MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, son dönemde hükümetle ters Anayasa Mahkemesi’nin yeni hükümet sisteminin ‘doğasına uygun şekilde’ yenideden yapılandırılmasını önerdi. Bahçeli AYM’nin 1960 darbesinin ürünü olduğunu belirtirken, tüm kurumların uygulamada olan cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine göre yapılandırılması gerektiğini söyledi.
Bir süredir kararları iktidarın tepkisini çeken Anayasa Mahkemesi son olarak karayollarında gösteri yasağı koyan yasayı iptal edince İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun hedefi olmuştu.
Devlet Bahçeli 1 Ekim’de yasama yılının açılacağına işaret ederek başladığı yazılı açıklamasında Meclis’in önemine ilişkin hatırlatmada bulunduktan sonra temel gündemin “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bütün kurum ve kurallarıyla yerleştirme” olması gerektiğinin altını çizdi.
Bahçeli şöyle dedi:
- Bu maksatla da yeni hükümet sistemi Parlamenter Sistemin bütün kamburlarından, bütün bağlarından, bütün engellerinden ayıklanmalı, arındırılmalıdır.
- Nihayetinde hakim ve havi hukuk sistemi mutlaka ele alınmalı, darbe dönemlerinin ürünü ve mirası olan yargı müessesleri demokratik bir içeriğe kavuşturulmalıdır.
- Özellikle Başkanlık Sistemiyle yönetilen ülkelerde yargının en üst organı olarak “Yüce Mahkeme” veya “Yüksek Mahkeme”ler yer almaktadır.
- Buna karşılık Parlamenter Sistemle yönetilen ülkelerde ise Anayasa Mahkemeleri bulunmaktadır.
- Hâlbuki ülkemizde tarihi nitelikli bir yönetim reformu yapılmış, egemenliğin yegane sahibi aziz Türk milleti 16 Nisan 2017’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni tercih etmiş, Parlamenter Sistem dönemi kapanmıştır.
- Milli bekamızı tehdit eden devasa sorunlara daha etkili karşılık Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle verilmektedir.
- Anti-demokratik girişimlerin önü yine bu hükümet sistemiyle kesilmektedir.
- Terör mücadeledeki başarılar, sınır ötesindeki operasyonlar, egemenlik haklarımızın muhafazası Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde daha hızlı ve tesirli bir hale gelmiştir.
- Ekonomik saldırılara direnç, Kovid-19 salgını ile kararlı mücadele yeni hükümet sisteminin sunduğu güçlü sevk ve idareyle arzu edilen seviyelere ulaşmıştır.
- Parlamenter Sistem’in oluşturduğu kurumların yeniden yapılanması ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne fonksiyonel açıdan müzahir noktaya taşınması artık kaçınılmaz bir zarurettir.
- Demokrasinin ilkeleriyle ve aziz milletimizin iradesiyle temellenen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni darbelerin ardından tesis ve tezahür eden kurumların küflü prangalarından kurtarmak asıl olmalıdır.
- Bunlardan birisi de ilk defa 1961 Anayasa’sı ile hukukumuza giren, esas itibariyle 1960 darbesinin oluşturmak istediği demokrasi dışı yapıyı korumak için ihdas edilen Anayasa Mahkemesi’dir.
- Bu kapsamda Anayasa Mahkemesi yeni hükümet sisteminin doğasına uygun şekilde yeni baştan yapılandırılmalıdır.
- 27 Mayıs darbecilerinin, 12 Haziran 1960 tarihinde çıkardığı “1” numaralı geçici kanun ile hem Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin hak ve yetkileri hem de Türk milleti adına yapılan yargılama yetkisi “Yüksek Adalet Divanı” adı verilen icazetli ve boyunduruk altındaki yapı tarafından gasp edilmiştir.
- Yassıada’da millet iradesini yargılayan ve dönemin bakanları ile başbakanına idam kararı veren de bizzat bu gayrimeşru lekeli yapı olmuştur.
- Bahse konu Yüksek Adalet Divanı’nın birçok üyesi ise maalesef o dönemde kurulan Anayasa Mahkemesi’nin kurucu üyeleri olmuş, bu mahkemenin ana iskeletini oluşturmuşlardır.
- Kaldı ki Yüksek Adalet Divanı Başkanlığı sıfatıyla 27 Mayıs darbesinin tetikçiliğini yapan Salim Başol, ilerleyen yıllarda Anayasa Mahkemesi asıl üyeliğine seçilmiştir.
- Mahkeme’nin Anayasa’ya uygun kararlar vermesi beklenirken siyasi ve ideolojik saplantılara kapılması millet vicdanında derin yaralar açmıştır.
- Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin sağlıklı bir zeminde devamını ve güçlenmesini mümkün kılacak reformların gecikmeksizin yapılması acil bir ihtiyaçtır.
- Ahlaki ve siyasi bir uzlaşmayla, 1960 darbesinin bütün izlerinin ortadan kaldırıldığı, zulüm olan yargılamaların tüm sonuçlarının yok sayıldığı bir dönemde, Anayasa Mahkemesi de tüm unsurlarıyla yeniden masaya yatırılmalıdır.
- Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ruhu ve esaslarıyla birlikte, yüksek demokratik standartlar bunu gerektirmektedir.
- Türkiye’nin demokratikleşme sürecini hızlandıran Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle çelişmeyecek demokratik, etkin, adil, tartışmaların odağı olmaktan çıkarılmış bir “Yüce Mahkeme”, deyim yerindeyse bir “Divan-ı Ali” kurulması Türkiye’nin gücüne güç katacaktır.
- Siyaset kurumunun görevi, yaşanan karanlık dönemlerin muhasebesi ile geleceğin Türk asırlarının, Türk nesillerinin ihtiyaçlarını tespit etmek, kudretli devlet inşası için gerekli demokratik adımları ve atılımları süratle hayata geçirmektir.
- Geçmişin hüzünlü ve kaotik dönemlerinden hukuken, fiilen, fikren ve ruhen kurtuluş bu şekilde sağlanacaktır.
- Anayasa Mahkemesi’nin son zamanlarda verdiği kararlar sancılı ve sakattır.
- Hak ihlalleri adı altında, milli haklara ve adalet duygusuna telafisi imkansız zararlar verilmektedir.
- Türkiye darbelerle yüzleştikçe, darbelerin demokrasi karşıtı kurumlarıyla hesaplaştıkça istikbal ve istiklalini sarsılmaz biçimde güvenceye alacaktır.
AYM nasıl yeniden yapılandırılır?
Anayasa Mahkemesi’nin yapısında değişiklik yapılabilmesi için Anayasa’nın değişmesi gerekiyor. Bu değişikliğin kısa yolu Meclis’te 3’te 2 çoğunluk anlamına gelen 400 milletvekilinin oyunu bulmak. İkinci yol Meclis’te 360 oyla değişikliği halkoyuna sunup sandıkta yüzde 50+1’i bulmak. AK Parti-MHP blokunun sandalye sayısının 339’da kalması, iki yolu da hükümettin terk başına kat edemeyeceği anlamına geliyor.