Almanya’da 23 Şubat federal meclis seçimlerinin ardından gözler Hıristiyan Birlik (CDU/CSU) partileriyle Sosyal Demokrat Parti (SPD) arasındaki olası koalisyon görüşmelerine çevrildi.
DW Türkçe’nin aktardığına , SPD Eş Genel Başkanı Lars Klingbeil, Alman ZDF kanalına yaptığı açıklamada Hıristiyan Demokratların lideri Friedrich Merz’ten açık seçim zaferine rağmen bir koalisyon kurmak için tavizlerde bulunmasını beklediklerini belirtti. Heute journal programına katılan Klingbeil, partisinin ülke için sorumluluk almaktan hiçbir zaman kaçınmadığını ifade ederek “Ancak Merz’in çizgisini ve üslubunu belirgin bir şekilde değiştirmesi de bekleniyor” dedi.
Klingbeil, çalışan orta sınıfın daha iyi maaşlara ve cüzdanında daha fazla paraya ihtiyacı olduğunu, emeklilik maaşlarının istikrara kavuşturulması ve milyarlarca euroluk yatırımlarda ilerleme kaydedilmesi gerektiğini belirtti. Klingbeil ARD televizyonuna yaptığı açıklamada da “Top Friedrich Merz’te. Görüşmeleri yürütme sorumluluğu kendisindedir” diye konuştu.
23 Şubat’ta düzenlenen Federal Meclis seçimlerinde CDU/CSU yüzde 28,53’lik oy oranıyla meclise 208 milletvekili göndermeyi başarıyor. SPD ise yüzde 16,41’lik oy oranıyla 120 milletvekiline ulaşıyor ve böylece iki partinin toplam milletvekili sayısı 630 sandalyeli mecliste hükümet kurmak için gerekli olan 316 sayısını geçiyor. Yeşiller’in yüzde 11,61 ile 85 sandalye kazandığı Federal Meclis’te CDU/CSU’nun Yeşiller ile birlikte 316 sayısına ulaşması mümkün olmuyor.
SPD’li Savunma Bakanı Boris Pistorius da CDU/CSU’nun ‘borç freni’ konusundaki politikasında esneklik göstermesini beklediklerini ifade etti. Alman ordusunun (Bundeswehr) ‘yeterli teçhizata’ sahip olması için borçlanmanın şart olduğunu söyleyen Pistorius “Bakanlığımın bütçesi, gerekli yatırımlarla gelecek yıllarda ikiye katlanarak 100 milyar euronun üstüne çıkmak zorunda. Gayrisafi milli hasılanın yüzde 3’ünden fazlasından söz ediyoruz. Bu, başka alanlar pahasına yapılacak tasarruflarla karşılanamaz” dedi.
Almanya’da devletin borçlanmasını kontrol altında tutmak için anayasada yer alan düzenlemeye kamuoyunda ‘borç freni’ adı veriliyor. Düzenleme, eyaletler için ekonomik konjonktürden bağımsız ‘yapısal’ yeni borçlanmayı yasaklarken federal hükümet için de bunu nominal gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYİH) en fazla yüzde 0,35’i ile sınırlıyor.
CDU’nun sadece Bavyera’da faaliyet gösteren kardeş partisi Hıristiyan Sosyal Birlik’in (CSU) lideri Markus Söder SPD ile siyasi içerikteki birçok farklılığa karşın bir koalisyon kurabileceklerine inandığını belirtti. ARD televizyonunun Brennpunkt programına katılan Söder, SPD’nin her zaman devlet sorumluluğuna sahip bir parti olduğunu belirtti. Söder “Yine de tartışılacak bazı konular olacak ve tartışılacak bazı büyük meseleler de var” dedi.
Söder, SPD-Yeşiller-Hür Demokrat Parti koalisyonunun yürürlüğe soktuğu seçim yasası reformunun geri alınması gerektiğini söyledi. Yasa değişikliğinin adil olmayan bir seçim sürecine neden olduğunu ve bu adımı bir ‘intikam eylemi’ olarak gördüğünü söyleyen Söder “Bunu değiştireceğiz” dedi.
CSU’lu Alexander Dobrindt de SPD’nin göç politikasında değişikliğe açık olması gerektiğini belirtti. Bunun bir ‘temel şart’ olduğunu söyleyen Dobrindt “Bir koalisyon kurma ödeviyle karşı karşıyayız. Bunun için de tavizler şart” dedi.