Adalet ve Kalkınma Partisi kongre sürecini dün tamamladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir kez daha kongreye katılan bütün delegelerin oy birliğiyle genel başkanlığa seçildi. Erdoğan, kongrede yaptığı konuşmada partisinin ilçe yönetimlerinin üçte ikisinin, il yönetimlerinin dörtte üçünün değiştiğini söyledi. Erdoğan tarafından hazırlanıp kongrede onaylanan parti Merkez Karar ve Yürütme Kurulunda ise yarı yarıyaya varan bir değişiklik yapıldı. Erdoğan kongre konuşmasında muhalefete ve TÜSİAD’a yüklendi, partisince hazırlanan bir Türkiye Yüzyılı reform programı açıkladı.
Ak Parti kongresi Ankara’da ciddi bir kalabalıkla yapıldı. Kongreye eşi Emine Erdoğan’la birlikte gelen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan önce kongre salonunun dışındaki kalabalığa parti otobüsünün üzerinden hitab etti. Erdoğan, kongre salonu dışında 60 bin kişi olduğunu söyledi.

Salonun dışı da oldukça coşkuluydu. Erdoğan burada 60 bin kişi olduğunu söyledi.
Bu konuşmasından sonra kongre salonuna giren Erdoğan burada önce partiye yeni katılan isimlere rozetlerini taktı, ardından konuşmasını yapmak üzere kürsüye geldi.
Erdoğan’ın konuşmasını mümkün olduğunca geniş yayınlıyoruz:
Gönülleri de kazandık: Biz sadece seçimleri değil, gönülleri de kazanarak 22 yıldır iktidardayız. Sözüne, ahdine sahip kadro olarak nereden geldiğimizi asla unutmayacağız. Bize dua eden ak yüzlü, ak saçlı, ak sakallı büyüklerimizi hiçbir zaman unutmayacağız. Milletin çizdiği rotadan çıkmayacak, millet ile aynı istikamette omuz omuza yürümeye devam edeceğiz.
Kibirli siyasetten uzak durduk: Biz gökten zembil ile inmedik, pazarlık masalarında kurulmadık. Siyaset ve toplum mühendisliği ürünü olarak ortaya çıkmadık. Samimiyetten dürüstlükten taviz vermeden siyaset yaptık. Milletin umutlarını çoğaltmak için siyaset yapmadık. Kibirli siyaseti kapımıza yaklaştırmadık. Eksiklerimizi örtmek yerine bunları daha iyisi ile telafi edecek irade ile milletimizin karşısına çıktık.
Daha çok beklersiniz: Bugün de iç muhasebemizi özgüvenle yapıyoruz. AK Parti’ye düşmanlık edenler hep bu hareketin dağılmasını, zorluklar karşısında yılmamızı beklediler, vesayetçilere boyun eğmemizi, para babalarına teslim olmamızı beklediler. Bütün umutlarını AK kadroların yorulmasına bağlayanlar 14 Ağustos 2001’den beri bekliyorlar, daha çok bekleyecekler. Onları bekletmeye devam edeceğiz. Şeytanla nöbetleşe sürdürdükleri bu bekleyiş karşılığını bulamayacaktır.
Fidan gibi delikanlılar idam edildi: Demokrasimizin tepesinde on yıllar boyunca hep kara bulutlar dolaştı. Milletin egemenliği ilkesi sadece lafta kaldı, seçimle gelen hükümetler kimi zaman darbe ile kimi zaman gazete manşetleri ile görevden uzaklaştırıldı. Ülkenin seçilmiş başbakanının bakanlarının idam edildiğini gördük. Fidan gibi delikanlıların idam edildiğini gördük. Ekonomik krizler ile milletimiz fakirleştirildi ve ülkemiz küresel rekabetin dışında tutuldu.
İktidara gelmek için her yol mübah değil: 10 yılda bir darbe mekaniği ile milli irade çalınırken altın yıllarımızı kaybettik. Bizi üçüncü sınıf demokrasiye mahkum ettiler. Bu sömürü düzenine biz son verdik. Türkiye’ye politik ve ekonomik bağımsızlığı biz kazandırdık. Türk demokrasisinin çevresindeki kirli ve yoğun kuşatma çok partili hayata geçtiğimiz günden beri kırılmadı. Bunun nedeni iktidara gelmek için her yolu mübah gören çarpık anlayışı oldu.
