Erdoğan: Filistin’e ikinci Nekbe yaşatmaya kimsenin gücü yetmez
10 Şubat 2025

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan’daki temaslarını tamamlayıp buradan Malezya’ya geçti ve Malezya Başbakanı Enver İbrahim ile görüştü. Türkiye ile Malezya arasında stratejik iş birliği toplantısına katılan iki lider burada birer konuşma yaptı, ardından Malaya Üniversitesi’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a fahri doktora ünvanı verildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  Putrajaya Uluslararası Kongre Merkezi’nde, Yeni Yüzyılda Türkiye-Malezya Stratejik İşbirliği toplantısı kapsamında kamu çalışanları ve üniversite öğrencilerine hitap etti.

Konuşmasına Türkiye’deki 85 milyonun en içten selam ve sevgilerini ileterek başlayan Erdoğan, dost ve kardeş Malezya’yı her ziyaretinde ayrı bir heyecan ve bahtiyarlık duyduğunu belirtti.

Malezya Başbakanı Enver İbrahim’e ve tüm Malezya halkına sıcak misafirperverlikleri için teşekkür eden Erdoğan, Türk ve Malay halkları arasındaki münasebetlerin köklerinin 16’ncı yüzyıla kadar uzandığını, gerek tarihi gerekse kültürel anlamda müşterek bir değerler manzumesinin paylaşıldığını söyledi.

Türkiye ile Malezya’nın geçen yıl diplomatik ilişkilerin tesisinin 60’ıncı yıl dönümü olduğunu hatırlatan Erdoğan, ülkeler arasındaki bu yakın ve dostane ilişkilerin gelecekte de her alanda ivme kazanarak çok daha güçlü bir şekilde sürmesini temenni etti.

Değişim fırtınası

Malezya ziyaretini bölgesel ve küresel gelişmeler bağlamında önemli değişimlerin yaşandığı bir dönemde gerçekleştirdiklerini dile getiren Erdoğan, üretim-tüketim-dağıtım alışkanlıkları kökten değişirken, eş zamanlı olarak dünyanın yeni bir paylaşım kavgasına doğru sürüklendiğine dikkati çekti.

Erdoğan, bu değişimin fırtınasının, küresel ölçekte siyasi, sosyal ve ekonomik birtakım kırılmaları da beraberinde getirdiğini vurguladı.

Bu süreçte ülkeler arasındaki rekabetin daha yıkıcı hale geldiğini, kutuplaşmanın daha da arttığını, korumacı ve tek taraflı yaklaşımların rutinleştiğini müşahede ettiklerini ifade eden Erdoğan, bir hususun tespitinin iyi yapılması gerektiğini belirtti.

Küresel sistemin banilerinin İkinci Dünya Savaşı’nın galipleri olduğunu hatırlatan Erdoğan, beynelmilel münasebetlerden ekonomi, finans ve ticarete kadar birçok alanda oyunun kurallarını belirleyenlerin de aynı ülkeler olduğunu kaydetti.

Hiçbir şey tesadüf değil

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

“Son 80 yıldır doğudan batıya aktarılan yer altı ve yer üstü kaynaklarının önemli bir kısmı yine bu ülkelerin ekonomik, siyasi ve askeri gücünü desteklemek, halklarının refahını finanse etmek için kullanılmıştır. Elimizi vicdanımıza koyup lütfen şu sorulara cevap verelim. 1960’larda başlayan bağımsızlık hareketlerinin önünün bir müddet sonra askeri darbelerle kesilmesi tesadüf müdür? Soğuk Savaş’ın iki ana aktörü arasındaki bilek güreşinin kurbanlarının genellikle mazlum milletler olması sadece rastlantı mıdır? Büyük güçlerle ticari ilişkilerini daha dengeli, daha adil bir noktaya çekmek isteyen liderlerin alaşağı edilmesini masum görebilir miyiz? Bugün dünya nüfusunun yüzde 55’inin toplam gelirden aldığı pay yalnızca yüzde 1,3 ise bunda sistemden kaynaklanan bir sorun yok mudur?

Hasbelkader Kuzey Amerika’da doğan bir çocuğun, Afrika’da yaşayan 70 çocuktan daha fazla imkana sahip olmasını normal karşılayabilir miyiz? Karşılaştırmaları ve örnekleri çoğaltabiliriz. Haklıyı, mazlumu, zayıfı değil, güçlüyü, zorbayı, seçkini, zengini koruyan bu yapının aynı şekilde devam etmesi doğru da mümkün de değildir. Çünkü adaletin olmadığı, adaletin vahşi çıkarlar uğruna rafa kaldırıldığı bir yerde insanlık adına barış, huzur ve kalkınma olmaz.”

“Adaletsiz düzene itirazımızı her zeminde açıkça dile getiriyoruz”

Bundan 80 yıl öncesinin olağanüstü şartlarında insanlığa biçilen bu elbisenin, dünyaya artık çok dar geldiğini vurgulayan Erdoğan, bunun da işaretlerini geniş bir yelpazede herkesin gördüğünü kaydetti.

Son dönemde giderek artan dayatmaları, imtiyazlarını kaybetmek istemeyenlerin çırpınışları olarak değerlendirdiklerini ifade eden Erdoğan, “Haklı olanın güçlü değil, gücü elinde bulunduranın her zaman haklı çıktığı bu adaletsiz düzene itirazımızı her zeminde açıkça dile getiriyoruz. Türkiye olarak biz şuna inanıyoruz, her şeyden önce nüfusu yaklaşık 2 milyarı aşan İslam aleminin temsil edilmediği bir yapının kendisi adil olmadığı için adalet de dağıtamaz. Dünya nüfusunun dörtte birinin dışlandığı bir yapının güvenlik dağıtması, küresel istikrar ve barışa hizmet etmesi elbette beklenemez.” diye konuştu.

Aynı durumun küresel yönetim sisteminde temsil imkanı bulamayan diğer gruplar için de geçerli olduğunu dile getiren Erdoğan, “Dolayısıyla ekonomiden diplomasiye, ticaretten güvenliğe sorunların çözümü için yeni bir anlayışa, yeni bir küresel düzene ihtiyacımız var. Herkesi kucaklayan, adil, paylaşımcı, farklılıkları zenginlik olarak gören ve güven esasına dayalı bir sistemin inşası tercihten öte zorunluluktur.” dedi.

“Ekonomik, sosyal ve uluslararası temsil bakımından daha adil bir dünya mümkün”

“Dünya beşten büyüktür” şiarının, işte bu yeni düzen arayışlarının sembollerinden biri haline geldiğini aktaran Erdoğan, bu idealin kuvveden fiile çıkmasının öncelikle zihinlere vurulan prangaların parçalanmasıyla olacağına işaret etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çatışmaların değil barışın, korkunun değil güvenin, terör ve şiddetin değil huzurun, yokluğun değil refahın egemen olduğu bir dünyanın inşa edilebilirliğine evvelemirde bizim inanmamız gerekiyor. ‘Daha adil bir dünya mümkün’ derken esas itibarıyla buna dikkat çekiyoruz. Mevcut sistemden çıkar sağlayan ‘imtiyazlılar kulübü’ bunu istemese de ekonomik, ticari, sosyal ve uluslararası temsil bakımından daha adil bir dünya mümkündür.

Gerçek manada bir değişimin yaşanabilmesi için sadece kendi maruz kaldığımız adaletsizliklere itiraz etmemiz yetmez. Kendi hakkımızı savunurken başkalarının yaşadığı haksızlık ve acılara da gönlümüzü açma cesaretini gösterebilmeliyiz. Unutmayalım ki, altta kalanın canının çıktığı bir yerde yalnızca keder olur, gözyaşı ve acı olur. Biz Türkiye olarak işte böyle bir bakış açısıyla hareket ediyoruz. Üzerimizdeki sorumluluğun farkındayız ve bu sorumluluğu hakkıyla yerine getirmenin mücadelesini veriyoruz.”

