Tarihteki tüm toplumlarda otoriteler cinselliğin nasıl yaşanacağı ve doğru seksin nasıl olması gerektiğini zor kullanarak da olsa belirleme ihtiyacını duymuştur.
çünkü cinsel arzu insan beyninin tehlikeli bir bölgesinde oluşur ve bir anlamda beynin kara deliğidir. orada pek düzen, neyin illa da doğru kabul edilmesi konusunda öyle kolay empoze edilebilen kurallar olamıyor.
Ve beynin o bölümü bir defa kurallar dışına çıktı mı, kendisine toplum tarafından empoze edilmeye çalışılan hapishanenin dışına çıktı mı, sonra kurallara karşı çıkmaya başlamış insanın nerede duracağı bilinemez diye düşünen tarihteki tüm toplumlarda otoriteler cinselliği kontrol altına almak için daima uğraşmışlardır. çünkü kendine empoze dilen cinselliğe isyan eden beynin nerede duracağı isyanını nerelere yönlendireceği sahiden beli olmaz.
***
Tarih içinde toplumları yönetenler, temelde hayvanlar aleminden üreme amaçlı seks kavramını alıp bunu insanlara da kabul ettirmeye çalışmış ve seksin asıl amacının üreme arzusu olması gerektiğini düşünmüş ve cinselliğe de buna uygun kurallar koymuşlardır.
buna ‘toplumsal cinsiyet’ deniliyor ve her toplum kendine uyan bir toplumsal cinsiyeti tanımlayıp bunu insanlara gerekirse güç de kullanarak kabul ettirmeye çalışmıştır.
***
Eğer tarihe sadece yönetenler açısından bakarsak bu bize belki yetebilir. ama bir de yönetillenler açısından bakılarak yazılan tarih var.
ingiliz tarihçi E. P: Thompson’un yöntemini kullanarak bu tabandan yazılan tarih metodolojisini ABD’de eşcinsellerin mücadele ve isyanına uygulayarak yazılmış çok sayıda kitap var (örneğin ‘Stonewall’ yazar Martin Duberman, ‘A tale of two Utopias’ yazar Paul Berman ve ayrıca daha geniş bir perspektif için 1968: A Student Generation in Revolt’a da bakılabilir)
***
Toplumsal cinsiyet ne kadar güçlü empoze edilirse edilsin tabandan mücadele bayrağı açanların yazdığı türden gelen tarih de daima olmuştur.
En fazla yanlış anlaşılan yazar olduğunu düşündüğüm Marquis de Sade aslında toplumsal cinsiyete isyan etmiş liberten bir düşünürdü. yani onu sadece bir kelepçe ve kamçı eşliğinde oynanan seks oyunu ile özdeşleştirip bununla yetinmek bu düşünüre yapılan büyük haksızlıktır.
Sade yazılarında ahlakı, yasayı, dini ögeleri dikkate almadan aşırı özgürlüğü (hatta ahlaksızlığı)ve en doğru olanın zevk almak olduğunu savundu.
sapık bir cinsellik kataloğu nitelendirebileceğimiz ‘Sodom’un 120 günü’ kitabı içine toplumsal cinselliği ihlal eden bütün cinselliği bunlar doğru diyerek yazdı. Neredeyse hayatının tümünü hapiste ve zorla kapatıldığı tımarhanelerde geçirdi.
Piere Paolo Passoli’nin kitaba dayanarak yaptığı çok güzel film de bir çok ülkede gösterilmedi.
***
yasakçı zihniyet tekrar devredeydi ama Sade ve benzerlerinin açtığı Pandora kutusundan beynin alaca karanlığını direkt etkileyen arzular da çıkmıştı yeryüzüne.
özellikle ABD’de cinsel özgürlükleri için savaş başlatanlar toplumsal cinsiyet empoze edicilerin koyduğu yasak ve emirlere karşı kendi arzularının tanımladığı cinsiyetlerini tanımlamaya başladılar.
Buna yeni bir ad da gerekiyordu.
Orijinal çıkış noktası LGBT’ydi tabii ki. bu dört harfin hayattaki cinsel çeşitliliğin tümünü anlatmaya yeteceği düşünülüyordu. sonra baktılar öyle olmuyor, dört harfin dışında kalan oldukça kalabalık bir nüfus var, yeni harfler eklenmeye başlandı.
Hayattaki cinsel çeşitliliğin rengi gerçekten de bayraklarında olduğu gibi gökkuşağını oluşturuyordu.
Sonunda varılan nokta LGBTKSİAMP oldu
harflerin açılımı şöyle: Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transgender, Kuir, Sorgulayan, Aseksüel, Müttefikler, Panseksüel.
Entelektüel anarşist Slavoj Zizek ‘Cinsel olan Politik midir’ adlı çalışmasında “bu + işareti ‘ve diğerleri’ gibi eksik olan konumların yerini alan bir göstergeden mi ibaret; yoksa kişi doğrudan + olabilir mi’ diye de soruyor.
ben aslında herkesin direkt + olduğunu düşünüyorum ama bunu daha sonra ‘seksin kısa tarihi’ kitabımda açacağım.
***
şimdi bakın LGBTKSİAMP kavramını oluşturmuş bir topluma ben sadece erkek ve kadını kabul ederim emrini veren Trump kendine verdiği gaza inanarak Beyaz Saray şovuna devam ediyor. Ama tabanda ona hazırlanan büyük sürprizi görmüyor. Yakında büyük bir toplumsal cinsiyet ayaklanması olacak ABD’de. bu konuya yarın da devam edeceğim.