hatırlatma iradesidir. Siyasi hesaplarla, dar tanımlarla ve kalıplarla değil; cesaretle, vicdanla ve adaletle hareket etmenin adıdır. Çünkü örgütün kendini feshederek, silahların tamamen susturulmasıyla başlayan süreç, herhangi bir kişi, kurum ya da siyasi yapının değil, doğrudan doğruya aziz milletimizin meselesidir. Meclis komisyonunun da kıymeti tam buradadır.

Terör bu topraklarda uzun yıllar boyunca yalnızca canlarımızı değil, ortak hayallerimizi de çaldı. Tek bir terör örgütü değil, farklı isimler ve maskeler altında pek çok yapının ülkemizin önünü kesmeye çalıştığına da şahit olduk. Terörsüz Türkiye aslında, terörsüz bir bölge demektir. Şahit olduğumuz silah bırakma süreci, bir pazarlığın eseri değildir.

Her bilgilendirme ve adım, şeffaf şekilde kamuoyu ile paylaşılacaktır. Süreci zehirleyecek açıklamalardan uzak durulmalıdır. Bu nedenle basını bilgilendirmek de görevlerimiz arasındadır. Silah bırakma sürecinin millet adına takibi, büyük önem taşımaktadır.”

Kurtulmuş’un ardından komisyona 10 dakika ara verilerek kameralar salondan çıkarıldı. Salonda yalnızca televizyon ve gazete muhabirleri kaldı. Aranın ardından konuşan TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Tarih bir dönüm noktasındayız. Burası siyasi parti hesaplarının yapılacağı yer değildir” dedi.

Komisyonda ilk olarak TBMM’de grubu bulunan partiler söz aldı. Yeni Yol Partisi adına konuşan Bülent Kaya, komisyonun yalnızca birkaç konuyu ele alması ile sınırlandırılmaması gerektiğini kaydederek,  Türkiye’nin demokrasi açığıyla ilgili beklentileri olduğunu dile getirdi.

Yeni Yol Grubu’ndan Mehmet Emin Ekmen ise son altı ayda medyaya, STK’ye ve muhalefet belediyelerine yönelik operasyonların, komisyona güveni azalttığının altını çizdi. MHP lideri Bahçeli’nin, “İç cepheyi tahkim” sözlerini anımsatan Ekmen, “İç cepheyi tahkim ederken iç cepheyi tahrip etmeyelim” değerlendirmesini yaptı.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız ise “Toplumun tamamını kucaklayan” ve “Temel hak ve özgürlükleri genişleten” adımlar atılarak yeni bir dil inşa edilmesi gerektiğini ifade etti. Yıldız, 2011 yılındaki çözüm sürecinde yaşananların tekrarlanmayacağını savundu. Komisyonun, Anayasa değişikliği için çalışmayacağını dile getiren Yıldız, süreçte atılacak adımların kamuoyu vicdanını incitmeyeceğini öne sürdü.

DEM Parti adına ilk söz hakkını, DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile süreçte irade koyan tüm siyasi parti temsilcilerine teşekkür ederek konuşmasına başlayarak özetle şunları söyledi:

“Komisyonu, çözümü kolaylaştıran bir zemin olarak görüyoruz. Asıl olan, çözüm yollarını belirlerken katılımcı bir siyasal mutabakat oluşmasıdır. Tek başına çatışmasızlık kalıcı barış getirmiyor. Demokratik ve çoğulcu adımların hayata geçirilmesi gerekiyor. Eşit yurttaşlık temelinde ortak yaşamı savunmaya devam edeceğiz. Halkın iradesiyle seçilen yöneticilerin kayyum uygulaması ile görevlerinden alınması tüm yurttaşları rahatsız etmektedir. Ana dilde eğitim hakkı gibi eşit yurttaşlık adımlarının belirlenmesi özgür demokratik toplumu güçlendirecektir.

Çalışmalar sadece Kürt sorununun sonuçları ile sınırlı kalmamalı. Türkiye’de yaşayan tüm halklar için eşit ve demokratik bir geleceğin temeli oluşturulmalıdır. Yürütülecek çalışmaların günlük siyasetin ötesine taşınması, demokratik ilkelerle örülmesi gerekir. Barış ancak adalet ve eşitliğin teminat alınması ile mümkündür. Tüm siyasi partileri, STK’leri ve halklarımızı bu sürece ortak olmaya çağırıyoruz.”

DEM Parti Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, Kürt sorununun yalnızca Kürtlerin sorunu olmadığını belirtti. Türkiye’de AYM ve AİHM kararlarının uygulanmadığının altını çizen Beştaş, siyasi nedenlerle cezaevinde olan kişilerin AİHM kararları doğrultusunda serbest bırakılması gerektiğini vurguladı.

Beştaş, Abdullah Öcalan’a, “umut hakkı” uygulanması gerektiğini söyleyerek, “Komisyonun somut adımlara vesile olacak bir komisyon olmasını temenni ediyoruz” ifadesini kullandı.