İkinci Nekbe’ye kimsenin gücü yetmez

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filistin halkına ikinci bir Nekbe yaşatmaya, Allah’ın izniyle kimsenin gücü yetmez, yetmeyecektir.” dedi.

Erdoğan, “İsrail yönetiminden, öncelikle sebep oldukları yıkımın bedeli tahsil edilmeli, bununla da Gazze’deki yeniden inşa süreçleri başlatılmalıdır.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Netanyahu, topraklarından kopartamadığı Gazzelilere yer arayacağına, Gazze’de yol açtığı 100 milyar dolarlık zararı tedarik edeceği kaynak aramalıdır.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, “İsrail devleti ve haydut yerleşimciler tarafından gasbedilen evleri, arazileri, iş yerleri de hak sahibi Filistinlilere iade edilmelidir” dedi.

Enver İbrahim: Türkiye jeopolitik güç haline gelmiştir

Malezya Başbakanı Enver İbrahim, Putrajaya Uluslararası Kongre Merkezi’nde Perak Sultanı Nazrin Şah tarafından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a verilecek fahri doktora beratı için düzenlenen törende konuştu.

Erdoğan’ın Malezya ile kurmaya hassasiyet gösterdiği büyük ortaklık ve dayanışma için şükranlarını sunan Enver, Türkiye’nin uzay teknolojileri ve yapay zeka gibi alanlarda yaptığı yaptırımlara ve gelişmelere dikkati çekti.

Enver, “Geçmiş beklentilerin prangalarından artık kurtulmuş bir ülke, özgürleşme ve geleceğe anlamlı bir şekilde yürüme imkanı kazanmış bir halkla karşı karşıyayız.” dedi.

Siyasetin her zaman elle tutulur sonuçlar getirmediğini ancak vazgeçilmez olduğunu vurgulayan Enver, “Türkiye, ulusal şuurunu ve onurunu ciddi şekilde artırmış bir ülkedir. Jeopolitik olarak küresel bir güç haline gelmiş bulunmaktadır.” ifadelerini kullandı.

“Sınırların ötesine geçen bir lidersiniz”

Enver, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hikayesini büyük bir meydan okuma olarak nitelendirerek, “Tutukluluktan devletin başına giden bir öyküsü var. Bu, sadece bir hayatta kalma hikayesi değil, bir gurur hikayesi. Zorlukların karşısında yenilmeme ve güçlü, kararlı ilerleyişe devam etme hikayesidir. Türkiye, bugün her zaman olduğundan daha güçlü, daha öz güvenli ve daha kararlı.” diye konuştu.

Enver, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kendi modern tarihi boyunca olmadığı şekilde öz güvenli bir ülkeden bahsediyoruz ve bunun sebebi de sizin yaptıklarınız, sizin çabalarınız Sayın Erdoğan. Bugün sizleri burada ağırlıyoruz, sadece bir devlet başkanı ünvanıyla değil. Sayın Emine Erdoğan, sadece lider eşi olarak burada bulunmuyorsunuz.

Sınırların ötesine geçen, etkisi hissedilen bir lidersiniz ve tüm dünyada sevilen, takdir görülen bir lider olduğunuz için bizlerle olmanız, bizleri çok gururlandırıyor.”

Doktora töreni

Putrajaya Uluslararası Kongre Merkezi’nde, Perak Sultanı Nazrin Şah tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verilecek fahri doktora beratı için tören düzenlendi.

İki ülke milli marşlarının çalınmasının ardından dua edildi. Perak Sultanı Nazrin Şah, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Malaya Üniversitesi tarafından uluslararası ilişkiler alanında verilen fahri doktora beratını takdim etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, 5 yıl aradan sonra dost ve kardeş Malezya’da tekrar bulunmaktan memnuniyet duyduğunu dile getirdi.

