Halen tutuklu olarak cezaevinde bulunan HalkTV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, aynı kanalın haber koordinatörü Kürşad Oğuz ve programcılar Barış Pehlivan, Seda Selek ile Serhan Asker hakkında 4 yıldan 14 yıla kadar hapis istemli dava açıldı.
Davanın konusu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 27 Ocak günü yaptığı bir basın toplantısında adını da açıklayarak suçladığı bir bilirkişinin hem isminin TV’de yayınlanması hem de o bilirkişiyle salt karşı tarafa söz hakkı vermek için yapılan bir telefon konuşmasının kaydedilip yayınlanması.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianameye göre bilirkişinin adını yayınlamak “yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs” suçuna giriyor. Ancak olayda adı geçen bilirkişinin ismi mahkeme kayıtlarında zaten aleni olarak geçiyor, Ekrem İmamoğlu’nun suçlamaları yönelttiği davasıyla ilgili olarak ise bilirkişi raporunu çoktan sunmuş durumda, yani bundan sonra o dava kapsamında etkilenmesi söz konusu değil. Ancak savcılık iddianamesinden anlıyoruz ki, aynı bilirkişi İstanbul’da CHP’li iki ilçenin daha soruşturmasında bilirkişilik yapıyor. Ama bu bilgi bugüne kadar ne medyaya yansıdı ne de herhangi bir biçimde ortaya atılıp iddia edildi. Savcılık, bilirkişinin henüz yazmadığı, ileride yazacağı raporların etki altına alınmak istendiğini öne sürüyor bu suçlamasında.
Gazetecilere yöneltilen ikinci suçlama ise o bilirkişiyle yapılan telefon konuşmasını kaydetmek ve sonra bu kaydı TV’de yayınlamak. Gazeteciler bu işi tamamen gazetecilik saikiyle ve meslek kuralı gereği suçlanan kişiye söz hakkı vermek amacıyla yaptıklarını, başka yayın organlarının da aynı bilirkişiyle görüşüp olayı o kişi açısından da anlattığını söyleyerek kendileri savunuyorlar.
İddianamede, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 27 Ocak’ta düzenlediği basın toplantısının şüpheli Seda Selek’in hazırlayıp sunduğu programda Halk TV’de canlı yayınlandığı ve müşteki S.B’nin isminin programda açıklanarak canlı yayında konuşulmaya devam edildiği kaydedildi. İddianameye göre bilirkişinin adı, o kişi üzerinde kamuoyu baskısı oluşturmak için özellikle verildi.
Şüpheli Barış Pehlivan’ın müştekiyi telefonla arayarak irtibat kurmaya çalıştığı ve rızası olmadan aralarındaki konuşmayı kaydettiği belirtilen iddianamede, müştekinin konuşmak istemediğini ısrarlı şekilde beyan etmesine rağmen Pehlivan’ın görüşmeleri kayıt altına aldığının bilinciyle konuşmaya devam ettiği öne sürüldü.
İddianamede, müşteki S.B. ile gerçekleşen telefon görüşmesinin sesinin Pehlivan tarafından dışarıya verildiği, tutuklu şüpheli Kürşad Oğuz’un sesi kayıt cihazıyla kaydettiği bilgisi verildi.
Kaydın Oğuz tarafından şüpheli Suat Toktaş’a gönderildiği ifade edilen iddianamede, Toktaş’ın da kaydı şüpheli Selek’e gönderdiği ve canlı yayında yayınlandığı aktarıldı.
İddianamede, söz konusu görüşmelerin şüpheli Seda Selek’in moderatörlüğünü yaptığı programda canlı olarak yayınlandığı anımsatılarak, “Dosya içerisindeki mevcut çözümleme tutanağı ile de sabit olduğu üzere müştekinin bağımsız ve tarafsız olmadığı yönünde bir kamuoyu oluşmasının amaçlandığı, bu şekilde oluşacak kamuoyu baskısıyla da müştekinin İstanbul Adliyesi ve diğer adliyelerde görülmekte olan çeşitli soruşturma ve kovuşturmalarda yapmakta olduğu resmi bilirkişilik görevi etkilenmeye çalışıldığının hedeflendiği anlaşılmıştır” değerlendirmesi yapıldı.
Ceza istemi
İddianamede şüpheliler Barış Pehlivan ve Kürşad Oğuz hakkında müşteki olan bilirkişiyle yapmış oldukları görüşmeyi kayda aldıkları gerekçesiyle “kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması” ve “yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs” suçlarından 6 yıldan 14’er yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Şüpheliler Seda Selek, Suat Toktaş ve Serhan Asker hakkında ise suça konu ses kaydını birbirleri ile paylaşıp canlı yayında yayınladıkları gerekçesiyle “kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması” ve “yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs” suçlarından 4 yıldan 9’ar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi.