1 trilyon doları buharlaştıran küçük bir Çin şirketinin hepimize verdiği ders
28 Ocak 2025

İngilizce’de “hype” diye bir kelime var. “Heyecanlanmak/heyecanlandırmak” anlamlarına geliyor sözlüklere göre. Ama sanki bu anlam tam karşılamıyor “hype”ın günlük dildeki anlamını. Bir çeşit modadan, herkesi heyecanlandıran yeni bir durumdan da söz ediliyor sanki bu kelimeyle.

Yapay zeka, tam olarak ne işe yarayacağını kimsenin aslında bilmediği ama sanki her şeye yarayacakmış gibi duran bir “hype” uzunca bir zamandan beri.

Özellikle Amerika’yı yönetenlere göre yapay zeka bir “ulusal güvenlik” meselesi. Neredeyse “Yapay zekaya sahip olan dünyayı da yönetir” diyecekler. Daha birkaç gün önce Amerikan Başkanı Donald Trump, ülkesinin yapay zeka konusunda “dünyayı domine etmesi”ni sağlayacağını düşündüğü bir başkanlık kararnamesi çıkardı, ben de pazar günü bu köşede onu yazdım.

Amerika, daha düne kadar yapay zeka konusunda en üstün teknolojinin kendi ülkesindeki birkaç şirkette olduğunu düşünüyordu. Yalnız bir sorun vardı: Bu teknoloji çok ama çok pahalıya mal oluyordu. Bu pahalılık da Amerika için aslında büyük bir avantajdı, çünkü konuşulan inanılmaz büyüklükteki paraları bu ülke sermayesi ve borsası sağlayabiliyordu. Düne kadar böyle bir ekonomi vardı.

Sadece son birkaç günün örnekleri: 

-Başkan Trump’la birlikte basın toplantısına çıkan OpenAI, Oracle ve SoftBank, yanlarına Dubai fonu MGX’i de alarak Stargate adlı bir ortak girişim kurmuşlardı, ilk ağızda 100 milyar dolar yatıracak, yapay zeka için gereken veri merkezini kuracaklardı. 4 yılda toplam 500 milyar dolar, yarım trilyon yatırım yapacaklardı.

-Meta, bu yıl yapay zeka için 65 milyar dolar yatırım yapacaktı. Veri merkzleri kuracaktı.

-Microsoft, zaten bir veri merkezi şirketi olarak 80 milyar dolarlık yeni yatırımlar yapacaktı.

-Bütün bu veri merkezi yatırımları, Nvidia’nın olağanüstü yüksek işlem kapasiteli ve hızlı işlemcileri sayesinde mümkün olacaktı; yani bu şirketin satışları çok artacaktı. Bu beklenti Nvidia hisse senetlerini daha bu ayın başlarında 150 dolar sınırına kadar yükseltmişti. Şirket para basan makine gibiydi; 2024’te 35 milyar doları aşan satış yapmıştı, gideri ise sadece 4,3 milyar dolardı. Yıllık net geliri 19,3 milyar dolardı.

Bakın bu verdiğim örneklerde yazdığım paraları normal sanıyoruz ama değil. Bunlar çok ama çok büyük paralar. Yapay zekanın çok pahalıya mal olduğuna dair bir genel kabul oluştu Amerika’da.

Esasen bu genel kabule ilk itiraz Fransa’da küçük bir şirketten, daha yeni kurulmuş olan Mistral’den geldi. Gururla ifade ediyorum, 10Haber daha geçen yıl Mart ayında bu gelişmeyi duyurmuştu. Mistral, örneğin yapay zeka konusunda öncü şirket olduğuna inanılan OpenAI’ın 80-100 milyon dolara yapabildiği bir işi 20 milyon dolara yapmayı başarmıştı. O iş, yapay zeka modülünü eğitme işiydi.

Yapay zekayı diyelim geniş dil modeli (LLM) konusunda eğitmek neden pahalı diye merak edebilirsiniz. Yapay zekayla ilgili fiyatların tamamı, bu modüllerin kullandığı bilgisayar işlemcisi süresine bakılarak hesaplanıyor. Daha uzun süre kullanan daha çok para harcıyor. Kullanılan işlemciler veri merkezlerindeki işlemciler. Veri merkezi kurma fiyatı yükseldikçe yapay zekanın bu merkezleri kullanım fiyatı da yükseliyor.

Küçük Fransız start-up şirketi Mistral, bu eğitme işini hem daha kısa sürede hem de daha ucuz veri merkezleri kullanarak yapmıştı.

Amerikalı yatırımcıların ve karar vericilerin gözü kendi “başarıları” ve “yeganelikleri” ile o kadar boyanmıştı ki, Fransa’dan gelen bu uyarı işaretini dinlemediler, görmezden geldiler.

