Zafer Algöz, Okan Bayülgen’e neden kızdı?
16 Ekim 2020

HaberGlobal adlı TV kanalında yılların ana haber sunucusu Jülide Ateş’in “Jülide Ateş’le 40” adlı programına konuk olan oyuncu Zafer Algöz, yıllar önce Okan Bayülgen ile arasına giren kara kediyi ayrıntılarıyla anlattı.

Jülide Ateş, Algöz’den önce birlikte çalıştığı iki ismi, Okan Bayülgen ve Cem Yılmaz’ı kıyaslamasını istedi. Algöz’ün yanıtı şöyle oldu:

“İkisi çok farklı. Okan Bayülgen bence radyo ve televizyon için ideal biri. Ama Cem Yılmaz çok farklı biri. Benim ölçülerime göre 25 senedir falan Türkiye’nin 1 numarası. Hem komedyen olarak hem de yaptığı sinema filmleri, senaryolarıyla. Okan Bayülgen ile ‘Zaga’ ve ‘Televizyon Çocuğu’ döneminde beraber çalışmıştık, yönetmenimiz de Şafak Bakkalbaşıoğlu’ydu. Oradaki konseptimizde hiç yazılı metin yoktu. Bazen yazarlarla çalışmak istedik, baktık kafamız onlara hiç uygun değil doğaçlama yapmaya karar verdik.”

Ardından konu Algöz ile Okan Bayülgen arasındaki gerginliğe geldi. Algöz onu da şöyle anlattı:

“Daha sonra ‘Dudu Teyze’ mesela benim bulduğum bir karakterdi. Cihangir’de oturuken evimin tam karşı katında bir kadın vardı. Oradan aşağıya bakarak çocukların oğlunun arabasına yanaşmasına sinir oluyordu. Kadın dikkatimi çekti ben de bunu Okan’a anlattım. Sonra biz bunu televizyonda kullanmaya başladık. Bir dönem geçtikten sonra şunu öğrendim ki orada yapmış olduğum, benim de yaratıcılığını üstlendiğim o işleri Okan bize haber vermeden kendisi gidip kendi üstüne almış, noter üzerinde.

Ben de o zaman sormuştum Okan’a, madem böyle bir şey yapıyorsun, noterden gidip bu projeleri tasdik ettiriyorsun, bizim neden adımız geçmiyor? Evet senin televizyon programında yapıyoruz ama benim neden adım geçmiyor?

‘E işte şov dünyasının kuralları böyledir’ falan dedi. Ben de ‘O zaman kusura bakma ben şov dünyasının kuralları değil, arkadaşlık kurallarına göre hayatımı devam ettiriyorum. Elbette şov dünyasının kuralları olabilir de böyle bir şey yapıyorsan benim haberimin olmasını dilerdim’ dedim. Sonra o dönem ‘Dudu Teyze’ye bir reklam teklifi geldi. Sanıyorum dört bölümlük bir bilgisayar reklamı yapmıştık ona. Oradan da kendine ait bir para istedi.

Ben işlerimi gönül işleriyle devam ettiren biriyim. Baktım ki tatsızlık olacak çünkü bütün bunlar yaşandıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi hayata devam etmenin bir anlamı yok. İşin tadı kaçtı. Kırgınlık olunca vedalaşalım dedik, vedalaştık.”