Malezya Başbakan Enver İbrahim’in davetine icabetle ziyaret ettiği Malezya’ya her gelişinde kendisini evinde, kardeşleri arasında hissettiğini ifade eden Erdoğan, “Rabb’im aramızdaki dayanışmayı ve muhabbeti daim eylesin.” diye konuştu.

Erdoğan, Asya’nın iki yakasında yer alan Türkiye ve Malezya’nın, coğrafi uzaklığa rağmen esasen birbirlerinin dostu, kardeşi ve aynı zamanda ortağı olduğunu söyledi.

Bu ortaklığı, 2014 yılında stratejik, 2022 yılında ise kapsamlı stratejik düzeye çıkardıklarını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ülkelerimiz arasındaki işbirliğinin önemli boyutlarından birini eğitim ve beşeri ilişkiler oluşturuyor. Akademik münasebetlerimiz 1980’lerden bu yana ivme kazandı. Bir dönem ülkemize hakim olan yasakçı ve baskıcı zihniyet sebebiyle bir çok gencimiz buralara geldi, eğitim aldı, akademik kariyer yaptı. Hamdolsun, o günler artık ülkemizde geride kaldı. Bugün, Türkiye olarak dünyanın 190’ı aşkın ülkesinden 340 bine yakın uluslararası öğrenciye ülkemizde yükseköğrenim imkanı sunuyoruz. Çok sayıda genç kardeşimiz burslar vesilesiyle hem Türkiye’de hem Malezya’da öğrenim görmeye devam ediyor. Ayrıca Malaya Üniversitesi ile Yunus Emre Kültür Merkezimiz arasındaki işbirliği ile 2019 yılından bu yana üniversitede Türkçe dersleri veriliyor. Bugün geldiğimiz aşamada ülkelerimizde Türkiye ve Malezya mezunlarını daha fazla görüyor ve bu durumdan iftihar ediyoruz.”

“Üniversiteler, toplumların kalkınması için önemli bir fonksiyona sahiptir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malezya’nın yükseköğretimde bir çekim merkezi haline gelmesinin sebeplerinden birinin Perak Sultanı Nazrin Şah idaresinde faaliyetine devam eden Malaya Üniversitesi olduğuna dikkati çekti.

Malezya Başbakan Enver İbrahim’in de Malaya Üniversitesi mezunu olduğunu bildiğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

“Dünya akademik sıralamasında 60. sırada yer alan Malaya Üniversitesi yaklaşık 40 bin öğrencisiyle Malezya akademik hayatında ve çalışmalarında seçkin rol oynuyor. Bu çalışmalarda, akademik şahsiyeti ve değerli katkılarıyla Sayın Sultan Nazrin Şah’ın liderliğinin fevkalade önem taşıdığını düşünüyorum. Hepimizin bildiği üzere üniversiteler, toplumların kalkınması için önemli bir fonksiyona sahiptir. Akademik açıdan güçlü üniversiteler, daha donanımlı nesiller yetiştirmekte ve bu da aydınlık yarınlara zemin oluşturmaktadır.

Bölgesinin yükselen yıldızı olan Malezya’nın iyi yetişmiş insan kaynağıyla gelecekte çok daha başarılı yerlere geleceğine yürekten inanıyorum. Malaya Üniversitesi tarafından şahsıma tevdi edilen fahri doktora ünvanı dolayısıyla başta Sayın Sultan Nazrin Şah olmak üzere tüm üniversite yönetimine teşekkür etmek istiyorum. Dünyanın en seçkin üniversiteleri arasında kabul edilen Malaya Üniversitesi’nin bu ünvanı tevcih etmesini, şahsıma, ülkeme ve milletimize gösterilen teveccühün bir tezahürü olarak kabul ediyorum. Bu duygu ve düşüncelerle Malaya Üniversitesi ailesine en kalbi şükranlarımı sunuyor, çalışmalarında başarılar diliyorum.”

ÇOK OKUNANLAR