Marcus Aurelius, Roma İmparatorluğu’nu yöneten en bilge insanlardan biriydi. 161-180 yılları arasında imparatorluğu yönetti, ömrü savaşlardan savaşlara koşmakla geçti.
Ama savaşırken bile düşünmeyi, bilgelik üretmeyi bırakmadı. Öldüğünde geride 12 kitap bıraktı. Bunlar yayınlanmak üzere yazılmamıştı, daha çok kendi kendine aldığı notlar veya günlükler gibiydi.
Bu kitaplar, bugün Stoa felsefesinin en önemli metinleri kabul ediliyor. Kitapları Türkçe’de de Kendime Düşünceler adıyla okunabilir.
İşte o Marcus Aurelius’un Türkiye’den çalınan heykeli 65 yıllık uzun bir maceranın ardından doğduğu topraklara geri geliyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığının yazılı açıklamasında, Roma İmparatoru Marcus Aurelius’un bir filozof olarak tasvir edildiği heykelin, 1960’lı yıllarda Burdur’daki Boubon Antik Kenti’nden kaçak kazılarla yurt dışına kaçırıldığı ve yıllarca el değiştirdiği belirtildi.
Amerika Birleşik Devletleri’nin Cleveland Sanat Müzesi koleksiyonunda bulunan Marcus Aurelius heykelinin, uzun süren bilimsel ve hukuki çalışmaların ardından Türkiye’ye iade edileceği bildirildi.
Milattan sonra 2. ve 3. yüzyıllara tarihlendirilen heykelin bu yıl yurda döneceği ifade edildi.
Heykelin Türkiye’ye iade edilme sürecinin anlatıldığı açıklamada, Cleveland Sanat Müzesinin, el koyma kararına karşı Ekim 2023’te mahkemeye başvurarak heykelin kökeninin kesin olmadığı yönünde itirazda bulunduğu ancak Türkiye’nin sunduğu veri ve analizlerle müzenin itirazlarının çürütüldüğü vurgulandı.
“Tarihi bir geri dönüş daha”
Marcus Aurelius heykelinin Türkiye’ye iadesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da sosyal medya hesabından açıklamada bulundu.
“Tarihi bir geri dönüş daha” başlıklı açıklamasında Ersoy, “Antik çağın en nadide bronz eserlerinden biri olarak kabul edilen heykel, ait olduğu topraklara dönüyor. Bakanlığımız ile New York Manhattan Bölge Savcılığı ve Amerikan İç Güvenlik Soruşturmaları Birimi arasındaki güçlü işbirliği sayesinde, Marcus Aurelius heykeli uzun yıllar sonra Türkiye’ye iade ediliyor.” ifadelerini kullandı.
Bilimsel kanıtlar, titiz araştırmalar ve uluslararası hukuk mücadelesiyle bir eseri daha Türkiye’ye kavuşturmanın gururunu yaşadıklarına değinen Ersoy, açıklamasında şunları kaydetti:
“Kültürel mirasımıza sahip çıkmaya devam ediyoruz. Uluslararası iş birlikleriyle kaçırılan eserlerimizi tek tek geri alıyoruz. Bu süreçte emeği geçen tüm kurumlarımıza, uzmanlarımıza ve yetkililere teşekkür ediyorum. Tarih yerinde güzeldir, koruyacağız.”
