Ata sporumuz: Birbirimize güvenmeme
24 Mart 2025

Ne yazık ki, kurumsalda son ata sporumuz birbirimize güvenmemek olmuş. Şirketlerde insanlar artık doğru cevabı vermeye korkuyor, cevabını bildikleri sorulara bile çekinerek yanıt veriyorlar. Üstlerinden gelen işleri sadece onların görmek istediği gibi yaparak konuyu kapatmak en kolay yol haline gelmiş. Hal böyle olunca, daha iyi işler yapmak ve sağlam ilişkiler kurmak da giderek zorlaşıyor. Oysa iyi işler, daha çok sormaktan ve daha iyisini aramaktan doğar.

Yeni fikirlere açık olmak, farklı bakış açılarını dinlemek, herkesin fikrini önemsemek hem işi hem de bizi daha yukarı taşır. Benim en büyük lüksüm, en iyi ekiplerle ve gerçekten güvendiğim insanlarla çalışmak oldu. İşe yeni aldığım yöneticilere daha ilk günden yetkilerini verdim. Sanki yıllardır birlikte çalışıyormuşuz gibi fikirlerini sordum. İlk haftalarında ya da ilk aylarında, onların önerdiği fikirleri hayata geçirdim. Bu güven ortamı hem ilişkileri güçlendirdi hem de işin büyümesine katkı sağladı.

Çeşitlilik bize ne kazandırdı?

En çok önemsediğim şeylerden biri de benden sonra yerime ekipten birinin gelebilmesi oldu. Ekip içinden yetişen liderlerin adaptasyonu çok daha kolaydı. Geçmişin güçlü mirası korunurken yeni gelen kişinin sürece daha hızlı adapte olması da işlerin sürekliliğini sağladı.

Son on yılımda bir Kosta Rikalı, bir İrlandalı, iki Güney Afrikalı ve bir Türk CEO ile çalıştım. Neredeyse her kıtadan bir yönetici ve iş arkadaşım oldu. Bu çeşitlilik bize bambaşka bakış açıları ve yeni öğretiler kazandırdı. Ancak her seferinde yeni zorluklar ve belirsizlikleri de beraberinde geldi.

En büyük sorunlardan biri, iş yaptığımız coğrafyaları iyi tanımayan, farklı kültürlerde çalışma deneyimi olmayan yöneticilerle adaptasyon sürecinde yaşanan zaman ve yetenek kayıplarımız oldu. En kötü özelliğimiz ise en üst pozisyonda olan kişinin her konuda son kararı verecekmiş gibi düşünmesi. İşte asıl problem de burada!

Organizasyonlarda kültür ne zaman erozyona uğrar?

Bilgelik ne pozisyondadır ne de yaştadır. Bilgelik, yenilik ve değişim her yaşta, her kuşakta var. Yeter ki dinleyelim, duyalım ve görelim. Ne yazık ki, yeni CEO’lar geldikçe, yıllardır bu işleri iyi yapan, şirketi büyüten ekipleri puanlamak ve kariyerlerini anlamak için dışarıdan  danışman değerlemelerine sokar. Ve yılların iş sonuçlarına ve başarılarına göre değil de onları hiç tanımayan ve 3-4 soru formundaki cevaplarına göre tamam veya devam kararları verilir. Güvenmeden ve inanmadan yapılan işler hiçbir paydaşı mutlu etmez.

Fikri sorulmayan, kararlara dahil edilmeyen ve yaptığı işe güvenilmeyen insanların çalıştığı organizasyonlarda kültür erozyona uğrar, motivasyon düşer ve verimlilik kaybolur. Bu yüzden ilk iş, güven ve dayanışma ortamı yaratmaktır. Aksi takdirde ne çalıştığımız yer bizim için anlamlı olur ne de birlikte çalıştığımız insanlar o işe keyifle gelir. O zaman yeni ata sporumuzu belirleyelim:

Birbirimize güvenmeyi öğrenmek! Hatta işi bir adım ileri taşıyalım… Çalışanlar arası  “Güven Olimpiyatları” düzenleyerek bu sorunu kökten çözdüğümüzü düşünün! Ne dersiniz, katılmak isteyen var mı? 😊

 

 

 

 

 

ÇOK OKUNANLAR