Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin haftalık grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına Siirt Belediye Eşbaşkanı Sofya Alağaş’a yargılandığı davada 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmesine tepki gösteren Hatimoğulları, “Bu ceza halkın iradesine apaçık bir saldırıdır. Apaçık bir darbedir. Belediye asbaşkanlarımızı hedef alan bu saldırılarla ve barış arayışının bu şekilde baltalanması asla kabul etmiyoruz. Bir yandan barış konuşulurken öte yandan belediye eşbaşkanlarımıza dönük bir ceza sistemi uygulanmasını doğru bulmuyoruz. Bu karar bir kez daha yargının bütün muhalefete karşı saldırısının göstergesidir. Cezaevleri, baskılar, siyasi soykırım operasyonlarıyla bugüne kadar bir tek adımı geri atmadık. Bizler bu siyasi soykırım operasyonlarına karşı asla diz çökmeyeceğiz, aman dilemeyeceğiz” dedi.
“Hepimizin merakla beklediği ikinci İmralı görüşmesi gerçekleşti” diyen Hatimoğulları, şöyle devam etti:
“İmralı görüşmesinden çıkan yol haritası elbette bütün halkların merakla beklediği bir konudur. Sayın Öcalan görüşmede, ‘çalışmalarıma devam ediyorum. Küresel ve ulusal krizlerin üst üste bindiği tarihsel bir dönemden geçtiğimizi’ söylemiştir. Öcalan, ‘Türkiye’yi demokrasi zeminine çekmek krizlerden korumak için tek çaredir’ demiştir. Öcalan son görüşmede heyetimize, ‘Bahçeli’nin yaklaşımının devlet aklıyla buluşması halinde barışa hizmet edecek tarihsel bir çıkışa hizmet edeceğini’ belirtmiştir.
Tülay Hatimoğulları, ikinci İmralı görüşmesinde PKK lideri Abdullah Öcalan’ın mesajlarını şu ifadelerle aktardı:
“Sayın Öcalan görüşmede şunları ifade etmiş: ‘Çalışmalarıma devam ediyorum’ demiş. Kamuoyunun merakla beklediği görüşmeye ilişkin ‘Türkiye toplumunu ilgilendiren bazı önemli hususları da şu şekilde sizlerle paylaşmak isterim:
Sayın Öcalan küresel ve bölgesel ve ulusal krizlerin üst üste bindiği tarihsel bir dönemden geçtiğimizi değerlendirmiştir. ‘Bu üst üste binmiş kriz döneminde Kürt sorununun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi ile ilgili oyalama, zaman kazanma, bekle-gör politikalarına tevessül etmek Türkiye halklarına yapılacak en büyük kötülür olur’ demiş. Yaşanan krizlere karşı Türkiye toplumunu ve bölge halklarını korumanın yolu bellidir. Sayın Öcalan’ın çağrısı nettir. Türkiye’yi demokrasi zeminine çekmek krizlerden kurtarmanın tek çaresidir.
Bu kapsamda Sayın Öcalan, meseleyi şiddet ve çatışma zemininden demokratik hukuk ve demokratik siyaset zeminine çekmeyi hedeflediğini bir kez daha bu görüşmede de ısrarla vurgulamıştır.
Sayın Öcalan’ın son görüşmede vurguladığı gibi tarihin kritik dönemeçlerinde sağlanan ortaklaşmalar sorunların çözümüne katkılar sağlar. 22 Ocak tarihindeki görüşmede sayın Öcalan mevcut sorunların ancak demokratik hukuk yoluyla kökten çözümünün önemle vurgulamış. Sayın Öcalan’ın şu hususların önemle altını çizdiğini ifade etmeliyim:
‘Sürekli beka kaygısı üreterek işçi ve emekçinin alın terini güvenlik politikalarına harcandığı, yoksulluğun derinleştiği, hukuksuzlukların sıradanlaştığı, sömürünün yaygınlaştığı, kadın ve çocuk düşmanlığının arttığı bu kısır döngüden çıkmanın yol haritasını sunmaya hazır olduğunu’ ifade etmiş. Türkiye’nin bütün prangalardan kurtulmasının zeminini oluşturmaya hazır olduğunu güçlü bir şekilde dile getirmiştir.
Ayrıca sayın Öcalan son görüşmede heyetimize ‘Bahçeli’nin yaklaşımının devlet aklıyla buluşması halinde barışa hizmet edecek tarihsel bir çıkışa vesile olacağını’ belirtmiştir.”