Adli Tıp Kurumu: İnan Kıraç’ın fiili ehliyeti yerinde değil, vasi tayin edilmeli
01 Mart 2025

Son aylarda ismi sık sık tartışma gündemine gelen 87 yaşındaki iş insanı İnan kıraç’a bu hafta vasi atanacak. Adli Tıp Kurumu’nda mahkemenin emriyle bir dizi nörolojik ve psikolojik testten geçirilen İnan Kıraç’ın fiili ehliyetinin olmadığına, akli melekelerinin yerinde bulunmadığına karar verildi.

Mahkeme, İnan kıraç’ı kızı İpek Kıraç’ın başvurusu üzerine Adli Tıp Kurumu’na yönlendirmişti. İpek Kıraç, babasıyla ilgili önce vasi tayin edilmesini isteyen bir dava başvurusunda bulunmuş, bunu babasının 20 Aralıkta yaptığı evliliğin iptali talebi izlemişti.

9 yıl önce çalan telefon

87 yaşında, İnan Kıraç’ın akli melekeleriyle ilgili şüpheler ilk olarak 2016 yılı sonunda yaşanan bir dolandırıcılık vakasıyla ortaya çıktı. 2016 Kasım ayında Kendisini Fransa Savunma Bakanı Le Drian’ın danışmanı olarak tanıtan bir kişi, Fransız devlet Nişanı da taşıyan İnan Kıraç’ı aramış, “Bakanın sizinle önemli bir konuda görüşmesi gerekiyor. Fransa Devletine hizmet etme şansınız var. Bu konuda sizden yardım istiyoruz” demişti. Söylendiğine göre Fransa Savunma Bakanı’nın ve Fransa’nın, Suriye’de DEAŞ terör örgütü tarafından kaçırılan iki Fransız gazetecinin kurtarılması için İnan Kıraç’ın yardımına ihtiyaç duyuyordu.

Biraz sonra İnan Kıraç’ın telefonu bir kez daha çaldı, bu sefer gelen arama görüntülüydü. Kendisini Fransa Savunma Bakanı Jean Yves Drian olarak tanıtan kişi hiç de şüphe çekici değildi. Kıraç’ta rehinelerin kurtulması için gereken bedeli şüphe çekmeyecek biçimde ödemeyi kabul edip etmeyeceğini sordu. Kıraç evet dedi, bu parayı ödeyebilirdi. Sonuç olarak İnan Kıraç 9 ayrı seferde toplam 45 milyon Euro’yu Çin ve Hong Kong’daki finans kuruluşlarına aktardı.

Solda gerçek Le Drian, sağda ise görüntülü aramada Le Drian kılığındaki dolandırıcı

O sırada 79 yaşında olan Kıraç’ı arayan, gerçekte Fransa savunma Bakanı değil İsrailli ünlü uluslararası dolandırıcı Gilbert Chikli’ydi.

İnan Kıraç’ın dolandırıldığı yıllar sonra kamuoyuna yansıdı. Kıraç başlangıçta 4,2 milyon Euro dolandırıldığını, sonunda şüphelendiğini söyledi ama gerçekte 45 milyon Euro dolandırmıştı. Bu dolandırıcılığın oldukça ayrıntılı bir öyküsünü HaberTürk’te Zülfikar Ali Aydın yazmıştı, buradan okuyabilirsiniz.

2020’de Sezgin Baran Korkmaz’dan şikayet

İnan Kıraç’ın akli melekeleri ve karakterindeki olası değişiklikle ilgili kamuoyuna yansıyan ikinci şüphe çekici olay ise 2020 yılında yaşanmıştı.

İnan Kıraç, uzun yıllar Koç Holding’de profesyonel yönetici olarak çalışmış, grubun en tepe noktasından 1998’de emekli olmuş, emekli olduktan sonra da bir Koç Holding kuruluşu olan Karsan’ı satın almıştı.

Karsan, çeşitli markalar için üretim yapan bir otomoıtiv fabrikasıydı. Yani bir çeşit taşeron şirketti. Oysa İnan Kıraç burayı katma değerli bir yer yapmak, kendi markaları ve tasarımlarıyla üretime geçebilmek istiyordu.

O yüzden yine Koç Holding’ten küskün biçimde ayrılan Jan Nahum ile (ve onun kardeşi Klod Nahum ile) ortak oldu. Jan Nahum, otomotiv tasarımı ve teknolojileri konusunda çok iyi bir isimdi.

Nahum kardeşler ve Kıraç’ın ortaklığı bir hayli karmaşık şirketler arası karşılıklı hisse değiş tokuşlarıyla gerçekleşti ama tam olarak bilinmeyen bir sebeple bu ortaklık 2017 sonlarında kavgalı bir boşanmaya dönüştü.

