Çok merak ediyorum, birkaç hafta önceye kadar Ayşe Barım adını bilen, onun varlığının farkında olan kaç kişi vardı?
Kendi iş ve arkadaş çevresi dışında pek az kişiydi herhalde. Bugün, haber kuruluşları artık Ayşe Barım’dan o kadar çok söz ettiler ki, onun kim ve ne olduğunu okuyucuya hatırlatan minik sıfatlar veya yarım cümleler bile kullanmıyor, doğrudan ismini yazıyorlar. Demek ki onu artık herkesin tanıdığı varsayılıyor.
Ayşe Barım günlerdir gözaltındaydı, dün gece cezaevine gönderildi. Artık bir daha ne zaman çıkar, ancak Allah bilir.
Neden tutuklandı? 12 yıl önce işlediği öne sürülen bir suçtan ötürü bugün delilleri karartabileceği endişesiyle. Şaka gibi ama değil, maalesef çok ciddi.
Hani kocasını öldüren Ogün Samast için “Bir çocuktan katil yaratan karanlık” demişti ya Rakel Dink, ben de Ayşe Barım için “Barım’dan siyasi eylem organizatörü yaratan tuhaf güç oyunu” demek istiyorum.
Neden oynanıyor bu bu güç oyunu bilmiyorum, arkada bir strateji mi var, ince ince planlanmış bir durum mu, yoksa sadece bir güç gösterisi mi bilmiyorum gerçekten ama bunun bir sonucu var ve olacak:
Hikmeti kendinden menkul, kudretli devletimiz Ayşe Barım üzerinden toplumun tamamına ve en çok da toplumda popüler olan oyuncu, şarkıcı vs gruba bir mesaj veriyor: İşinizi yapın, siyasete karışmayın, başınızı belaya sokmayın.
Herkes sussun, kendine çizilen alandan dışarı çıkmasın, hele hele siyasetin alanına hiç girmesin istiyorlar.
Dün T24’te Cansu Çamlıbel’in Osman Kavala’nın eşi Ayşe Buğra ile yaptığı söyleşiyi okumayanınız kaldıysa lütfen okuyun, bakın Ayşe Buğra bu suskunluk/sessizlik/tepkisizliği ne güzel ve ne kadar acıklı anlatmış.