MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul milletvekili Feti Yıldız, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından kamuoyunda yeniden gündeme gelen “düşman ceza hukuku” ve “masumiyet karinesinin ihlali” tartışmalarına ilişkin bir açıklamada bulundu.
Son aylarda kamuoyunda en sık dile getirilen kavramların “masumiyet karinesi” ve “düşman ceza hukuku” olduğunu hatırlatan Yıldız, Anayasa’nın 38/4. maddesini anımsatarak, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” dedi. Bu düzenlemenin bir karineyi ifade ettiğini, ancak ceza muhakemesinde esas olanın “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi olduğunu ifade etti.
Yıldız, şu ifadeleri kullandı:
“Ceza muhakemesi, suça konu fiilin işlenip işlenmediği, işlenmişse failin kim olduğu ve faille eylem arasındaki bağın ne olduğunun tereddüde yer bırakmayacak şekilde tespit edilerek eyleme uygun hangi yaptırımın uygulanacağı sorularının cevaplandığı ve bu surette maddi gerçekliğe ulaşmanın hedeflendiği uzun ince bir yoldur.
Son aylarda en çok duyduğumuz şey, ‘masumiyet karinesi ve düşman ceza hukuku’ terimleridir. Anayasa 38/4’e göre suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılmaz. Söz konusu düzenleme bir karineyi ifade eder. Karine aslında Ceza Muhakemesi’ne yabancıdır. Ceza muhakemesiyle çelişmeyen ilke, şüpheden sanık yararlanır ilkesidir.
Çoğu koruma tedbirinin, özellikle kamu menfaati amacıyla hürriyeti kısıtlamanın, tutuklama koruma tedbirinin masumiyet karinesi ile ne ölçüde bağdaştığı, aslında akademik bir tartışma konusudur. Ceza Yargılamasında ‘ölçülülük’ ilkesi ayaklar altında kalmıyorsa, mutlak zorunluluk yoksa, tutuklama yerine başka tedbirler düşünülmelidir.
‘Tutuklulara Düşman Ceza Hukukunun uygulandığı’ iddiası iğrenç bir iftiradan ibarettir. Türkiye’de düşman ceza hukuku yoktur. Yeri gelmişken bir kez daha dile getirelim. Hayati tehlikesi bulunan tutuklunun tedavisinin yapılması yasal bir zorunluluktur. İnfaz daha sonra yapılabilir. Yaşam hakkı tüm hakların önündedir. Hayırlı Bayramlar.”