Merkez Bankası dün 2024 Kasım ayı ödemeler dengesi rakamlarını açıkladı; Türkiye 5 ay süren cari fazla dönemini sona erdirmiş, Kasım ayında cari açık vermeye başlamıştı.
Dün bir başka rakam daha açıklandı; Çin’in 2024 yılı dış ticaret rakamları. Bu dev ülke geçen yıl neredeyse 1 trilyon dolar dış ticaret fazlası vertmişti.
Bu rakam tabii Çin’in ödemeler dengesi rakamı değil, sadece ticaret fazlası. Ama hepimiz biliyoruz, cari denge denen şeyin en büyük belirleyicisi dış ticaret fazlası.
Çin para biriktirir, biriktirdiği bu parayla yeni yeni alanlara sermaye yatırımları yaparken bizim başkalarından borç aldığımız parayla tüketim malı ithalatı yapmamız akıl alır gibi değil ama gerçek.
Nitekim, daha cari açık rakamları belli olmazdan önceden biliyorduk, Türkiye enflasyonla mücadele yılında tüketim malı ithalatını arttırmayı başarmış ülkenin adı.
Üstelik bu ithalat önümüzdeki dönemde daha da artacak, çünkü TL değerlendi, döviz ise “ucuz” kaldı. Bu ithalata yönelecek, Türkiye 2025’te 2024’e göre çok daha yüksek dış ticaret açıkları ve cari açıkla karşılaşacaktır. Dolayısıyla bu yıl cep telefonundan otomobile sembol tüketim maddelerinin ithalatında ve tüketiminde caydırıcı vergilerin devreye girmesi hiç şaşırtıcı olmaz.
Bütün caydırıcı tedbirlere rağmen ithalatın düşmesini bekleyenlerden değilim.
Bu anlamda baktığınızda, Mehmet Şimşek’in göreve başlamasının üzerinden 18 ay geçtiği halde aslında “rasyonel”e ve “normal”e gelemediğimiz, aksine bir deliği yamamayım derken başka yerden başla delikler açtığımız bence görünüyor.
Helke bir seçim yılı olsun, ithalatı ve sahte cennette yaşama hissini o zaman göreceğiz.