Türkiye Girişimi Raporu’na göre, kan nakli Türkiye’de yaklaşık 500 milyon dolarlık bir ekonomik maliyet oluşturuyor. Bu maliyete kan tedariki, kan bankacılığı, tedavi maliyetleri ve hasta ile yakınlarının iş gücü kayıpları da dahil ediliyor. Kan nakli talebinin yüzde 25 oranında azaltılabileceği belirtiliyor. Kan ve Ötesi raporu, kan naklinin neden olduğu maddi kayıpları ortaya koyuyor. Raporda, Türkiye’deki kan yönetimi sistemi çeşitli perspektiflerden ele alınıyor. Kan nakli ihtiyacının acil durumlar yerine kronik hastalar için daha fazla olduğuna dikkat çekiliyor. Kronik hastalıkların yaklaşık yüzde 40’ında kan nakline ihtiyaç duyulduğu belirtiliyor. Kan kullanım sıklığını azaltacak yeni tedavi seçeneklerinin olduğu vurgulanıyor. Talasemi hastalarında ve yaşlılarda kemik iliği yetmezliği gibi durumlarda bu tedavilerin kullanılması gerektiği ifade ediliyor. Kan ekonomisinin üç bileşenden oluştuğu belirtiliyor: Kızılay tarafından toplanan kan, kaybedilen iş gücü ve tedavi maliyetleri. Yıllık olarak 400-500 milyon dolarlık bir kan ekonomisi bulunuyor ve bu milli gelirin yüzde 1’ine tekabül ediyor. Yenilikçi tedavi yaklaşımlarının talebi karşılamada önemli bir fark yaratabileceği ifade ediliyor.