Gazeteci İsmail Saymaz’ın ısrarla duyurduğu iddia şu: Türkiye Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanı Orhan Turan, ifade vermek içim Çağlayan Adliyesine girdiğinde elleri cebinde bir fotoğrafı sosyal medyaya düşmüştü. Turan’ın elki cebindeydi ve yüzü de gülüyordu.
İşte İsmail Saymaz’a göre bu fotoğrafı Ankara’da gören birileri (Saymaz’a göre bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan) bu tepkisini İstanbul’daki gerekli kişilere iletti. O yüzden Orhan Turan ve Ömer Aras’ın savcılıktaki ifadelerinin ardından mahkemeye doğru adliye koridorlarındaki yürüyüşüne ikisinin de kollarına giren polisler eşlik etmiş, bu manzaranın görüntülenebilmesi için de özel gayret sarf edilmişti.
Sonunda o bildiğiniz fotoğraf çekildi işte, haberi verirken 10Haber “Kimin yüreği soğudu” diye sormuştu bu fotoğraf için. Kasıtlı olduğu ilk anda biliniyordu zaten.
Bu çocukça gösterişin tepkisi de geldi. İşte bugün Ertuğrul Özkök yazmış, Mehmet Şimşek’e ilk olarak galiba Fatih Altaylı önermiş bu fotoğrafı yabancı yatırımcılara yaptığı sunumuna eklemesini. (Ben ilk olarak eski AKP milletvekili Suat Kınıklıoğlu’nun bu öneriyi yaptığını gördüm ama yanılıyor olabilirim elbette.)
Bu benzetme ilk bakışta çok akıllıca gibi duruyor ama değil maalesef. Hatta ciddi bir aşağılık kompleksini içinde barındırıyor, “Eyvah Batılılara rezil olduk yine” alt metnini okumadan edemiyorsunuz öneriyi görünce.
Ne yani, bu fotoğraf olmasaydı, Orhan Turan ve Ömer Aras yine elleri cebinde mahkemeye gidip sonra da güle oynaya adliyeden ayrılsaydı hiç sorun yok muydu?
Evet elbette savcılık bu iki ismi polis marifetiyle adliyeye getirterek zaten kendince bir mesaj veriyor, üstüne kollarında polisle mahkemeye gönderip mesajı katmerlendiriyor, hala anlamayan kalmasın diye.
Savcılığın mesajları (kimine göre gözdağları) bir yana, burada esas mesele ifade özgürlüğü değil mi? Yabancı sermayenin gelip gelmemesi veya sermayeye rezil olup olmamak ikincil planda. Basit bir eleştiriyi son derece kibar bir dille ifade etti diye adli soruşturmaya uğranıyor olmak kimseye acayip gelmiyor galiba, bir tek çekilen fotoğraf mı acayip?
Nerelere düştük sonunda…