Vücudumuzda “kahverengi yağ hücreleri” adı verilen hücreler olduğunu biliyor muydunuz?
Bu hücreler, vücudumuzun ısısını kontrol ediyor temel olarak. Daha çok boynumuzda yer alıyorlar ve dış ısıya bakarak vücut ısısını sabit tutmaya çalışıyorlar. Örneğin dışarısı soğuksa, vücut ısısını arttırıyorlar.
Vücut ısısının artması, daha doğrusu dış ortam soğuksa vücudun ısısının düşmesini engellemek için ısıtma mekanizmasını açması her şart altında fizik kanunları gereği daha fazla enerji harcanmasına neden olacağı için bu kahverengi yağ hücreleri uzun yıllardır obezite ile mücadelede ümit vaat eden bir şey olarak duruyor.
Duruyor ama bilim bunca yılda kahverengi yağ hücrelerini manipüle edip fazla çalıştırmanın bir yolunu bulabilmiş değildi; ta ki bu haberin konusu olan araştırmaya kadar.
Kahverengi yağ hücreleri yetişkinlerde işaretli yerlerde.
Aslında dünyada birileri örneğin ense ve boyuna soğuk kompres yaparak veya soğuk suyla duş alırken suyu tam boyna veya enseye isabet ettirmek, oda ısısını 20-21 derece arasında tutmak gibi yöntemler deneyerek daha kolay zayıflamaya çalışıyor ama bilimin aradığı manipülasyon bu değil. Bilim bir ilaç arıyor, öyle bir ilaç olsun ki kahverengi yağ hücrelerimizi harekete geçirsin ve daha fazla kalori yakmamızı sağlasın.
Bilim, kanser araştırmaları sırasında hücrelerimizin içinde bir çeşit enerji santralı görevi gören mitokondrileri daha iyi tanımak için uğraşırken 2013 yılında vücudumuzda bulunan yeni bir proteini keşfetti: MCJ veya açık yazılmış haliyle ‘Methylation-controlled J.’
Bilim insanları bu proteinin yokluğunun hücre metabolizmasında önemli değişikliklere neden olduğunu keşfetmişti.
İspanya’daki Ulusal Kanser Merkezi’nden araştırmacılar bu protein üzerinde yoğunlaştırdıkları çalışmalarında MCJ’nin yokluğunun kahverengi yağ hücrelerine etkisini gördüklerinde çok şaşırdılar; çünkü bu protein olmayınca kahverengi yağ hücreleri hemen “thermogenesis” denen süreci başlatıyor, vücudun beyaz yağ hücrelerini yakarak vücut ısısını yükseltmeye çalışıyordu.
Farelerde bunu denediklerinde MCJ’si bloke edilen farelerin ince kalmaya devam ettiğini gördüler. Bu konudaki makaleleri 13 Ocak’ta Nature Communications adlı bilim dergisinde yayınlandı.
Tabii farelerde görülen bir şeyin insanlarda da görülmesi garantisi yok. Kaldı ki bilim henüz bu proteinin yokluğunun yaratacağı olası kötü etkilere de bakmış değil.
Ayrıca zaten henüz ortada MCJ’yi bloke edecek bir mekanizma da yok. Laboratuvarda kullanılan mekanizmaların bir obezite ilacına dönüşmesi çok imkan dahilinde değil.
Ama yine de obeziteyle savaşta yeni bir ihtimal belirmesi, meydanın sadece şu an çok yaygın olan semaglutid cinsi zayıflama iğnelerine bırakılmaması önemli bir gelişme.