Toksik muhalefet: Anti demokratik güçler ile iş birliği yapacak kadar gözlerini kararttılar. Belediye başkanlıkları, bakanlıklar pazar ürünü gibi alınıp satıldı. Daha 2 sene öncesinde ülkeyi beraber yönetmeye talip olanların gırtlak gırtlağa kavgaya tutuştuğuna şahit olduk. AK Parti’nin olduğu yerde çözümsüzlüğe de umutsuzluğa da halel getirecek girişime yer yoktur. Ülkemizin her meselesinin bu toksik muhalefetin panzehiri de AK Parti ve Cumhur İttifakı’dır.
Ya terör ya demokrasi: Türkiye Yüzyılı’nı inşa ederken muhalefeti dönüştürme görevimizden de kaçınmayacağız. Bunu da siyasetin er meydanında yapacağız. Terörsüz Türkiye bir milli mutabakatın beklentisidir. Terörle siyaset ve demokrasi aynı anda bir arada bulunamaz. Bunun için ya terör ya demokrasi diyoruz.
Literatürle uğraşacak vaktimiz yok: Türk’e de Kürt’e de faydası olmayan literatür yığını ile boğuşmaya vaktimiz yok. Terör belası başta olmak üzere Türkiye’nin safralarından kurtulması gerekiyor. Terörün karanlık gölgesinin ülkemizin üzerinden çekileceği günler yakındır. Hep beraber kenetlenecek, evlatlarımızın kanı üzerinde yükselen terörü yıkıp atacağız.
Terörsüz Türkiye gerçekleşecek: Önümüzdeki fırsatları değerlendirerek, terörsüz Türkiye hedefimizi gerçekleştireceğiz. Bundan en çok terör örgütünün ideolojik bahçesinde otlanıp devletimize ve milletimize düşmanlık edenler rahatsız olacak. Ne yaparlarsa yapsınlar bunun önüne geçemeyecekler, Türkiye’yi girdiği aydınlık yoldan geri çeviremeyecekler. Pensilvanya’daki hain başının ölümü sonrası bu örgüt çöküş ve dağılmaya girdi. Çökertene kadar bu hain yapı ile mücadelemiz içeride ve dışarıda kararlılıkla sürecektir.
Cumhur İttifakı ayaktaysa Türkiye güvendedir: MHP ve Sayın Bahçeli, Cumhur İttifakı çatısı altında, ülkemizin kronik sorunlarının çözümünde ön açıcı tavırlarıyla Türk siyasi tarihine ismini yazdırmıştır. Cumhur İttifakı sapasağlam olduğu sürece Türkiye güvendedir, ülkemizin bekası, milletimizin kardeşliği güvence altındadır.
Göğsümüz siper: Hep kendi ajandalarını topluma dayatma peşinde koştular. Biz geçmişte devlet içindeki kirli oluşumla nasıl tavizsiz mücadele yürüttüysek bu kirli muhalefete de aynı şekilde eyvallah etmedik. Milletin bize emanetini yere düşürmedik. Milletin egemenliğine dönük her türlü saldırıya göğsümüzü daima siper ettik.
Nice reformu sabırla yaptık: Dünün Türkiye’sinde ne kadar ötekileştiren varsa bugün Türkiye’nin ayrılmaz parçasıdır. Alevi kardeşlerimizin taleplerinin önemli bölümünü karşıladık. Başörtülü kadınlarımızın kamu kurumlarında çalışmasını sağladık. Fatih’in emaneti olan Ayasofya’yı açarak tekbirlerle buluşturduk. Nice reformu 22 yıl boyunca sabırla hayata geçirdik.
Hükümete ayar vermeye çalışıyorlar: İş dünyasında da önemli adımlar attık. Esnafın, sanayicinin yanında olduk. Bir avuç İstanbul seçkinin avucunda olan yatırımı istihdamı büyüttük. Son tartışmalar gösteriyor ki bazı hastalıklar devam ediyor. Siyasete hükümete ayar vermeye çalışıyorlar. Türkiye’nin değiştiğini kabullenemiyorlar. AK Parti döneminde sermayesine sermaye katan bir grup eski Türkiye’yi yeniden devreye alma çabasındadır.
Kayıt dışı siyaset devri kapandı: Tek dertleri kayıplarını devlet hazinesinden tanzim etmektir. Kaos baronlarına diyoruz ki; bu devlet ve bu millet sizin rüyalarınızı kabusa çevirme gücüne sahiptir. Eski kötü alışkanlıklarınızda ısrar ederseniz biz de size buna göre muamele ederiz. Siyaset yapmak istiyorsanız işte er meydanı. Siyasi partilere bir tane daha eklenirse demokrasi zenginleşir ama kayıt dışı siyaset yapma dönemi kapanmıştır.
