İstanbul’da CHP’li belediyelere yönelik operasyonların ilk kurbanı olan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer dün akşam cezaevinden tahliye edildi. Özer’e yönelik iki suçlama vardı, bunlardan “Kent uzlaşısı” diye bilinen davada daha önce tahliyesine karar verilmişti. Özer hakkında Aziz İhsan Aktaş örgütü dolayısıyla yolsuzluk soruşturması da yapılmıştı ama Özer için bu soruşturma “kovuşturmaya yer olmadığı” kararıyla düşmüştü. Özer dün akşam cezaevinden salıverildi.
Cezaevinden tahliye edilen Ahmet Özer’i, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Dilek Kaya İmamoğlu, CHP üyeleri ve çok sayıda vatandaş karşıladı. Cezaevi çıkında ilk açıklamasını yapan Ahmet Özer şöyle konuştu:
“Burada beni karşılamaya gelen; başta il başkanımız, ilçe başkanlarımız, belediye başkanlarımız ve sevgili başkanımızın eşi Dilek Hanıma, ayrıca bütün dostlarıma teşekkür ediyorum. Sizin de belirttiğiniz gibi, bir yıl 10 gün sonra dışarıdayım. Dünyanın en güzel şeyi özgürlüktür ama maalesef ben bugün özgürlüğün sevincini tam olarak yaşayamıyorum, çünkü yüreğimin yarısını içeride bıraktım. Başta cumhurbaşkanı adayımız ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu olmak üzere, Adana Büyükşehir Belediye Başkanımız Zeydan Karalar ve ilçe belediye başkanlarımız, belediyelerimizin üst düzey bürokratları ve diğer dostlarımız, arkadaşlarımız içerideler. O nedenle ben bu özgürlüğün sevincini bugün tam olarak yaşayamıyorum. Özellikle de bugün İBB ile ilgili iddianamenin yayınlanmasıyla birlikte tablo ortaya çıktı. Ülkemizin içinden geçtiği süreçte hukuka, demokrasiye, hukuk güvenliğine ihtiyacı var. Demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işlemesine büyük ihtiyacımız var. Bu aynı zamanda seçilmiş belediye başkanlarımızın tutuksuz yargılanabileceği bir ortamın da bir ilk göstergesi olmasını diliyorum. Birinci söylediğim bu.
İkinci olarak, bir barış sürecinin içinden geçiyoruz. Benim en büyük üzüntülerimden biri, dışarıda olup bu sürece yeterince katkı veremememdir. Bugün ve bugünden sonra umarım bunu ziyadesiyle yapacağım. Bu sürece vermiş olduğu samimi ve içten desteklerinden dolayı, özellikle Sayın Devlet Bahçeli’ye burada huzurunuzda teşekkür etmek istiyorum. Aynı şekilde, Sayın Feti Yıldız’ın hem hukuk güvenliği hem de hukuka duyulan güvenin daha da artması için yapmış olduğu açıklamaların, içerideki insanlar için özellikle önemli bir rol oynadığını belirtmek istiyorum. Bunların aynı zamanda pratikte işlevsel olmasını diliyorum.
Üçüncü olarak, ben ve benimle beraber 10 tane Esenyurt Belediye personeli, diğer yardımcılar, müdürler ve çalışanlarımız da aynı zamanda tutuklanmıştı. Bugün aldığım bilgiye göre, benimle birlikte 2-3 arkadaşımız tahliye oldu ama başta kalp hastası olan Başkan Yardımcısı İbrahim Halil Çalış olmak üzere, müdürlerimiz ve çalışanlarımız içeride kaldılar. Bundan dolayı sevincimi tam olarak yaşayamadım. Umuyorum ve diliyorum ki, ilk fırsatta hak ve hukuk tecelli edecek; bu çalışanlarımız, Esenyurt Belediyesi’nin çalışanları da, İBB çalışanları da, belediye başkanlarımızla birlikte özgürlüklerine kavuşacaktır.
Bir üzüntüm de, ben Esenyurt’ta 7 ay boyunca; halk gece demeden gündüz demeden, bayram seyran demeden, son sürat çalışırken, Esenyurtumuzu 21. yüzyıla yakışır bir kent haline getirmeye çalışırken birden bire bu operasyonla önümüzün kesilmesiydi. Bu beni Esenyurt’a hizmet etmekten alıkoydu. Ben içerideyken veya mahkemelerde savunma yaparken, aynı zamanda bunları Esenyurt halkı ve seçmeni için yaptım. Bundan sonra, hem seçimin hem seçilenin hem de seçeneğin iradesinin demokratik kurallar içerisinde gasp edilmeyeceği günlere doğru gitmemiz gerekiyor. Hem benim, hem Esenyurt halkının, hem kayyum atanmış Şişli’nin ve diğer 14 belediyenin. Buna Anayasa Mahkemesi’ne de başvurduk. Umuyorum yakında bununla ilgili olumlu bir karar çıkar. Bundan sonra ülkemizin bu barış sürecinde aynı zamanda bu irade gasbına da son vereceğini ve barış içinde, demokrasi ve hukuka dönülen bir ortamda hep birlikte ülkemizi daha güzel günlere taşıma konusunda çabanın içerisinde olacağımızı günleri diliyorum.
Bu çerçevede, tekrar içerideki arkadaşlarımıza, meslektaşlarım adına selamlarımı yolluyorum. Başkanımızın eşi Dilek Hanım da burada hep bizimle birlikte oldu. Aynı zamanda, bir teşekkürü de avukatlarıma yapmak istiyorum; onlar da çok büyük çaba sarf ettiler. Bir özel teşekkürüm de ailem için, eşim ve oğlum için ama en önemli teşekkürüm, bu sürecin kahramanı olan kızım içindir. O sadece benim için değil, içerideki herkes için de büyük çaba sarf etti ve bundan sonra da sarf etmeye devam edecek. Bu duygu ve düşüncelerle hepinize teşekkür ediyorum. Başkanımıza tekrar, geldikleri için; belediye başkanımıza, ilçe başkanlarımıza çok teşekkür ediyorum. Ayrıca, bu sürecin yılmaz savunucusu ve mücadelecisi, il başkanımız Özgür Çelik’e teşekkürlerimi sunmak istiyorum. O da bu sürecin içinde, her gün bizimle birlikteydi. Biz her ne kadar bedelimizi içeride ödesek de, ruhumuz hep sizinle birlikteydi. Bu yürütmüş olduğu gayretten dolayı ona ve ilçe başkanlarımıza teşekkür ediyorum. Ayrıca, son teşekkürümü de bu sürecin cesaretle, dirayetle savunucusu ve bizim umudumuzu yeşerten genel başkanımıza yapmak istiyorum. Bu içeriden çıkmanın ilk gününde, biliyorsunuz biraz buruklukla sevinç iç içe geçmiş durumda. Özgürlük ve demokrasi mücadelesi, bir insanın en önemli mücadelesidir. Böyle dönemlerde zorlukların bedelleri olur; bu bedelleri ödemekten geri durmayanların sayesinde, geleceğe özgürlüğe, eşitliğe ve özellikle adalete dair umutlarımız hep diri kalıyor ve hep diri kalacak. Ülkemizin bu günleri yaşaması ve bundan sonra refah içinde yaşaması, barış içinde yaşaması için elimizden gelen çabayı sarf edeceğimizi bilmenizi istiyorum.”