İşte bu boşanma aşamasında pek de iyi bir ünü olmayan, zor durumdaki şirketleri ele geçirmesi ve başka acımasız yöntemleriyle bilinen Sezgin Baran Korkmaz’dan bu boşanmada kendisine yardımcı olmasını istedi.

Ancak halen ABD’de kara para aklama şüphesiyle yargılaması devam eden Sezgin Baran Korkmaz bu boşanmada İnan Kıraç’ın hisselerine el koydu, ona haciz yolladı. 45 milyon dolarlık bu hacizden kurtulmak isteyen İnan Kıraç, iddiaya göre durumu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’â anlatıp yardım istedi, Cumhurbaşkanı dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan bu sorunu çözmesini istedi, Soylu da SBK kısaltmasıyla da tanınan Sezgin Baran Korkmaz’ı makamına davet edip tehdit etti.

Sonra yurt dışına çıkan Sezgin Baran Korkmaz hakkında çeşitli adli tahkikatlar açıldı, o Türkiye’ye dönmedi. O sırada İnan Kıraç, araya avukatı olarak eski bir Özel Kuvvetler mensubu asker olan, Ergenekon’dan hapis yatan, son olarak Necip Hablemitoğlu cinayetiyle de suçlanan Levent Göktaş’ı sokup hisselerini geri almayı başardı, hakkındaki haciz takibi de sona erdi, yani SBK iddia ettiği alacaklarından vazgeçti. (Bu konuda 10Haber’de çıkan İsmet Berkan’ın yazısında çok sayıda aydınlatıcı bilgi var, öneririz.

Burada İnan Kıraç’la ilgili akli meleke şüphelerinin doğmasına neden olan şey, Sezgin Baran Korkmaz gibi normalde İnan Kıraç’ın kilometrelerce yakınına bile gelemeyecek bir kişinin devreye alınması. Bu hiç çevresinin tanıdığı İnan Kıraç’a yakıştırılmayan bir davranış biçimiydi.

Kendi kızıyla miras kavgası

Ama tabii en şüphe çekici durum, rahmetli eşi Suna Kıraç’la birlikte büyüttükleri kızı İpek Kıraç’la yaşadığı miras kavgasıydı. Suna Kıraç, Vehbi Koç’un kızı olarak Koç Holding’in kontrol hisselerinden bir miktarına sahipti ve çok uzun zaman önce Kadıköy’de bir Noterde bu hisselerini ölümü halinde sadece İpek Kıraç’a bırakan bir vasiyetname düzenlemişti. Suna Kıraç’ın bu hisseler dışında kalan mirası Medeni Kanun’a göre dağıtılacaktı ama hisseler bu dağıtımın dışında olacaktı.

Suna Kıraç’ın ölümünden yıllar önce düzenlediği bu vasiyetten onun eşi İnan Kıraç’ın da haberi vardı, üstelik onayı da vardı. Ama Suna Kıraç’ın ölümünden sonra İnan Kıraç bu vasiyete itiraz etti, o hisselerin de Medeni Kanun uyarınca yüzde 25’i kendisine, yüzde 75’i kızına olmak üzere pay edilmesini istedi. Mahkeme bu istemi kabul etmedi, hisseler İpek Kıraç adına tescil edildi, İpek Kıraç Koç Holding Yönetim Kuruluna girdi.

Bu olayla birlikte baba kızın arası açılmaya başladı. Özel hayata ilişkin başka detaylara girmeden anlatıyoruz ama bu ayrıntı önemli olduğu için aktaracağız: Suna ve İnan Kıraç’ın Paris’te bir evleri vardı. İnan Kıraç bir seferinde bu eve girmek istediğinde kapıda kaldığını söyledi, onun aktardığına göre İpek Kıraç evin kilitlerini değiştirmişti.

Bu olaydan sonra İnan Kıraç, kızından “evlatlık” diye söz etmeye başladı ve onu evlatlıktan reddetmeye karar verdi. Mirasının İpek Kıraç’a kalmaması için Suna-İnan-İpek Kıraç tarafından kurulmuş, halen Tepebaşı’ndaki Pera Müzesi’nin ve ailenin geniş sanat koleksiyonunun sahibi olan, yansırına pek çok toplum yararına iş yapan vakfın yanına bir vakıf daha kurdu ve bütün menkul gayrımenkul varlığını bu vakfa devretti. Vakfın başına da, uzun yıllar Koç Holding’de Koç Ailesinin özel finans danışmanı gibi çalışmış olan emine Alangoya’yı getirdi.

