Rusya’nın 2022’de Ukrayna’yı işgal girişimi ile başlattığı savaş devam ederken, Amerikan Başkanı Donald Trump iki ülke arasında barışı sağlamak için alışıldık olmayan bir yol izliyor. Onun izlediği bu alışıldık olmayan yol da Avrupalı müttefikleriyle Amerika’nın arasında bir dizi ayrılığı gündeme getirmiş durumda.
Önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile 90 dakikalık bir telefon görüşmesi yapıp bu ülkeye karşı 3 yıldır sürdürülen diplomatik izolasyonu sona erdiren Trump daha sonra kendi Dışişleri Bakanı Marcı Rubio’yu yollayıp Suudi Arabistan’da Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile görüştürdü.
Bu görüşmelerin sadece ve doğrudan Ukrayna savaşıyla ilgili olduğu düşünülüyordu ama sonradan daha büyük ağırlığın. Amerika-Rusya normalleşmesine ayrıldığı anlaşıldı. İki Dışişleri Bakanı, iki devlet başkanının buluşması öncesi anlaşma zemini yaratmak için buluşmuştu.
Dünya kamuoyu ve özellikle de Ukrayna’nın kendisi ile Rusya’nın tehditleri nedeniyle güvenlik tehdidi altında olduğunu düşünen Avrupa, Ukrayna konusunda bir müzakere süreci olacağını ve bu müzakerelerde masada olmak istediğini söylüyordu. Masaya alınmayan Avrupa’nın liderleri bir haftadır bir biçimde çözümün parçası olmaya uğraşıyorlar. Önce Paris’te Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un çağrısıyla bir Avrupa zirvesi yapıldı, ardından hem Macron hem de Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, ABD Başkanı Donald Trump’tan randevu istediler.
Fransa ve İngiltere liderleri kendi aralarında da hızlı bir trafik yürüttü ve sonunda Amerika’ya, Ukrayna’da ucu kalıcı barışa varacak bir ateşkes ilan edilmesi, bu ateşkesin de Avrupa ülkelerinden gönderilecek 30 bin askerle garanti edilmesi şeklinde bir öneri geliştirdiler. İngiliz Başbakan bu teklifi Paris’teki zirveden bir gün önce yazdığı bir gazete makalesiyle gündeme getirmişti ama zirve sırasında başta Almanya olmak üzere bazı ülkeler “Henüz konuşmak için erken” olduğu gerekçesiyle Ukrayna’ya Avrupalı barış gücü yerleştirilmesi önerisini görüşmeye yanaşmamış, hatta Almanya Başbakanı Olaf Scholz Paris’teki zirveyi bu sebeple erken terk etmişti.
Şimdi The Wall Street Journal gazetesinin haberine göre Fransa ve İngiltere liderleri bu hafta gelecekleri Washington’da Ukrayna’ya 30 bin Avrupalı askerin yerleştirilip barışı koruması önerisini gündeme getirecekler. İki lider Amerika’dan da Ukrayna’ya asker göndermesini değil ama Ukrayna hava sahasının güvenliğini koruyacak garantiler vermesini isteyecekler.
Bu taleplerin geleceğini tahmin eden Amerika ise dün çarpıcı bir ön alıcı hamle yaptı ve Amerikan Dışişleri Bakanı Marco Rubio aracılığıyla Birleşmiş Milletler’e bir çağrı yapıp Ukrayna’da barışı koruma misyonunu BM’nin üstlenmesini istedi.
Rusya NATO’ya hayır diyor
Aslında ortada Ukrayna’da barışın, hatta ateşkesin nasıl elde edileceğine dair sızmış herhangi bir plan yok. Ancak, gelecekte böyle bir şey gerçekleşirse diye ülkelerin aldığı pozisyonlar var. Burada kuşkusuz Rusya’nın hangi konuları kendine “kırmızı çizgi” olarak belirlediği öne çıkıyor. Rusya, NATO’nun veya Avrupa askerlerinin kendi sınırlarına yaklaşmasını, bu barışı korumak için bile olsa, istemiyor. O nedenle Fransa ve İngiltere’nin önerisinin Rusya tarafından kabul görmesi zor. Bu zorluk sebebiyle Amerika BM’yi devreye sokmayı öneriyor olabilir.
Ukrayna, “Garanti olmazsa barış da olmaz” diyor
Öte yandan muhtemel bir barış anlaşmasının Ukrayna’yı da içermesi, en azından bu ülkenin taleplerine cevap vermesi de şart. Ukrayna ise kendi kırmızı çizgisini “ABD bize güvenlik garantisi versin” şeklinde belirlemiş durumda. Avrupa’nın önerisi, Ukrayna’nın kırmızı çizgisini bir ölçüde yumuşatabilir.
Meseleyi karmaşıklaştıran bir başka unsur, ABD ile Ukrayna arasında yapılması beklenen maden anlaşması. Ukrayna bu anlaşmayı ancak ABD kendisine güvenlik garantisi verirse imzalayacağını söylüyor. Başkan Trump ise buna yanaşmıyor.
Trump: Bulabildiğimiz her şeyi istiyoruz
Bu arada Başkan Donald Trump da dün Rusya-Ukrayna savaşıyla ilgili konuştu. Başkent Washington’da düzenlenen CPAC toplantısının kapanışında konulan Trump, Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaşın sonlandırılması gerektiğini vurguladı ve “Başkan Putin ile konuştum ve bence bu işin bitmesi gerekiyor, bitmeli” dedi.
Trump, yaklaşık 3 yıldır devam eden savaşta ABD’nin Ukrayna için 350 milyar dolar harcadığını belirttiği konuşmasında, eski ABD Başkanı Joe Biden’ı kastederek, “Çünkü aptal ve beceriksiz bir başkan ve yönetim vardı” ifadesini kullandı.
Ukrayna ile bir anlaşmaya “oldukça yakın” olduklarını ve şimdiye kadar yaşananların “korkunç bir durum” olduğunu söyleyen Trump, Kiev yönetiminden ABD’nin isteklerini sıraladı. Donald Trump, “Kıymetli mineralleri ve petrol istiyoruz, bulabildiğimiz her şeyi” dedi.