Amerikan Başkanı Donald Trump’ın Rusya-Ukrayna savaşını bitirmek isterken aldığı konumun “tarafsız” bir hakem konumu olmadığını herkes görüyor ve biliyordu başından beri.
Zaten o yüzden Cuma günü Beyaz Saray’da yaşanan o tuhaf gösterinin başlangıcında bir gazetecinin Trump’a sorduğu “Siz Rusya ile mi paralelsiniz” sorusu ve Trump’ın bu soruya cevaben yaptığı eveleme-gevelemeler var.
O eveleme-gevelemelerin yetersiz olduğunu gördüğü için Başkan Yardımcısı JD Vance başkanını savunmak için kendini ortaya attı, “Bizim farkımız diplomasi yürütmek” dedi.
O böyle deyince o ana kadar sessiz bir okul çocuğu gibi sandalyesinde oturan Zelenski kendini tutamadı “Ne tür bir diplomasiden söz ediyorsun JD?” diye sordu ve arkasından hepimizin bildiği kavga başladı.
Başkan Trump öyle gizli saklı ajandaları olan biri değil. En azından bu konuda. Seçim sloganı zaten “America first”tü. Yani “Önce Amerika.”
Avrupalı müttefikleri bu sloganın anlamını tam anlamamıştı cuma günkü olaya kadar. “Tamam ‘Önce Amerika’ olsun ama bu ‘Sadece Amerika’ya dönüşmesin” diyorlardı, sanki bir söz hakları varmış gibi.
Mesele sadece Ukrayna ve Avrupa güvenliği gibi gözüküyor ama değil. Mesele, cuma gününden sadece Zelenski’nin değil Başkan Trump’ın da büyük kaybeden olarak çıkması. Mesele, biraz da Amerika’nın Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma riskine girmesi. Mesele, dünyanın bütün düzeninin değişecek olması.
Cuma günü Beyaz Saray’da o rezalet yaşandıktan sonra durumu en net ifade eden insan, Avrupa Birliği’nin dış politika ve güvenlik yüksek sorumlusu Kaja Kallas oldu aslında. Bu hafta bizzat kendisi de Amerika’da hakarete uğrayan, randevuları iptal edilen Kallas, “Bugün bir şey net biçimde belli oldu” diye yazdı X’te, “Özgür dünyanın yeni bir lidere ihtiyacı var. Bu göreve talip olup olmamak biz Avrupalılara kalmış bir şey.”
Aynı kelimelerle veya aynı çıkarımla değil ama çok yakın bir başka analizi Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock yaptı, “Kurallara dayalı uluslararası düzeni ve hukukun gücünü, daha güçlünün gücüne karşı her zamankinden daha fazla savunmamız gereken acımasız bir dönem. Aksi takdirde, daha güçlü bir komşusu olan hiçbir özgür ülke huzur içinde uyuyamayacak” dedi.
Evet, bütün mesele bu. Trump, son birkaç haftadaki davranışlarıyla kurallara dayalı uluslararası düzeni en azından kendi ülkesi açısından ortadan kaldırdı. Herhangi bir kurallara kısıtlanmak istemiyor, “Önce ve sadece Amerika” diyor çünkü.
Bugün Londra’da bir toplantı var. Avrupalılar bir araya gelip “Özgür dünyaya lider” olup olmamaya, bu role talip olup olmamaya karar verecekler.
Esasen bu karar çoktan verildi; Avrupa’nın yapabileceği başka bir şey, girebileceği başka bir yol yok.
Amerika’nın Rusya ile “normalleşme” aradığı bir dünyada Avrupa’nın yapacağı en büyük hata ulus devletlere bölünmek, ortak dayanışmadan vazgeçmek olabilir. Tam tersine Avrupa’nın dayanışma çemberini Türkiye dahil daha da genişletmesi lazım. Tarih, Avrupa’yı bir “süper güç” olmaya zorluyor.
Avrupa, her şeyin yavaş yürüdüğü bir kıta olduğu için elbette bugün esas stratejik kararını alamayacak, Salı günü Brüksel’de bir zirve daha var, orada da alamayacaklar ama en sonunda alacaklar bu kararı.
Yeniden dönüp Ukrayna’ya bakalım.
Ukrayna kendi bağımsızlık savaşını artık Amerika olmadan yürütecek. Yürütebilir mi? Çok zor olacak eminim ama cuma günü yaşananlar Ukrayna’da Zelenski’nin muhalefetinin bile onun arkasına geçmesine neden oldu. Kimse Ukraynalılardan bu saatten sonra Rusya’nın sömürgesi, ikinci sınıfı olmasını beklememeli. Ülkeleri işgal edilse bile Ukraynalılar ellerinde taş ve sopalarla direnecektir. Putin ve Trump bir olup ortaya bir millet çıkardılar.
Peki ya Rusya ne yapacak?
Sanıyor musunuz ki Putin bu saatten sonra Trump’ın barış tekliflerini kabul edecek. Tam tersine iyice zayıfladığını düşündüğü Ukrayna’ya daha fazla hücum edecek, önümüzdeki dönemde büyük olasılıkla Ukrayna’da savaşın tırmandığını göreceğiz.
Dolayısıyla Amerika ve Trump sadece Avrupa’yı kaybetmeyecek, Rusya’yı da kaybedecek, Rusya’nın Çin’le daha da yakınlaşmasına engel olamayacak.
Peki Trump Amerika’sı karşılığında hiçbir şey almadan Rusya ile “normalleşir” mi? Bu biraz Trump’a değil Putin’e bağlı. Putin, Trump’a ülkesindeki değerli madenlerden hisse vaat edip karşılığında ambargoların kaldırılmasını isteyebilir ve Trump da bunu ona verebilir.
Almanya’nın müstakbel başbakanı Friedrich Merz, “Amerika’dan bağımsız olmalıyız” dedi daha iki gün önce.
Fransa ve İngiltere bir oldu, Ukrayna için silah üretecek.
Yeni dünya düzeni oluşuyor. ‘Özgür dünya’ kendine lider arıyor.