Belarus veya Beyaz Rusya, Rusya ile Batı Avrupa arasına sıkışmış küçük bir bağımsız Cumhuriyet. Bu ülke 1994 yılından beri Alexandr Lukaşenko tarafından demir bir yumrukla yönetiliyor ve Rusya’nın yörüngesinde duruyor.

Benzer sıkışmışığı yaşayan diğer ülkeler Ukrayna, Gürcistan gibi Belarus’ta da Rusya’ya değil Batıya yaslanmak gerektiğini söyleyen bir akım var ama Lukaşenko onu çok sert önlemlerle bastırmış durumda.

Dün ülkede muhalefetin neredeyse olmadığı bir seçim vardı ve sonuçlara kimse şaşırmadı, sözde ülkede yapılan “sandık çıkış anketleri”ne göre Lukaşenko bu kez oyların yüzde 87,6’sını almıştı.

Avrupa Birliği ise yapıla bu seçimi ne özgür buluyor ne de adil.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ve AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Marta Kos, Belarus’ta bugün yapılan cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili ortak yazılı açıklama yaptı.

“Belarus’ta dün gerçekleşen sahte seçim ne özgür ne de adildi.” ifadesi kullanılan açıklamada, şu değerlendirme yapıldı:

“Belarus’ta insan haklarına yönelik amansız ve benzeri görülmemiş baskılar, siyasi katılıma ve bağımsız medyaya erişime getirilen kısıtlamalar, seçim sürecini her türlü meşruiyetten mahrum bıraktı. Rejimin, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisini seçimlerden sadece 10 gün önce davet etme kararı, bu bağımsız kuruluşun seçim sürecinin kilit aşamalarına erişmesini engelledi. Bu, seçimlerin güvenilirliğinin tamamen yokluğunun bir başka kanıtıdır.”

AB’nin Lukaşenko yönetimine yönelik yaptırımlarının süreceğinin belirtildiği açıklamada, Belarus halkına destek mesajı verildi.

Açıklamada, “Rejimi, AB Delegasyonu çalışanı da dahil olmak üzere, keyfi olarak gözaltına alınan binlerce siyasi tutukluyu derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakmaya çağırıyoruz.” ifadeleri kullanıldı.