Maden yüksek mühendisi Nihat Ataman, Rize’nin yüzde 82’sinin maden ruhsatlı olduğunu belirterek, ormanlar, tarım alanları ve yaşam alanlarının ciddi tehdit altında olduğunu söyledi.
Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde Fırtına Vadisi’ndeki tarihi Taş Mektep Konukevi’nde düzenlenen konferansta su kaynakları, yaşam alanları ve madencilik projeleri ele alındı.
Konferansa konuşmacı olarak katılan yüksek mühendisi Dr. Ataman’ın sunumu yurttaşlar tarafından ilgiyle izlendi. Madencilik projelerinde 16-17 yıl görev aldığını ve su kaynakları üzerine uzmanlaştığını ifade eden Ataman, Rize’deki madencilik faaliyetlerinin çevresel etkilerine dair açıklamalarda bulundu.
Konuşmalarının tamamen kendi akademik birikimine ve saha deneyimlerine dayandığını belirten Ataman, “Kulaktan dolma bilgilerle değil, bilimsel verilerle konuşuyorum” diyerek TEMA Vakfı’nın 2022-2023 tarihli raporları ve Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın (DOKA) bölgesel yatırım verilerine değindi. Ataman, “Rize’de 229 adet maden ruhsatı var. Bu da ilin yüzölçümünün yaklaşık yüzde 82’sine denk geliyor. Ancak her , madencilik faaliyeti yapılacağı anlamına gelmez” dedi.
Ataman, ruhsatların büyük bölümünün ormanlık alanları kapsadığını vurgulayarak, “Rize’de ruhsatların çoğu ormanların içinde. Tarım alanları, çaylıklar ve fındıklıklar da ruhsat sahalarına dahil. Ama bu, mutlaka maden çıkarılacak anlamına gelmiyor” dedi.
Ataman’ın verdiği oranlara göre; mera alanlarının yüzde 47’si, tarım alanlarının yüzde 77’si, iskan alanlarının yüzde 69’u, korunan doğa alanlarının yüzde 46’sı, sürdürülebilir kontrollü kullanım alanlarının yüzde 96’sı, doğal sit alanlarının yüzde 77’si, tabiat parklarının yüzde 67’si maden ruhsat sahalarına dahil.
Ataman “Milli parkların yalnızca yüzde 9’u ruhsat sahasında. Çünkü yasal olarak daha korunaklılar. Ama diğer koruma statülerinde ruhsat verilebiliyor. Bu ciddi bir tehdit” diye ifade etti.