Emine Alangoya ve İnan Kıraç’ın br süredir gönül ilişkisi içinde oldukları onları tanıyanlar tarafından biliniyordu. İkili sık sık birlikte gözüküyor, sosyal etkinliklere birlikte katılıyordu.

İnan Kıraç’ın bütün servetini devrettiği bu vakıfta ayrıca Emine Alangoya’nın daha önceki evliliklerinden olan oğulları da çalışıyordu.

Herkesi şaşırtan evlilik

2024 Aralık ayının son günlerinde İpek Kıraç nüfus kayıt örneği belgesine ihtiyacı olunca e-devlet uygulamasına girdi. Burada nüfus kayıt örneğini aldığında İnan Kıraç’ın evlendiğini gördü. İnan kıraç ve Emine Alangoya, 20 Aralıkta evlenmişlerdi ve İpek Kıraç bunu e-devletten öğreniyordu.

Kısa sürede detaylar ortaya çıktı. Nikah, gözlerden uzakta, Büyükçekmece Belediyesinde kıyılmıştı. Nikahtan önce İnan Kıraç’ın yakın arkadaşı olan Bedrettin Dalan’ın yönettiği Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesinden İnan Kıraç için “Akli melekeleri yerindedir, imza atma ehliyeti vardır” raporu alınmıştı. Zaten Büyükçekmece Belediye Başkanı da Bedrettin Dalan’ın ahbabıydı.

Bu evliliğin ortaya çıkması üzerine İpek Kıraç önce çok sert bir açıklama yaptı, “Babamın akli melekeleri yerinde değil, evlendiği Emine Alangoya babamı hepimizden uzaklaştıran ve onu manipüle eden kişidir, bu evlilik geçersiz olmalıdır” dedi.

Ardından Anadolu Adliyesinde 18. Aile Mahkemesi’ne başvurarak babası İnan kıraç’a vasi atanmasını istedi. Bu başvurudan bir gün sonra bir başvuru daha yaptı İpek Kıraç ve babasının evliliğinin de geçersiz sayılmasını istedi.

Mahkeme bu başvurular üzerine İnan Kıraç’tan akli melekelerinin yerinde olduğuna dair rapor istedi. Kıraç’ın avukatları “Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’mden. alalım” dediler ama mahkeme bunu kabul etmedi, Kıraç’ı Adli Tıp Kurumuna yönlendirdi.

Kıraç’ın aslında Şubat ayı başında Adli Tıp’a gitmesi gerekiyordu ama mazeret gösterip gitmedi. Bunun üzerine mahkeme Kıraç’a yeni bir randevu tarihi belirledi, “Bu randevuya gitmezsen polis zoruyla götürürüz ve arada da vasi atarız” dedi. Kıraç 26 Şubat perşembe günü Adli Tıp Kurumuna gitti ve muayeneden geçti.

Şimdi Adli Tıp Kurumu’nun bu muayenesinin sonunda yazdığı rapor mahkemeye gönderildi. Anadolu Ajansı dahil pek çok haber kaynağına göre raporda İnan Kıraç’a vasi atanması öneriliyor.

Bu durumda mahkemenin bu hafta gecikmeden İnan Kıraç’â vasi ataması beklenmeli. Bu vasinin kızı İpek Kıraç olarak belirlenmesi de şaşırtıcı olmaz.

İnan Kıraç’ın bütün bu miras paylaşımları vs sonrasında temelde üç şirketi var ve bu şirketler de Kıraça Holding bünyesinde. Bu şirketlerden biri, Karsan halka açık olduğu için onun değerini biliyoruz, Karsan borsaya göre 9 milyar 230 milyon lira değerinde. Bu şirketin yüzde 58’den fazla hissesi Kıraça Holding’e ait. Hıolding bünyesinde ayrıca oto parçası üreten Karland ve gübre üretyen Kıraça Tarım isimli şirketler de var.

Vasi atanması kararıyla birlikte İnan Kıraç’ın bütün bu şirketlerdeki rolleri sona erecek.

Aşkın yaşı yok... 'Koç'un damadı' İnan Kıraç 87 yaşında gizlice yeniden evlendiAşkın yaşı yok… ‘Koç’un damadı’ İnan Kıraç 87 yaşında gizlice yeniden evlendi

İnan Kıraç yeniden ‘akli melekeleri yerindedir’ raporu alacak, üstelik bu kez Dalan’ın hastanesinden değil Adli Tıp'tanİnan Kıraç yeniden ‘akli melekeleri yerindedir’ raporu alacak, üstelik bu kez Dalan’ın hastanesinden değil Adli Tıp’tan

Fatih Altaylı’nın SBK’ya sormadığı İnan Kıraç sorularıFatih Altaylı’nın SBK’ya sormadığı İnan Kıraç soruları

 

 

 

ÇOK OKUNANLAR