En entellektüel kentsel dönüşüm kavgasında son perde!
27 Mart 2025

İzzettin Çalışlar Kurtuluş Savaşı kahramanlarından Orgeneral İzzettin Çalışlar’ın aynı adı taşıyan torunu.

Araştırmacı, tarihçi ve yazar.

Uzun zamandan beri İstanbul’un Cihangir semtinde oturuyor, buradaki evi Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk’un “yazı evi”yle aynı binada, meşhur Taray Apartmanında.

Taray Apartmanı Susam Sokak’ın bir zamanlar en şık apartmanlarından biriydi, ama tabii zaman acımasız.

İlk romanı ‘Cevdet Bey ve Oğulları’na adını veren Cevdet Bey’in yaptırdığı apartmana 40-50 metre mesafedeki Taray Apartmanında eskiden beri dairesi vardı Orhan Pamuk’un; romanlarını yazdığı, kitap koleksiyonunu bulundurduğu “yazı evi.”

Pamuk zaman içinde 18 daireli apartmandaki dairelerden altısının sahibi oldu. Derken birkaç yıl önce apartman deprem denetimine girdi, bir iddiaya göre denetimde yıkıp yeniden yapma kararı çıktı, bir başka iddiaya göre ise güçlendirme yapılması kararı.

Ama her durumda belediye geldi, binayı “depreme dayanıksız” diyerek mühürledi, içinde yaşamayı yasakladı.

İzzettin Çalışlar’ın sosyal medyada paylaştığı fotoğraf. Hırsız etrafı dağıtmış.

İzzettin Çalışlar: Dedemin özel eşyası çalındı

İki gün önce Hürriyet gazetesi yazarı İhsan Yılmaz şans eseri sosyal medyada gördüğü bir şeyi köşesinde paylaştı. İzzettin Çalışlar hırsızın girdiği ve eşyaların etrafa dağıldığı evinin bir fotoğrafını koymuştu. Şöyle yazmıştı Çalışlar fotoğrafın altına:

“Değerli sahaf, antikacı ve koleksiyoner dostlarım, bir komşunun mülk ihtirasından dolayı mühürlettiği evimize hırsız girdi. Dedem E. Org. İzzettin Paşa’nın özel eşyaları, babaannemin gümüş sofra takımları ve Galatasaray Müzesi için topladığım bazı metal parçalarla hiçbir maddi değeri olmayan GS Üstün Hizmet ödülüm çalındı. Elinize geçenler arasında bunlar olabileceğinden şüphelendikleriniz olursa satın almak isterim.”

Çalışlar’ın “bir komşunun mülk ihtirasından dolayı mühürlettiği” derken kastettiği Orhan Pamuk.

Apartman Orhan Pamuk’a kızıyor

Geçmişte de medyaya yansımıştı, apartman komşuları binalarının mühürlenmesine neden olan deprem denetim sürecini başlattığı için Pamuk’a kızıyor.

Ama yapılan denetimde binanın çürük çıktığını, içinde yaşamanın bir hayli riskli olduğunu da unutmamak gerek. Komşuları binanın yıkılmaması, güçlendirilmesi için dava açtı. Ama bina sakinlerinden Orhan Pamuk binanın yıkılıp kentsel dönüşüme girmesini istiyor.

Depreme dayanıklılık testi gerilimi her yerde

Esasen bu gerilim sadece Cihangir’deki Taray Apartmanında değil, depreme dayanıklı olup olmadığı bilinmeyen binlerce apartmanda yaşanıyor. Çoğu apartman bu denetimi yaptırmaya çekiniyor; binaları dayanıksız çıkarsa ne yapacaklarını bilemedikleri, binayı yeniden yaptırmaya güçleri olmadığı ve bina inşaatı sırasında sığınacak başka evleri olmadığı için.

Ama tartışılan Taray Apartmanı bu testi yaptırmış ve üniversiteden “depreme dayanıksız” raporu gelmiş.

Pamuk 18 dairenin 8’inin sahibi

Söylendiğine göre Orhan Pamuk bu mahkeme sürecinde iki kişiden daha daire satın almış, 18 daireli apartmandaki daire sayısını 6’dan 8’e yükseltmişti.

