Avrupa’da klasik müzikte her yeni devrimci, yeni ses, o zamanki konser dinleyicisi tarafından salonda yuhalamalara, protestolara, yumruklaşmaya varan kavgalara ve hatta şehirde isyan boyutuna varan karışıklığa yol açabiliyordu.
Şimdilerde bir klasik müzik konserine veya operaya giderseniz salondaki seyircinin neredeyse askeri bir disiplin içinde davrandığını gözlemleyebilirsiniz. Salona ne zaman girileceği ne zaman kalkılacağı, öksürüleceği, aksırılacağı, alkışlanacağı kurallara bağlanmıştır; bunlara uymayana hiç iyi gözle bakılmaz.
Eskiden dev isimlerin orkestrayı yönetmek için konser salonunda bulunduğu konserlerde dahi durum böyle değildi.
İngiltere, Fransa, İtalya ve hatta dinleyicinin daha rafine olduğu söylenebilecek Viyana’da bile salondaki seyircilerin konser esnasında yüksek sesle konuşmaları, küçük piknikler yapmaları hatta konserde canları sıkılınca sahneye arkalarını dönerek oturmaları rutin görülen davranış biçimleriydi.
Dahası birbiriyle rekabet içinde olan seyirci kulüpleri vardı. Bunların her biri, birbiriyle pek anlaşamayan bestecileri, yönetmenleri desteklerdi. O gün verilecek konserde eseri çalınacak besteci veya orkestrayı yöneten şef, kendi tuttuğu şef veya besteci tarafından sevilmiyorsa, o kulübün üyeleri konsere giderek perde açılır açılmaz yuhalamaya, çeşitli aletler ile sesler çıkarmaya ve hatta yumruklu kavga etmeye başlardı. Anlayacağınız o dönemin konser seyircisi bugünün derbi seyreden ateşli futbol seyircisi gibiydi.
Seyirciye bir düzen getirme işini, Mahler, Viyana operasının müdürü olduğunda eline aldı. Bugünkü kurallara benzer kurallar koyarak bunların uygulanmasını bizzat sağladı. Mahler uygun davranmayan seyircinin önüne gidip dakikalarca sert bir biçimde gözlerinin içine bakardı. Konser salonunda Mahler gibi bir devin önünüze durup size böyle kınayan gözlerle bakması herhalde hiç de hoş bir deneyim olmamalı.
Fakat Mahler düzen getirinceye kadar klasik müzik tarihine geçmiş olan bazı olaylar da olmuştu. Schoenberg’in, konser dinleyicisinin hiç alışık olmadığı atonal deneyinin ilk dönem ürünü First String Quartet konserinde seyirci öylesine muazzam bir tepki verdi ki salon kahkaha sesleri ve yuhalamalarla inliyordu. Mahler düzeni sağlamak için salona girdiğinde bir seyirciyle yumruk yumruğa dövüşmenin eşiğine bile gelmişti.
Daha sonra Schoenberg atonalitenin dozunu artırdığından, Viyana’da, 1913’te kendisinin yönettiği konserde dünya tarihinin en büyük seyirci isyanlarından birisi yaşandı. Bu isyan, boyut olarak aynı yıl Paris’te Stravinsky’nin Sacre du Printemps konserinde yaşananlara da benzetilir.