Ekonomi yönetimi dün gün boyu tedbir aradı, piyasalar bu sabah kemerlerini bağladı
24 Mart 2025

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun şafak baskınıyla gözaltına alındığı 19 Mart Çarşambadan beri Türkiye’de hisse senedi ve para piyasalarında ciddi çalkantı yaşanıyor.

Şimdi İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla bu sabaha piyasalar hayli tedirgin başlıyor. Bu tedirginlikleri gidermek ve önlem almak için dün ekonomi yönetimi gün boyu toplantı halindeydi.

dün gece CHP lideri Özgür Özel’in “İstifa etmek istiyormuş” dediği Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu iddiaya anında sosyal medyadan cevap verip “Görevimizin başındayız. Piyasaların sağlıklı işleyişi için gereken tüm adımları atmaya devam edeceğiz. Asılsız haberlere lütfen itibar etmeyin” dedi. Şimşek dün gün boyu çeşitli kurumlarla koordinasyon toplantıları yaptı.

Zaten dün sabahın erken saatlerinde, günlerden pazar olmasına rağmen Merkez Bankası, Türkiye Bankalar Birliği üyesi banka genel müdürleriyle bir toplantı düzenleneceğini açıkladı. Öğleden sonra yapılan toplantının ardından Bankalar Birliği bir açıklama yaptı, “Yapılan teknik toplantıda, ilgili tüm kurumların yakın işbirliğiyle, istikrarın sürdürülmesi için piyasa kuralları içinde her türlü aracın etkin bir şekilde ve kararlılıkla kullanılmaya devam edileceği belirtildi” dedi.

Merkez Bankası geçen hafta çarşambadan itibaren para piyasalarının ateşini almak için yaklaşık 26 milyar dolar satmak zorunda kalmıştı. Dün gece açılan Asya piyasalarında TL/dolar paritesinde öyle önemli bir oynaklık yoktu. Merkez Bankası bugün iç piyasada olabilecek olası bir oynaklığa karşı bankalarla olası tedbirleri konuştu.

Bugün zaten Merkez Bankası daha önce ilan ettiği likidite senetlerini satmaya başlayacak. İlk olarak 1994 Nisan krizinde Yaman Törüner’in Merkez Bankası Başkanı olmasından hemen sonra kullanılan ve o dönem yüzde 400 faiz verilen likidite senetleri en son 2007 Temmuzda kullanılmıştı.

Bugün yapılacak satışta miktar ve faiz önemli olacak. Bu senetler en fazla 91 gün vadeli olabiliyor. Merkez Bankası, piyasadaki fazla TL’yi bu yolla emerek dolara talebi baskılamaya çalışıyor, bir yandan da ithalat vs gerçek dolar ihtiyacı olanlar için vadeli dolar satışlarını başlatmış durumda.

Hisse senedi piyasaları için SPK’nın önlemleri

Öte yandan Borsa İstanbul da 19 Mart çarşambadan beri ciddi anlamda satış baskısı altında kaldı, endeksin değeri yüzde 20’ye yakın düştü. Bu düşüşün devam etmemesi için SPK bir yandan açığa satış yasağı getirdi, bir yandan borsada işlem oranını azaltan ve işlem yapmayı pahalılaştıran önlemler açıklandı.

Borsa İstanbul’dan yapılan açıklamada, “Pay Piyasasında emir/işlem oranı (OTR) 24 Mart 2025 ile 25 Nisan 2025 (seans sonuna kadar) arası dönemde 5:1’den 3:1’e düşürülmüştür ve emir/işlem oranı eşik değer aşım ücreti 24 Mart 2025 tarihinden itibaren 0,25 TL’den 0,50 TL’ye yükseltilmiştir” ifadeleri kullanıldı.

Bu hareketin anlamı, algoritmalarla yapılan satışları hem daha pahalı hale getirmek hem de onların alım satım bandını daraltarak borsada ani oynaklığı önlemeye çalışmak.

Şimşek’in gece toplantısı

Bloomberg HT’nin edindiği bilgiye göre, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 23 Mart’ta tüm gün kurumlarıyla birlikte çalışarak atılacak adımları değerlendirdi.

Akşam saatlerinde Mehmet Şimşek başkanlığında yapılan toplantıya, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Türkiye Varlık Fonu, İstanbul ve kamu bankalarını temsilen Ziraat Bankası katıldı.

Toplantıda, ekonomiye yönelik atılacak adımlar şekillendirildi.

Ali Babacan’ın Mehmet Şimşek sözleri

Bu arada Mehmet Şimşek’le ilgili istifa söylentileri, onun eski patronu ve bugünün Deva Partisi lideri Ali Babacan’a soruldu. Babacan’ın açıklaması şöyle oldu:

“Mehmet Şimşek dedik, Cevdet Yılmaz dedik. Arkadaşlarımız benim yakın çalışma ekibimde oldular. Ama bunların bunları yapacak güçleri yok. Kamu İhale Yasası… Ellerini uzatırlar birisi vurur ellerine ‘Cıs dokunma’ der. Geri çekilirler…

Bu baskı ikliminde ben yokum, istifa ediyorum demek de bir cesaret meselesi. İstifa etmek aynı zamanda başlarına iş gelebilir demek… Korkular var bu ülkede yani. Arkadaşlarımız adına ben bir şey de söylemeyim ama sadece geriden baktığımda ‘Ben yokum arkadaş ya bu ne? Dayanamıyorum, gidiyorum’ demek de cesaret meselesi yani… Bu korku ikliminde onu da yapabilmek kolay değil.

Devlet yönetimi kutsal bir iştir. Gel arkadaş burada devletin bir sorunu vardır, gel bu sorunu çözmeye yardımcı ol dendiğinde de sadece o dar alana baktığınızda ‘Bu memleket meselesi ne yapayım hiç olmazsa orada bir katkım olsun’ gibi bir duygu da oluşabilir. Orada da hak yememek lazım.

Ama şunu da görmek lazım, o dar alanda bu ülkenin meselesi düzelmiyor. Ben o kadar geniş yetkilere sahip başbakan yardımcısıyken, o kadar ekonomik kurum bana bağlıyken, bütün devletin en önemli dosyaları önümdeyken, devletin yönetimiyle ilgili etki sahibiyken, Bakanlar Kurulunda imza atmadığım zaman o kararın yürümediği dönemde bile baktım olmadı, olmuyor yani… Çünkü ülkenin Cumhurbaşkanı bu konuda sağlam bir irade ortaya koyması lazım. Sağlam irade ortaya konmadığı zaman ne ülkede kayıtdışılık bitiyor ne de yolsuzluk bitiyor, olmuyor.

Bir Bakan ya da bir Cumhurbaşkanı yardımcısı yetkisiyle olmuyor. Zaten onun için ben DEVA Partisi’ni kurdum. Bu ülkenin sorunlarını çözmek için, ülkenin Cumhurbaşkanlığı yetkisini almamız gerekiyor. O yetkiyi milleten almamız gerekiyor. Hemen hızlı kararlarla ülkeyi toparlamak için adımlar atmak gerekiyor ve derhâl güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçerek de bu ülkenin kazanımlarını sabitlememiz, çivilememiz gerekiyor.”

ÇOK OKUNANLAR