AYM’den Cumhurbaşkanlığı sistemine onay
19 Kasım 2020

Anadolu Ajansı’nın geçtiği haberin ilk paragrafı aynen şöyle: “Anayasa Mahkemesi (AYM), yeni hükümet sistemine uyum düzenlemeleri kapsamında çıkarılan ve Bakanlar Kurulunun yetkilerini Cumhurbaşkanı’na devreden 698 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin (KHK) iptali istemini reddetti.”

Bu cümleyi tercüme etmek gerek. Hatırlayın, Cumhurbaşkanlığı sisteminin tam anlamıyla yürürlüğe girebilmesi için, idare hukuku anlamında mevcut devlet yapısının “kapatılması” ve sonra da yeniden “açılması” gerekiyordu.

Eskinin bakanlar kurulu ve bakanlıkları gidecek, yerine Cumhurbaşkanı hükümetinin bakanlıkları gelecekti. Anayasada Cumhurbaşkanı’na verilen yetkilerden biri de, “kanunların düzenlemediği alanlarda” Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkartmaktı.

İşte, Binali Yıldırım başkanlığındaki parlamenter sistemin son hükümeti, Cumhurbaşkanı’nın idari sistemde rahat hareket edebilmesi için bir son dakika düzenlemesi yaptı; önce yakında fesi olacak olan Meclis’e gidip eski Anayasaya göre bir “yetki kanunu” çıkardı; sonra da bu yetkiye dayanarak çeşitli Kanun Hükmünde Kararname’ler yayınladı.

Bu kararnamelerden biri, bütün ama bütün bakanlıkların kuruluş kanunlarını yürürlükten kaldırıyordu. Böylece, Cumhurbaşkanı yeni sistem uyarınca göreve başlar başlamaz devleti kendi dilediği gibi yeniden kurabilecek, bakanlıkları yeniden düzenleyebilecekti. Nitekim öyle de oldu; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayınlanan 1 numaralı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi neredeyse bütün devleti yeniden ve tek seferde kurdu. Aynı kararname içinde çok sayıda bakanlığın birden kuruluş kanunları yer aldı.

İşte, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Anayasaya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne götürdüğü KHK, o son bakanlar kurulunun son kararnamesi, yani bugünkü uygulamasıyla Cumhurbaşkanlığı hükümetine dayanak sağlama amacını güden o kararnameydi. CHP’nin gerekçesi, bu denli önemli bir konunun Meclis tarafından yapılmamasının Anayasaya aykırı olduğu iddiasıydı. Ama sonuçta o yetkiyi de Meclis vermişti, yani Anayasaya aykırılık iddiası tutarlı değildi.