Mahkeme “apartman tamamen mi yıkılsın yoksa sadece güçlendirme mi yapılsın”a karar vermeye çalışadursun bina da savunmasız biçimde duruyor. Kapısı mühürlü, elektrik ve doğalgazı kesik. Dolayısıyla hırsızlığa da açık.

İzzettin Çalışlar’ın bu suçlayıcı sosyal medya paylaşımını İhsan Yılmaz Hürriyet’teki köşesinde yazınca Nobel ödüllü romancı Orhan Pamuk da İzzettin Çalışlar’a mektup tarzında bir yazı yazmış.

Orhan Pamuk Taray Apartmanından İstanbul manzarasına bakarken.

Yıkım kararını ben değil devlet verdi

Yazı şöyle:

“Değerli komşum Sayın İzzeddin Çalışlar’a,

Hürriyet’te pazartesi günü çıkan sözlerinizden ve İhsan Yılmaz’ın haberinden sonra bazı temel gerçekleri hatırlatmak istiyorum. Hep birlikte yakın zamana kadar oturduğumuz Taray Apartmanı hakkında yıkım kararını ben değil devlet verdi. Binanın insandan ve eşyadan boşaltma kararını da devlet verdi. Ben boşaltma kararına uymak için, yirmi iki bin kitabımı, koleksiyonlarımı, eşyalarımı başka yerlere taşırken haftalarca başka bir iş yapamadım… Siz ise eşyayı boşaltma kararına aldırmamış kıymetli-tarihi eşyalarınızı çürük, elektriksiz ve bekçisiz bir binada terk etmişsiniz.

Depremden ölümden korkmuyorum diyorsanız o başka

Bildiğiniz gibi bir binanın ‘çürük’ yani kamuya tehlikeli olduğuna orada oturanların ya da sahiplerinin iyimser kanaatleriyle değil, bilimsel yöntemlerle karot alınarak ve laboratuvar testleri sonucunda karar veriliyor. Taray Apartmanı’nda devlet kontrolünde yapılan resmi örneklemeler sonucunda binanın ‘çürük’ olduğu resmen kesinleşeli yıllar oldu. Bu resmi karar olmasaydı da sütunları çatlayan, betonu toz gibi, tebeşir misali ufalanan, sağı solu eğilmiş, duvarları çatlaklar içinde, cephesinden sokağa parçalar dökülen ve üzerine özensizce iki kaçak kat eklenmiş olan altmış yıllık bu çürük apartmanda can güvenliğimizden dolayı ne ben ne eşim artık oturmak istemedik. Elbette sizin, ‘Ben depremden, ölümden korkmuyorum!’ deme hakkınız var ve bu söze verilecek cevap yok.

Benim koleksiyonum da çok değerli

Evinizden Atatürk’ün arkadaşı İstiklal Savaşı kahramanı dedeniz E. Org. İzzettin Çalışlar Paşa’nın değerli eşyalarının, anneannenizin gümüş sofra takımlarının, koleksiyonunuzdaki başka bazı müzelik şeylerin çalınmış olmasına ben de çok üzüldüm. Zaten ben ve eşim çürük Taray Apartmanı’ndan yalnız canımızı kurtarmak için değil, yıllardır özenle biriktirdiğim kendi özel koleksiyonumu da depremden kurtarmak için kaçtık. Taray Apartmanı’nda kentsel dönüşüme gitmeyi, herhangi birinin çürük bodrum katını satın almak için değil, eşya ve yazı koleksiyonuma sağlam ve kalıcı bir yuva aradığım için istiyorum. Çünkü sizin dedenizden kalan eşyalarınız ya da anneannenizden kalan gümüş sofra takımlarınız, müzelik madeni eşya koleksiyonunuz ne kadar değerliyse benim romanlarımı yazarken yıllardır biriktirdiğim eşya koleksiyonum ve elli beş yıldır tuttuğum defterlerim, yaptığım resimlerim, yayımlanmamış müsveddelerim, hiç yayımlanmamış on binlerce sayfa tutan elyazmalarım ve büyük arşivim de o kadar değerli. Dostlukla hatırlatırım.”

Kavgada iki tarafın da eli kalem tutunca böyle oluyor demek.

ÇOK OKUNANLAR