CHP Grubu adına konuşan CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Türkiye’deki en yakıcı sorunların çözümünün adresinin TBMM olduğunu vurguladı. TBMM’de süreç için kurulan komisyonu değerli bulduğunu ifade eden Emir, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Anayasa’nın rutin olarka çiğnendiği bir süreçten geçiyoruz. Meclisimizin bir üyesi AYM kararına rağmen içeride tutulmaktadır. AYM ve AİHM kararları ısrarla uygulanmamaktadır. Hukuk devleti yerle bir edilmiştir. Muhaliflere düşman hukuku uygulanmaktadır. Kayyum uygulamasıyla halk iradesi hiçe sayılmaktadır. Belediye başkanlarının içi boş dosyalar nedeniyle içeride tutulması, siyasetin yargı eliyle dizayn edilmesi sürecini yaşıyoruz.

Bu komisyonun her şeyi bir çırpıda halledemeyeceğini öngörüyoruz ama demokrasiyle ilgili birçok sorunu cesaretle tartışmalıyız. Bunu sağlamak üzere de bir komisyon oluşturmalıyız. Bu komisyon, zaten kararlaştırılmış kimi yasalara ve düzenlemelere toplumsal destek aranması için çalıştırılan bir komisyon olmamalıdır.

Bu komisyon için mutlaka ayrıntılı bir İç Tüzük çalışması yapılmalıdır. Daha önce kararlaştırılmış gibi yasal çalışmaların altlığı için çalıştırılmamalı komisyon. Hukuk ve demokrasi olmaksızın bir toplumsal barışı gerçekleştiremeyiz. Tüm Türkiye’ye daha yüksek bir hukuk devleti standardı, daha özgür bir Türkiye yaratmak üzerine adımlar atılmalıdır. At gözlüğü ile bir konuya odaklanmış şekilde toplumsal barış sağlanamaz.

Bu komisyonda Anayasa değişikliği asla gündeme gelmemelidir. Komisyon bugün dağılmadan, güven artırıcı önlemler açıklayalım. Kayyum uygulamalarından bir an evvel vazgeçilmesi için buradan çağrıda bulunalım. Tutuksuz yargılamanın asıl olduğunu büyük bir açıklıkla buradan söyleyelim. Komisyon bugün, AİHM ve AYM kararlarına uyulması gerektiğini söylemelidir.”

AKP Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, AKP’nin 23 yıldır sessiz devrimleri hayata geçirdiğini ve vatandaşları ayırmadığını öne sürdü. TBMM’de kurulan komisyonda toplumsal mutabakatın sağlanacağını söyleyen Gül, şunları kaydetti:

“Sürecin dar siyasi hesaplara dahil edilmemesi gerektiğini bir kez daha hatırlatmak isterim. Bölgedeki istikrarsızlık nedeniyle Türkiye’nin iç cephesini tahkim etmesi gerekmektedir. Türkiye’nin demokrasi tarihinde yeni bir sayfa açılacağına inanıyoruz. Hak ve özgürlükleri pazarlık malzemesi yapmayız. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın milletimizin değerlerine nasıl sahip çıktığını herkes bilmektedir. Teröre karşı nasıl dimdik durduysak bundan sonra da aynı azimle bu mücadeleyi sürdüreceğiz.”

HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, çözüme yönelik önceki yıllarda başarısız girişimler olduğunu anımsattı. AKP ve MHP’nin sıkça yaptığı, “İç tahkim” vurgusunu yineleyen Yapıcıoğlu, “Silahların şartsız bırakıldığını önemsiyoruz. Komisyonun çalışmasıyla ilgili sağlam bir usul belirlenmeli ama işin aslı usule kurban edilmemelidir” yorumunu paylaştı.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Bekin, komisyonda yaptığı konuşmada İsrail’in bölgedeki saldırılarına dikkati çekti. ABD ve İsrail’in bölgede terörü kalıcılaştırmak istediğini söyleyen Bekin, şu ifadeleri kullandı: “Terörsüz Türkiye’ anlayışının başarıya ulaşabilmesi için mutlak suretle TBMM’nin güçlü bir irade ortaya koyması gerekmektedir.”

Konuşmasına tutuklu milletvekili Can Atalay’ı anarak başlayan TİP Milletvekili Ahmet Şık ise şu ifadelere imza attı:

“Böylesine bir süreçte demokrasi, hukuk alanında son derece yetkin bir isim olan Can Atalay’ın Silivri’de tutulması bu Meclis’in ayıbıdır. TİP olarak Can Atalay’ın başında olduğu bir komisyon oluşturduk. Atalay’ın görüşlerini de buradan paylaşacağız. Sürecin tümü, ‘Arka kapı diplomasisi’ olarak ifade edilebilir. Arka kapıda neler konuşulduğunu da bilmiyoruz.

Çok boyutlu sorunlar yumağının ortasındayken barış, yalnızca silah bırakmak ile sağlanamaz. Van’a kayyum atanırken İzmir’de demokratik yaşam olmaz. Geniş anlamda bir demokratikleşme sorununun altını çizmek zorundayız. Türkiye’nin adalet ve özgürlük, eşit yurttaşlık hakkı istisnasız herkes için bir haktır. AYM ve AİHM kararları uygulanmalıdır ve komisyon bu yönde beyan sergilemelidir. Terörle Mücadele Kanunu kaldırılmalıdır. Hasta tutsakların ve siyasi tutukluların tahliye süreçlerine yönelik düzenlemeler hızla yapılmalıdır. Kayyum uygulamasına derhal son verilmelidir. Komisyon, istisnai durumlar haricinde basına açık halde çalışmalıdır.”

ÇOK OKUNANLAR