İngiltere’deki ‘Cambridge Beşlisi’ romanlara, filmlere konu olmuş bir casusluk hikayesi ve Birleşik Krallık için de büyük bir utancın konusu.

Hepsi de yüksek sınıflara mensup beş genç adam, daha 1930’larda Cambridge Üniversitesinde öğrenciyken komünist olmuş, ardından da KGB için casusluk yapmayı kabul etmişlerdi.

İçlerinde en ünlüsü tam yakalanmak üzereyken Sovyetler Birliği’ne kaçan Kim Philby idi. Haklarındaki soruşturma yıllarca sürdü, çünkü İngiliz karşı istihbarat servisi MI-5 bir beşinci ajan daha olduğunu biliyor ama kimliğini ortaya çıkaramıyordu.

O beşinci ajan, Sir ünvanlı Anthony Blunt’tı. Kraliçe Elizabeth’in ahbabı, Buckingham Sarayı’nın sanat koleksiyonunun seçicisi, kendi alanı olan sanat tarihinde dünya çapında uzman bir isimdi.

Aslında KGB ajanı olduğunu MI-5’a 1964 yılında itiraf etmişti ama bu bilgi kamuoyuna açıklanmadığı gibi şimdi anlaşılıyor ki Kraliçeden de uzun yıllar saklanmıştı. Zaten ‘sir’ ünvanını da 1964’deki itirafından sonra almıştı.

Şimdi The Guardian gazetesinin haberine göre, MI-5’ın üzerinden gizliliği kaldırılan belgelerinden anlaşılıyor ki, Kraliçeye ancak 1973 yılında, Blunt’ın itirafından 9 yıl sonra resmi olarak bilgi verilmiş. Sebebi de, Anthony Blunt’ın bozulan sağlığı imiş.

Ama tabii bu durumdan geç haberdar edilen yegane kişi kraliçe değil. Blunt’ın KGB hesabına çalıştığını itiraf ettiği 1964 yılında başbakan olan Alec Douglas-Home, onun casus olduğunu bütün kamuoyuyla birlikte 1979 yılında Başbakan Margaret Thatcher bu bilgiyi halka duyurduğunda öğrendi.