Komprador burjuvazi: Yeni Türkiye’de kayıt dışı siyasete yer yoktur. Bu sözlerim komprador burjuvazinin sözcülüğüne soyunan muhalefet partilerinedir. Bu yeni Türkiye’ye alışmak, politikalarınızı buna göre hazırlamak zorundasınız.
Enflasyon düşecek: Yeni ekonomi politikalarının etkisini görmeye başladık. MB rezervleri cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. Üretim ve yatırımla birlikte istihdam oranımız da artıyor. Asrın felaketinin yaralarını sarmak için son 2 yılda 75 milyar dolarlık kaynak kullandık. Mali disiplinden taviz vermedik. Enflasyondaki düşüş hızlanarak devam edecek. Enflasyon düştükçe alım gücü yükselecek ve 85 milyonun hepsi bundan etkilenecek.
Türkiye Yüzyılı reform programı
Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan konuşmasının son bölümünde bir de Türkiye Yüzyılı Reform Programı açıkladı. Bu program da şöyle:
“Ekonomik dönüşüm planı ile güçlü, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyümenin temellerini sağlamlaştıracak yeni tedbirleri devreye alıyoruz. Kamu yönetiminde mali kuralları güçlendirecek, kamu harcamalarında disiplini koruyacağız, vergide adaleti ve etkinliği güçlendirmek amacıyla çok kazanandan çok alma prensibi ile kamu gelirlerini artıracağız. Dijital paraya geçişi planlayarak sermaye piyasalarının derinleşmesini sağlayacağız.
Tarımda planlı tarımsal üretimimizi stratejik bir bakışla yeniden ele alıyoruz akıllı ulaşım ve akıllı tarım sistemleri ile tarım ve ulaşımda verimliliği artıracağız. Gıda arz güvenliğini temiz ederek vatandaşlarımızın sağlıklı ve ucuz gıdaya erişiminin önündeki tüm engelleri ortadan kaldıracağız. Yeşil kalkınma vizyonumuz ile yatırımlarımızı yeşil finansmanı aktif bir şekilde kullanarak büyüteceğiz.
Sanayimizde yeşil dönüşümü sağlayarak yeni dönemin tehditlerini bertaraf edeceğiz. Sıfır atık sistemini ülke çapında yaygınlaştırarak daha etkin bir yapıya kavuşturacağız. Emisyon ticaret sistemi ile sera gazı emisyonlarını azaltıp karbon sıfır ekonomiye geçişi hızlandıracağız. İhracatçılarımızı sınırda karbon düzenlemesine hazır hale getireceğiz hidrojen ve jeotermal enerji de dahil yenilenebilir enerji yatırımlarımızı hızlandırarak enerjide verimliliği artıracak yeni tedbirler alacağız.
Biyolojik çeşitliliğin korunmasında ihtiyaç duyulan yasal düzenlemelerini hayata geçireceğiz.
Elektronik devlet sistemini güncelleyerek dijital devlete geçişi sağlayacağız. Kamu ihale mevzuatını dijitalleşmeyi ve rekabetliği merkeze alan bir yaklaşımla güncelleyeceğiz.
Engelli yaşlı ve dezavantajlı grupların hayatın her alanında aktif roller üstlenmelerini temiz edeceğiz.
Bir süredir hazırlıklarını yaptığımız sosyal konut projemizi artık hayata geçiriyoruz. Böylece hayat pahalılığın sebeplerinin en başında gelen kira ve konut fiyatlarını dengeye getireceğiz.
Deprem bölgesinin imarı başta olmak üzere diğer şehirlerimizdeki kentsel dönüşüm projelerimiz de hızlanarak devam edecek.
Nüfus politikalarında yeni bir dönemi başlatıyoruz. Alarm veren nüfus artış hızımızı yükselteceğiz.
Tamamlayıcı sigorta modelleri ile sosyal güvenlik sistemimizde etkinliği ve sürdürülebilirliği tahmin edeceğiz.
Aile bazlı gelir bazlı tamamlayıcı sosyal destek sistemi ile ihtiyaç sahiplerinin daha güçlü bir şekilde yanlarında olacağız. Erişilebilir ve kaliteli sağlık hizmetlerini daha da genişletiyoruz. Yenileyici sağlık endüstrileri ve ilaç sektörünü yerli ve milli imkanlarla genişletilmesini sağlayacağız.
Yargıda ihtisaslaşmayı sağlayacak bilirkişilik müessesini revize ederek makul sürece yargılanma hakkını güçlendireceğiz ceza infaz sisteminde değişikliğe giderek suç yaptırım infaz dengesini iyileştireceğiz. Demokrasimizi yeni sivil ve kuşatıcı bir anaya ile taçlandırma hedefimizi muhafaza ediyoruz.”