Gelecek için planların hazır mı?
10 Şubat 2025

‘Genç Türkiye’ artık geride kaldı; her yıl biraz daha yaşlanıyoruz. ‘Üçüncü Çeyrek’ adını verdiğimiz ve hem bireysel hem de kurumsal olarak karşılık bulan çalışmaların artık daha geniş bir kitleye ulaşmasının zamanı geldiğini düşünüyorum. Bu durum sadece ülkemize özgü değil; tüm dünyada da benzer bir yaklaşımı gözlemlemek mümkün. Kurumlar, şirketler ve otoriteler tarafından göz ardı edilen, yalnızlaştırılan ve bir sorun olarak anlatılan bir yaş grubundan bahsediyoruz.

Oysa meselenin çözümüne yönelik eylem önerimiz net: Bu deneyim ve birikim üretmeye devam etmek istiyor. Ancak nereden başlayacağını, nasıl ve kiminle yapacağını bilmiyor. Çünkü bu konuda yapılmış bir şey yok, yol gösteren yok, merak edenlerin ve araştıranların çaldığı kapılar ise açılmıyor bile. O zaman birilerinin harekete geçmesi gerekiyor. En önemli etkiyi yaratacakların başında kurumlar ve şirketler geliyor.

Şirketler ve kurumlar ne  yapmalı?

Şirketlerin ve kurumların farklı kuşakların bir arada çalışması konusunda yapacağı farkındalık çalışmaları, etkileşim etkinlikleri, bu alanda düzenlenecek zirveler ve uzmanların katıldığı paneller, ayrıca çevrim içi eğitimler ve yol gösterici içerikler çok faydalı olacaktır. Bu çalışmalar, daha sağlıklı bir yaşlılık süreci ve daha kaliteli, değer katan işlerin yaratılmasını sağlayacaktır. Çalışan kişi kendini daha iyi hissedecek ve toplumla olan bağını koparmayacaktır.

Genwise’da dert edindiğimiz meselelerin artık şirketlerin de gündemine girmesi ve araştırılması bizi heyecanlandırıyor. Ancak bu ilginin şimdilik sadece ‘emeklilik’ şirketlerinin gündeminde kalması işimizi zorlaştırıyor. Türkiye, artık dünya ortalamasından daha yaşlı bir ülke.

Türkiye İstatistik Kurumu, geçtiğimiz hafta 2024 nüfus istatistiklerini yayınladı. 2023’te Türkiye’de 34 olan ‘ortanca yaş’ 34,4’e yükseldi. Rakamlar arasındaki artış büyük görünmeyebilir; ancak alt kırılımlarda ciddi değişimleri gözlemlemek mümkün. Nüfusumuz bir yılda ‘sadece’ 292 bin kişi arttı ve 40 ilin nüfusu düşüş gösterdi. Çalışma çağı olarak tanımlanan 15-64 yaş grubundaki nüfusun oranı 2007 yılında yüzde 66,5 iken, 2024’te yüzde 68,4 oldu. Çalışma çağının üst sınırının dünya tanımlamasında 64 olduğuna dikkat çekmek isterim. Türkiye’de EYT ile emekli olanların yaş ortalaması ise 48’di. Çocuk yaş grubu olarak tanımlanan 0-14 yaş grubundaki nüfusun oranı yüzde 26,4’ten yüzde 20,9’a gerilerken, 65 ve üzeri yaştaki nüfusun oranı yüzde 7,1’den yüzde 10,6’ya yükseldi. Ortalama yaşam süresindeki artışı bu rakamlardan anlamak mümkün. Bu rakamlar sadece bize özgü değil; dünyada da çok benzer trendler gözleniyor. Ancak asıl soru şu: Bu değişen demografik yapıya hem bireysel hem de kurumsal olarak nasıl bir hazırlık yapıyoruz?

Türkiye’de iyi yaşlanma pratikleri bilinmiyor ya da erteleniyor

AgeSA’nın son 5 yıldır tekrarladığı ve 35-55 yaş aralığındaki bireylerin yaşlılık dönemlerine dair beklenti ve hazırlıklarını anlamak amacıyla Core Araştırma tarafından gerçekleştirilen ‘Türkiye Nasıl Yaşlanıyor?’ başlıklı araştırması da geçtiğimiz günlerde yayınlandı. 35-55 yaş arasında 1067 kişiyle anket ve 45 derinlemesine mülakatla desteklenen bu yeni araştırma sonuçlarına da göz attım. Bizim Genwise ile çözüm aradığımız ‘üçüncü çeyrek’ ve çalışmaya devam etme konusuna ilginin artması oldukça önemli. Araştırma sonucuna göre dikkatimi çeken ilk bulgu şu: Türkiye, gitgide yaşlanan ama ekonomik, sosyal ve fiziksel alanlarda hazırlıksız bir toplum.

‘Türkiye Nasıl Yaşlanıyor?’ araştırmasında 35-55 yaş arasındaki orta yaş grubunun yaşlanmaya yönelik bakış açısını, hazırlıklarını ve beklentilerini şu şekilde özetleyebiliriz:

  • Türkiye’de orta yaş grubu bireyler yaşlanmaya kendini hazır hissetmiyor ve bu konuda bir hazırlık yapmıyor.
  • Yaşlanma, akışına bırakılmış durumda. İyi yaşlanma pratikleri bilinmiyor ya da erteleniyor.
  • Orta yaş grubundaki bireylerin yaşlılıkla ilgili belirgin bir hayali bulunmuyor. Ebeveynlerinden farklı bir yaşlılık hayal etmiyorlar.
  • Orta yaş grubu emekliliğe hazır değil. Finansal ve sosyal açıdan yeterli hazırlık yapılmıyor.
  • En büyük kaygılar sağlık, hareketlilik ve zihinsel zindelikle ilgili.

Yukarıdaki araştırma sonuçlarında okuduğumuz ve moral bozan gerçekler şunlar: Yaşlanma akışına bırakılmış durumda. Kimse bunun için bir hazırlık yapmıyor ve ne yapılacağını bilmiyor. Ya da o yaşlar ve emeklilik için bir hayal kurulmuyor; insanlar yalnızca büyükleri gibi yaşlanmayı biliyor, fakat bir değişim başlatamıyor.

En can acıtanı ise şu: İnsanlar uzun yaşamak istemiyor, çünkü yaşarsa ne yapacağını bilmiyor ve buna hazırlanmıyor. Bugün çalışırken ve üretirken hep iş hayatımızın devam edeceğini, yeni pozisyonlar, yeni ülkeler ve işler için bir mücadele içinde olacağımızı düşünüyoruz. En azından 40’lara, hatta 50’lere kadar bu böyle. Tempomuzu hiç düşürmeden, işi birinci önceliğimiz yaparak hep bir sonraki iş ve pozisyon için dinamik kalıyoruz.

Şirketlerine yıllardır değer katan, deneyim ve tecrübeleriyle örnek olan, gençlere mentorluk yapan, 15-20 yıl ve üstü kurumsal deneyime sahip kişilerin görünmez olmaması için daha çok çaba harcanması gerekiyor. Artık her yaştan ve her kuşaktan hepimizin bu mesele hakkında düşünmesi ve harekete geçmesi gerekiyor.

Üçüncü çeyrek nasıl bir dönem olmalı?

Bugün bizden bir önceki kuşak bu meseleyle uğraşırken, yarın bizim kuşak ve 10 yıl sonra bizden sonraki kuşaklar aynı meseleyi çözmek için uğraşacak. Üçüncü çeyrek adını verdiğimiz ve 40’tan sonrası için hazırlık yapılması gereken dönem; bilgi, deneyim, bereket, bolluk ve hasat dönemi olmalı. Kurumsal hayatta topladıklarımızı istediğimiz gibi hasat etme ve yeni işlere girişme zamanı.

Dünya, bu yaşları hiçbir kıtada ve ülkede görmediği, görmezden geldiği bir dönem olarak ele alıyor. Problem gibi görülen ve konuşulan ama asıl potansiyeli ortaya çıkarmak için kimsenin elini taşın altına koymadığı yaşlar. Hatta daha çok sağlık konuları, hobi kursları ve TV programları ile gününü geçirmesi beklenen; oraya doğru itilen, patlamaya hazır bir bomba gibi.

İhtiyacımız olan şey ise net: Cesaret, ilham ve işlere girişmek için bir metot. Ayrıca, birlikte hayata geçireceğimiz cömert, alçakgönüllü ve yapacak daha çok işi olduğunu düşünen bir arkadaş grubu.Üçüncü çeyrek, yönümüzün belli, birikimimizin tam, ilham ve cesaretle yola çıkma zamanımız.

O zaman; yelkenler fora!

 

Araştırma: 65 yaş üstü ve emekli demek mutsuz, umutsuz insan demekAraştırma: 65 yaş üstü ve emekli demek mutsuz, umutsuz insan demek

Amerikalı boomer'lar konut zengini oldu ama emekli olduklarında yaşayacak küçük ev bulamıyorlarAmerikalı boomer’lar konut zengini oldu ama emekli olduklarında yaşayacak küçük ev bulamıyorlar

ÇOK OKUNANLAR