Trump’ın Türkiye’ye biçtiği rol ve belki de tarihin geri dönüşü
10 Ekim 2025

19. Yüzyıl Prusyasının büyük askeri ve stratejik dehası kabul edilen Helmuth Karl Bernhard von Moltke, henüz 39 yaşında bir subay olarak 1839 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun askeri modernleşmesinde rol almak üzere İstanbul’daydı.

Ona göre Osmanlı’nın Batıdaki toprak kayıpları, Hristiyan tebanın isyanlarının artmasıyla devam edecekti ve Osmanlı varlığını sürdürmek istiyorsa, kendini yeniden tanımlamak, bir ‘Türk-Arap İslam İmparatorluğu’ olmak zorundaydı.

Von Moltke, başkent İstanbul’un da askeri açıdan savunulması zor bir yer olduğunu düşünüyordu ve Osmanlı’ya başkenti taşımayı önerdi. Nereye mi? Şam’a.

Böylece Osmanlı, sahiden Türk-Arap İslam İmparatorluğu olarak yaşamaya devam edebilirdi, yoksa son kaçınılmazdı.

Yıl 1839. Unutmayın.

Benzer bir öneri, bizim tarihimize acı hatırası “93 Harbi” olarak geçen 1877-78 Osmanlı Rus savaşı sonrası yine bir Alman generalden, Wilhelm Leopold Colmar Freiherr von der Goltz’dan geldi. O da başkentin İstanbul’dan daha doğuya taşınmasını önerenlerden biri oldu.

Alman askeri stratejistler, Osmanlı’nın varlığını korumasıyla İslam karakteri arasında bire bir ilişki görüyordu. Dışarıdan bakılınca böyleydi. Ama Osmanlı öyle düşünmüyordu. Sonra yerine kurulan Cumhuriyet de öyle düşünmedi.

Şimdi de bir Amerikan Başkanı ve onun Türkiye’ye yolladığı büyükelçi, 21. yüzyılın ilk çeyreğini bitirdiğimiz bugünlerde 19. yüzyılda Almanlar’dan gelen önerileri yeniden gündeme getiriyor.

Başkan Trump aylar önceden Suriye’yi “Türkiye’ye ait” kabul etmeye başladı. Şimdi Filistin meselesini de Tayyip Erdoğan’a havale ediyor. Ona kalsa Lübnan’ı da Türkiye’nin himayesine verecek.

Hatırlayın, Trump’ın yakın dostu da olan Büyükelçi Tom Barrack da sık sık Avrupa’nın Türkiye’yi içinde kabul etmemesinden söz ediyor.

Daha çarpıcısı şu: Hepimiz, mevcut Tayyip Erdoğan iktidarının bugün açıkça konuşulmasa da Başkan Trump ile onun büyükelçisinin bu vizyonlarını beğendiğini biliyoruz. Kafanın arkasında hep bir Osmanlı hayali var.

Elbette bu saatten sonra bir Türk-Arap İslam İmparatorluğu kurulacağı yok ama modern Türkiye’nin bütün Arap coğrafyasına örnek olarak önerilmesi bu başkana özgü bir tutum değil. Zamanında Barack Obama da aynı şeyi yapmak istemişti.

Kendimizle ilgili stratejik okumalarımızı ve kültürel yönelimimizi yeniden tartışacağımız bir dönemin işaretleri bunlar.

Türkiye’yi bir Doğu-Batı tartışması bekliyor ve bana soracak olursanız bu tartışma keskinleşecek olursa galibi şimdiden belli.

Hayırlısı…

ÇOK OKUNANLAR