Şair, yazar, oyuncu, yönetmen… Yılmaz Erdoğan koltuğunun altındaki karpuzlara bir yenisini daha eklemeye hazırlanıyor: Teknik direktörlük.
Sine Çakır ve Rıdvan Dilmen’in sunduğu Hayatın Not Defteri adlı programa katılan Yılmaz Erdoğan burada İstanbul’dan Köyceğiz’e taşınma sebebini ve orada yaptıklarını anlattı.
Erdoğan, “İstanbul’daki hayatımın bir AVM’de kahve içmek, trafikte beklemek ve eve dönmek olduğunu anladığımdandır. Orada plato kurduk. İşi de oraya götürdüm. İnziva lafı var; öyle bir şey yok. Tam tersi daha çok çalışıyoruz. Bir de tarla işi var oralarda. Buğdaydan susama kadar her şeyi ekiyoruz” dedi.
Muğla Köyceğiz’e yerleşen Yılmaz Erdoğan, köyünde bir de spor kulübü kurulmasına ön ayak olmuş.
“Caner Erkin ve Şükran Ovalı, yönetim kurulunda. Resmi ligde de oynuyoruz. Köy okullarının bahçelerinden çocukları keşfettik. Teknik direktörlük kursuna gitmek için Rıdvan Dilmen’den bilgi aldım” diyor
Erdoğan tiyatroya başlama hikayesini de şöyle anlatıyor:
“Futbolu bırakıp sanatla ilgilenmeye başlayınca üzülmüştüm. Çünkü aslında İstanbul’a geldiğimde futbol hayatım devam ediyordu. DSİ Spor ile de idmanlara çıkmaya başlamıştım. O ara ‘Nöbetçi Tiyatro’ oyuncu ilanını gördüm. Tiyatro başlayınca da hepsine gitmek için otobüs biletim bile yoktu. Aslında İstanbul’a inşaat mühendisliği okumak için gelmiştim. Tiyatro için inşaat mühendisliğini bıraktığım için babam bana kızmıştı. Tiyatroya karşı değildi, okulu bırakmama kızmıştı. İnsanın ilk mücadelesi babasıyla. İlk ona göstermek istiyorsun kendini. ‘Sen Hiç Ateş Böceği Gördün Mü?’ oyununa kadar babam, beni hiç övmedi.”
İnci Taneleri dizisi hakkında da konuşan Erdoğan, dizinin ilk planlanan adının “Kardeş Kıyameti” olduğunu söyledi. İsmi değiştirme nedenini açıklayan Erdoğan, “Maalasef 6 Şubat kıyametini yaşayınca o kelime benim murat etmediğim bir yere gitti. O kelime bana başka şeyler hatırlattı. Daha ışıl ışıl bir isim olsun istedim. İnciler dökülünce hikâyeden İnci Taneleri oldu” dedi.