Berlinale günlüğü: Bir yanda grev diğer yanda Çin’in gövde gösterisi
20 Şubat 2025

Vivian Qu imzalı ‘Teldeki Kızlar / Girls on Wire’ Altın Ayı için yarışan ikinci Çin filmi. Aynı zamanda içinde ‘film içinde film’ olan üçüncü yarışma filmi. 

Teldeki Kızlar’ın sinemada birçok kez karşımıza çıkan klasik bir öyküsü var. Birlikte yaşayan büyük bir aile. Babanın uyuşturucu bağımlılığı herkesin başını belaya sokuyor. Mafya babanın borçları nedeniyle ailenin kızlarından birini kaçırıyor. Kıza zorla uyuşturucu iğneleri yaparak bağımlı hale getiriyor. Filmin başında kız bir mafya üyesini öldürüp hapsedildiği yerden kaçıyor ve beş yıldır görmediği, dublör olarak çalışan ablasını bulmaya çabalıyor.

Çin’in sinemada gövde gösterisi: Film Kenti

Abla Film Kenti’nde çalışıyor. Çin Halk Cumhuriyeti’nde her şey devlet kontrolünde, film üretimi de doğal olarak devlet tarafından yönetiliyor. Zaten filmin başlangıç jeneriğinde de kültür bakanlığının adı var.

Film Kenti görülmeye değer bir yer, aynı anda birçok filmin çekildiği kocaman bir stüdyo. Burada geçen sahneler biraz reklam programı gibi. Çin’in sinemada da çok güçlü olduğunu, aynı anda çekilen farklı filmlerden sahneler izlerken anlıyoruz. Belki de en önemlisi, vurdulu kırdılı savaş sanatları filmlerinde oyuncuların nasıl uçtuklarını görmemiz. Dublörler vücutlarına bağlı tellerle izleyiciyi şaşırtan akrobatik hareketler yapıyorlar, sonra o teller bilgisayar yardımıyla siliniyor, izleyici de uçan oyunculara hayran kalıyor. Filmin adı da buradan geliyor.

Aslında karşımızda klasik bir Yeşilçam filmi var. 16 yaşında hamile kal, mafyanın eline düş, uyuşturucu bağımlısı ol, mafya kovalasın, sen kaç… Öykünün tamamını sık sık araya giren geri dönüşlerle öğreniyoruz.

Gerçekten komik sahneler de var. Üç mafya üyesi (ki biri Matrix filminin setinden çıkmış gibi) kendilerine oyuncu yaka kartları bulup ellerinden kaçan kızı bulmak için Film Kenti’ne geliyor. Nasıl oluyorsa kimse onların oyuncu olmadığını fark etmiyor. Hızlıca kostümler giydiriliyor ve farklı dönemlerde geçen filmlerde figüranlık başlıyor. Doğal olarak sahnelerin çekimlerinde sorunlar yaşanıyor, birçok komik durum ortaya çıkıyor. İnsanın aklına Blake Edwards’ın 1968 yılında Peter Sellers ile çektiği ‘The Party’ filmi geliyor. Orada da bir figüran, önce bir film çekimi sırasında bir sahnenin canına okur, sonra da davetli olmadığı bir partiyi dağıtır.

Sonuç olarak televizyonlarda çok miktarda gösterilen ticari bir mafya filmi ile karşı karşıyayız. Bu filmin nasıl yüzlerce film arasından yarışmaya seçildiğini anlamak mümkün değil. Yine de filmin hakkını vermek gerek. Son sahne çok etkileyici. “İnsanlar film setine rüyalarını gerçekleştirmek için gelirler” gibi sinemayı yücelten replikler de var.

Grev festivali de vurdu

Bugün Dünya Sosyal Adalet Günü imiş. İstatistiklere göre Almanya nüfusunun en zengin yüzde 1’i, milli gelirin yüzde 35’ine sahipmiş, Almanya’da 18 milyon kişi de açlık sınırında yaşıyormuş. 2000’li yılların başına “Dünya büyük bir köye dönüşecek” diyorlardı, bu başarıldı. Artık bütün ülkeler birbirine benziyor, gelir dağılımındaki uçurum da sürekli büyüyor.

Festivalin son günlerinde Berlin Toplu Taşıma Sendikası greve gitti. İki gün boyunca metro çalışmayacak. Özellikle Berlin’i çok iyi bilmeyen yabancı festival katılımcıları için sıkıntılı bir durum. Üç yıl önce de Cannes Film Festivali’nin ilk günü otobüs şoförleri grev yapmıştı. Sanki sendikalar sanata karşıymış gibi bir görünüm ortaya çıkıyor.

Cannes haberini Berlin’den al

Festival sırasında sinema sektörünün değişik dallarında çalışan birçok insanla karşılaşma ve dedikodu yapma olanağı var. Bu yıl Berlin Film Festivali’nin programının çok iyi olmadığı konusunda herkes hemfikir. Şimdi gözler Cannes Film Festivali’ne çevrilmiş durumda. Dedikoduya göre Fatih Akın, Agnieszka Holland ve Andreas Dresen yeni filmleriyle Cannes Film Festivali’ne gideceklermiş.   

Berlinale günlüğü: Yaşlıların özgürlüğe kaçışı 'Mavi Yol'Berlinale günlüğü: Yaşlıların özgürlüğe kaçışı ‘Mavi Yol’

Berlinale günlüğü: Eskiden filmler daha mı güzeldi?Berlinale günlüğü: Eskiden filmler daha mı güzeldi?

Berlinale günlüğü: Festivalde gündem yapay zeka!Berlinale günlüğü: Festivalde gündem yapay zeka!

Berlinale günlüğü: Bir yanda terör saldırısı bir yanda festival!Berlinale günlüğü: Bir yanda terör saldırısı bir yanda festival!

Berlinale günlüğü: Politikanın gölgesi 75. yılını kutlayan festivalin  üzerine düşüyorBerlinale günlüğü: Politikanın gölgesi 75. yılını kutlayan festivalin  üzerine düşüyor

ÇOK OKUNANLAR