Ardından Çin geldi. Yine 10Haber geçen yıl Haziran ayında bunun da haberini yayınladı. Çin’de o kadar çok yapay zeka sohbet robotu piyasaya çıkmıştı ki, tüketiciden istenen ücretler neredeyse bedava seviyesine kadar inmişti. Haberden bir paragrafı aktarıyorum: “Kendi büyük dil modelini (DeepSeek) inşa eden High-Flyer adı hedge fon, 6 Mayıs’ta, en son sürüm için fiyatları 1.000 token başına bir yuan sentin yüzde birine (büyük dil modeli fiyatlandırmasında tercih edilen birim) düşürdü. Bu, OpenAI’nin en son büyük dil modeli olan GPT-4 Turbo için talep ettiği fiyatın yaklaşık yüzde 1’ine tekabül ediyor.”

Dün Amerika’da borsayı sarsan, toplamda 1 trilyon dolarlık değerin buhar olup uçmasına neden olan gelişme tam da bu işte: 10Haber bunu haziran ayında okuyucusuna iletmiş, yapay zekanın fiyatı düşüyor.

Peki nasıl düşüyor? Tarih boyunca nasıl düştüyse öyle, çünkü temel ekonomi kanunları yerinde duruyor: Verimliliği arttıran inovasyonlar sayesinde.

Amerikan şirketleri maliyetler konusunda inovasyon yapmaz ve tam tersine yapay zekanın pahalı olmasını sektöre küçük oyuncuların girişini engelleyen bir bariyer olarak kullanırken dünyanın geri kalanı başka şeyler yapıyordu.

Düne kadar inanç şuydu: Yapay zeka başarması çok zor bir konu; ayrıca zaten çok da pahalı, bunu yapsa yapsa trilyon dolarlık dev şirketler becerebilir ve gelecekte dünyayı o yapay zekalara sahip olan dev şirketler yönetecek.

Ama görüyorsunuz, “meşruiyet içinde çareler tükenmiyor.” Çin’den, Çin çapında bile küçük olan bir şirket çıktı, o ülkenin devleri Baidu’ya, Ali Baba’ya meydan okudu ve onları geride bıraktı. Şimdi de Amerikan devlerini devirmeye hazırlanıyor.

Şirket, en gelişmiş iki yapay zeka modülü olan ChatGPT4o ve Antrophic’in Claude’unu yakalayan, hatta bazı alanlarda geçen DeepSeekV3’ü sadece 5 milyon 600 bin dolara mal etmişti. Oysa OpenAI bu iş için milyarlarca dolar sermaye kullanmış, sırf modülünü eğitmeye 100 milyon dolardan fazla para harcamıştı.

OpenAI bir dev kabul ediliyor ama henüz kâr etmiş değil, aksine inanılmaz miktarda paraları “yakıyor.” Şirket 2026’da tam 14 milyar dolar zarar etmeyi planlıyor. Yani günde 38 milyon dolardan fazla para “yakacaklar.” 

Amerikan finans sistemi için sanki para sonsuz bir kaynak, aktıkça daha fazla akıyor.

Ama dün ansızın Amerikan finansal piyasaları, “Bir dakika ne oluyor” diyen yatırımcıların sesini duydu. Yatırımcılar, “Acaba para yatırdığımız bu varlıklar gereksiz yere şişmiş balonlar mı?” diye düşündü ve ellerindekini yüksek fiyattan satmaya başladı. Satış dalgası toplam 1 trilyon dolarlık değerin bir günde buharlaşmasına neden oldu. 1 trilyon dolar dediğiniz söylemesi dile kolay geliyor belki ama ülkemizin yıllık milli geliri.

Amerikan piyasalarının bundan sonra ne tepki vereceğini kestirmek zor, dün gece boyunca okuduğum bütün yatırım bankası raporları kendi müşterilerine “sakin olmayı” öğütlüyordu.

Ama düşünecek olursanız sakin olunacak bir durum yok. Bir iş modelinin, Amerikan usulü yapay zeka yaratma modelinin bir nevi çöküşüne tanıklık ediyoruz. Bundan sonra aynı modelle, milyarlarca dolarlık yatırımlarla ve şirket değerleriyle yapay zeka işi yapılamayacak. Çünkü DeepSeek’in yaptığı her şey açık kaynak kodlu ve herhangi üç üniversite öğrencisi bir olup biraz da para bulup DeepSeek’in Amerikan versiyonunu kolayca yapabilir. Ucuz olsun diye de veri işlemeyi Amerika dışındaki veri merkezlerine havale edebilir.

ÇOK OKUNANLAR