Oscar ödülü gecesi ve sonrasındaki davetlerde Ertuğrul Özkök Los Angeles’te olay yerinde araştırmacı gazetecilik yaptı.
bunu hayatında ilk ve büyük ihtimalle, gelecek Oscar ödülüne kadar, son kez yaptığından arada bir hatalar da yapıyordu ama bunları açmanın şimdi zamanı değil.
fakat ben onun yazılarını okurken olayın geçtiği bölge Oscar ödülü gecesi Hollywood da olsa bir yerde bu kadar fazla kırmızı halı olabileceğini daha önce düşünemediğimi fark ettim.
hangi konuyu anlatırsa anlatsın Özkök’ün her yazısının hemen her cümlesinde ‘kırmızı halı’ geçtiğine göre ben de anladım ki bu kırmızı halı sadece ödül törenine katılmak için gelen şöhretlerin basması için değil. bulunulan yer ne olursa olsun bu, orada böyle bir şey var mı bunu bilmesem de, Hollywood’daki umumi hela da olsa mutlaka bir kırmızı halı bulunması gerekiyormuş diye düşünüyor insan Özkök’ün yazılarından.
***
yazılarında kırmızı halı geçtiği bölümlerde, dediğim bunun sıklığı olağanüstüydü, siz bunu okurken elinizde olmadan o anda Ümraniye’de sokağı Kabil’in banliyosu görünümdeki evinizde olsanız dahi içiniz ulvi duygularla mecburen doluyordu. çünkü yazar için bell ki yazıda geçen o kırmızı halı seküler bir hacca çıkacak kadar değerli ve kutsal bir şeydi ve siz o anda hiç istemeseniz de, buna hiç ihtiyacınız da olmasa elinizde olmadan yazarın duygularını paylaşıp kırmızı halıya tapmaya başlıyordunuz.
***
ben Özkök’teki bu kırmızı alı tapınmasının klinik teşhisini yıllar önce yapmıştım.
THY’nin sponsor olduğu Superman filminin galası için New York’a gitmiştik. Yılı tam hatırlamıyorum 6-7 yıl öncesi olmalı galiba.
Neyse kalmakta olduğumuz otelden galanın yapılacağı Radio City’e yürüyerek gittik.bu arada yol boyunca Özkök benim kıyafetimin ne kadar demode, benim ne kadar zevksiz olduğum hakkında hiç durmadan söylendi.
Gala mekanına vardığımızda kapılar henüz açılmamıştı.beklemeye başladık.
Özkök lie yan yanaydık ama ben bir ara ona gördüğüm bir kadının şuhluğu hakkında geleneksel terbiyesiz yorumlarımı yapmak için ona döndüğümde ortadan kaybolmuş olduğunu fark ettim, Yine pop sosyologluk yapmak içn lüzumsuz bir yerlere gitmiştir diye tam düşünürken bir de baktım O, galaya gelecek ünlülerin yürümesi için konulmuş kımızı halın üstünde fotoğrafının çekilmesini bekliyor gibi durmaktaydı. benim bu trajik sahneye ilk içgüdüsel tepkim 911’i arayıp akıl hastanesi için acil bir ambulans istemekti. ama bunu sadece kendi gecemi mahvetmemek için yapmadım, bunun için İstanbul’a dönüşümüzü beklemeye karar vermiştim.
***
bu aralar Seksin Kısa Tarihi geçici adını vermiş olduğum bir kitap üzerine çalışıyorum.
konu gereği aklınıza gelebilecek ve de katiyen gelmeyecek türde her fetiş üzerine de okuyorum. Kendim hakkında bilmediğim ilave fetişlerimin de olduğunu keşfettim bu arada.
Seks insan beyniyle ilgili olduğundan beyin de sınırsız olduğundan fetişler de sınırsız olabiliyor. LGBT deki o + işareti bunu anlatmak için var aslında
çok farklı fetiş türlerini inceledim ama maalesef Ertuğrul’unkini yanı kırmızı halı fetişini bulamadım.
Sapıklığın prensi Marki de Sade’ın varolan tüm sapıklıkların Ansiklopedisi olarak tanımlanabilecek Sodom’unun 120 günü kitabını da sırf kımızı halı fetişini bulmak için yeniden okudum. Ama maalesef bulamadım bu fetiş sadece Ertuğrul Özkök’e özgü olmalıydı.
O bu fetişle Hulusi Behçet gibi orijinal bir klinik katkı yapmış olabilirdi bilim alemine. Psikiyatri dalı kımızı halı fetişizmi buluşu nedeniyle ileride ona müteşekkir olacak.