Yeni doğan bebekler vücutlarında K vitamini depoları büyük ölçüde boş olarak dünyaya gelirler.
O yüzden ülkemizde de, dünyanın bütün ülkelerinde de doğumdan hemen sonra bebeklere bir doz K vitamini aşısı yapılır.
K vitamini, biz yetişkinler farkında değiliz belki ama vücutta çok önemli fonksiyonlara yardımcı olur. Bunların başında kanımızın pıhtılaşması gelir.
Yeni doğmuş bebeklerde K vitamini eksikliği “yenidoğanın kanamalı hastalığı” adı verilen hastalıklara yol açıyor. Sağlık Bakanlığı’nın sitesinde yer alan bilgilere göre iç ve dış kanamalara yol açabilen hastalık, prematüre bebeklerde daha uzun ve şiddetli seyrediyor. Özellikle iç kanamalar fark edilmesi daha zor olan ağır sonuçlara yol açıyor.
Hastalık beyin, mide-bağırsak sistemi, deri altı ya da kas içi kanamalara neden olarak ağır sonuçlara ya da ölüme yol açabiliyor.
Bakanlık K vitamini eksikliğiyle gelen en önemli riskin beyin kanamaları olduğunu vurguluyor.
Bebekler için hayati riskin yanında, atlatılsa bile beyin hasarı sonucu zeka geriliği ve felç gibi önemli sorunlara yol açabiliyor.
Çoğu vaka, yaşamın ilk iki haftasında meydana geliyor, ancak K vitamini aşısı yapılmayan bebekler, altı aya kadar risk altında olabiliyor.
Doğumdan kısa bir süre sonra tek doz K vitamini ile tüm bu risklerin önüne geçiliyor.
Buraya kadar ansiklopedik bilgiydi.
Şimdi olaya gelelim:
Çankırı’da bir çift yeni doğan bebeklerine K vitamini aşısını da topuk kanı taramasını da yaptırmadı.
Eskiden olsa Sağlık Bakanlığı hemen o aileye dava açıyor, mahkeme kısa sürede karar veriyor ve aşı yapılıyordu.
Ama sonra Anayasa Mahkemesi 11 Kasım 2015’te Hale Sare Aysal adlı bir kişinin bireysel başvurusu üzerine bir karar aldı ve mahkemelerin ebeveynlerin izin vermediği bebeklik ve çocukluk aşılarının yapılması karar veremeyeceğini söyledi.
Anayasa Mahkemesi’ne göre bebeklere ve çocuklara bazı aşıları uygulama zorunluğu getirmenin açık ve öngörülebilir yasal dayanağı yoktu; mahkeme kararıyla aşıyı uygulamak ise Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınanan “Vücut bütünlüğüne sahip olma hakkı”nın ihlal edilmesiydi.
Meclis zorunlu aşılar konusunda bir yasa çıkarmadıkça mahkeme kararıyla aşı uygulamak yapılamazdı.
Bu kararın ardından Sağlık Bakanlığı anne babalar eğer aşıyı reddedecek olursa onları mahkemeye vermemeye başladı. Bu büyük eksikliği giderip yasa çıkarması gereken Meclis ise bu işini 10 yıldır yapmadı.
Kısaca, şu an ülkemizde bebeklere ve çocuklara zorunlu aşıları yapma zorunluğu bulunmuyor. Ebeveynler bu aşıları bebeklerine ya da çocuklarına yaptırmak istemezse kimse onları zorlayamıyor.
İşte Çankırı’daki çift de böyle.
Ülkemizde aşı karşıtlığının türlü çeşitli kökenleri ve sebepleri var. Ama önde gelen sebep bebeklik ve çocukluk dönemi aşılarının çeşitli yan etkilerinin olduğuna dair inanç. Bu inancı destekleyen hiçbir delil yok, ancak özellikle Amerika’da da yaygın olan bu davranış, bir İngiliz bilim insanının 90’lı yıllarda yazdığı tamamen sahte bir takım araştırmalara dayandığı daha sonra ortaya çıkan bir makalesinden kaynaklanıyor. Makalede aşıların otizme yol açtığı öne sürülmüştü. Bu sahtekarlık o kadar hızlı biçimde yaygınlaştı ve aşı karşıtı kampanyalara dönüştü ki, bunun yalan olduğu defalarca kanıtlanmış olmasına rağmen hala yaygın.
Çankırı’daki anne baba bebeklerine K vitamini aşısı yaptırmayınca, bebeklerinin sağlığı üzerine bir kumar oynamış oldular. İnsanlık onbinlerce yıldır var ve eski zamanlarda hiçbir bebek K vitamini aşısı olmuyordu, ve hepsi de ölmüyor veya ömür boyu sürecek ağrazlara maruz kalmıyordu. Ama burada kilit kelime “hepsi” kelimesi; çünkü bebeklerin bazıları maalesef K vitamini eksikliğinin sonuçlarını çok acı yaşıyordu, hayatlarını kaybederek veya ömür boyu örneğin zeka geriliğiyle yaşayarak.
Çankırı’daki çiftin bebeği de işte o ‘bazıları’ndandı maalesef. Haberin başında da aktardık, bu vitaminin yokluğu başta beyin kanaması olmak üzere bir dizi iç kanamaya neden olabiliyor, bunlar ölümcül olabildiği gibi ömür boyu kalacak arızalar da bırakabiliyordu.
O bebek nöbet geçirdi ve durumu ağırlaştı. Bunun üzerine Çankırı’dan Ankara Etlik Şehir Hastanesi’ne sevk edildi. Bebek beyin kanaması geçiriyordu. Hastanede hemen yoğun bakıma alındı ve entübe edildi, şimdilik uyutuluyor.
Yeniden uyanır mı, uyandıktan sonra beyin fonksiyonları normal olur mu, şimdiden bilmeye imkan yok.
Aile topuk kanı testi de yaptırmamış. Oysa bu bir damla kan bazı testler için alınıyor, testlerde de bebeğin bazı genetik hastalıkları olup olmadığına bakılıyor.