Cumhuriyet Halk Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul’un seçilmiş belediye başlanı Ekrem İmamoğlu 19 Mart sabahı bir şafak baskınıyla gözaltına alındığından beri, CHP Genel Başkanı Özgür Özel de sürekli koşturuyor. Özel dün sabah güne Trabzon’da Ekrem İmamoğlu’nun anne babasına bayrak ziyareti yaparak başladı. Öğleden sonra ise İstanbul’da, Silivri Cezaevindeydi.
CHP lideri Özel, bayramın birinci gününde Ekrem İmamoğlu’nun memleketi Trabzon’da gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. “Allah şahit ki Ekrem İmamoğlu’nun suçu Tayyip Erdoğan’ın rakibi olmaktır” diyen Özel, “Kent Uzlaşısı” dolayısıyla başlatılan “terör” soruşturması için, “Tayyip Beye helal olan hiçbir şey bize haram değildir” dedi. CHP lideri, İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesiyle başlayan protestolarda gözaltına alınıp tutuklanan gençler için de Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, “Zulüm ile abat olunmaz, bu kadar zulmün sonu felakettir, bu ülkeyi bir felakete sürükleme, bu ülkenin gencecik evlatlarına zulmetmeyi bırak” diye seslendi.
İmamoğlu’nun suçu…
Özgür Özel’in açıklamaları şöyle:
Bu ülke geçtiğimiz pazar günü ayağa kalktı. 15.5 milyon insan dayanışmasını göstermek için resmi olmayan bir seçimde, üyesi olmadıkları bir partinin çağrısı ile sandığın başına geçip oy attı. O günden beri tüm dünya Türkiye’de yaşanan ve siyaset tarihinin en büyük direnişi olan o halk oylamasını konuşuyor. Türkiye’ye heyetler halinde geliyorlar bizlerle görüşüyorlar. Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluk halini ne dünya ne Avrupa uluslararası toplum kabullenmiş değil. İlk günlerde yolsuzluk söylemi herkesi şaşırtıp bu konuda bir delil var mı nasıl olur denirken 55 tane sabıkası olan kadına karşı şiddetten tacizden dolandırıcılıktan sabıkası olan bir gizli tanığın iftiraları ile içeride tutuluyor. Allah şahit ki Ekrem İmamoğlu’nun suçu Tayyip Erdoğan’ın rakibi olmaktır. İmamoğlu’nun içeriye atılmasının sebebi geçmişte Tayyip Beyi yenmiş olması gelecekte de onu yenebilecek güçte ve dirayette olmasıdır. Hal böyle olunca tabii iddianameye suçu iddia ne tutuklama gerekçesine Tayyip Erdoğan’ı yenmek yazamayacakları için terör yazdılar. İstiklal Marşı’nı söylerken sesi titreyen bir vatan evladını, Atatürk milliyetçisini ve bu ülke için canını verecek birine terör yaftası vurdular.
“Tayyip Beye helal olan hiçbir şey bize haram değildir”
Buradan şunu söyleyelim, İmamoğlu’nun DEM Parti’nin kent uzlaşısı dediği bizim Kent uzlaşısı dediğimiz, AKP’linin de MHP’linin de DEM Partilinin de geçmişte başka partilere oy getiren bilindik isimlerini listelere koyup da seçim kazanmakla ilgili bir sandık iş birliğini, kriminalize ediyorlar. Bugün sayın Devlet Bahçeli Sayın Erdoğan devletin elemanlarını görevlendirerek PKK terör örgütünün kurucusuyla irtibat sağlayıp bunu Türkiye’nin Terörsüz Türkiye hedefi olarak ifade edip bir barış projesi olarak sürdürüyorlar ama CHP, belediye meclisine bir tane Kürt kökenli isim koyup onların fikrini sorup görüşünü alıp kent yönetimine dahil edince buna terör örgütü ile işbirliği diyorlar. Tayyip Beye helal olan hiçbir şey bize haram değildir. Bundan sonra herkes ağzından çıkan lafı bilecek. İmamoğlu’na terörist diyecek adam daha anasının karnından doğmamıştır.
Zulüm ile abat olunmaz
Zulüm ile abat olunmaz, bu kadar zulmün sonu felakettir, bu ülkeyi bir felakete sürükleme, bu ülkenin gencecik evlatlarına zulmetmeyi bırak. İstediğin kadar kötülük yap annelerin göz yaşlarına ninelerin dualarına yenileceksiniz.
Trabzon’dan Silivri’ye
Bu açıklamaların ardından Özel, İstanbul’a geçti ve Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret için Silivri’deki cezaevine gitti.
Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Sabah Ekrem İmamoğlu’nun Trabzon’daki köyündeydim. Şimdi Silivri’ye geldim. Bir bayram günü daha cezaevlerindeyiz. Parti olarak gözaltındaki öğrencilerin durumlarıyla ilgileniyoruz. Ben de 4 cezaevinde tutuklu olan gençlerle görüşeceğim. Biz Ankara’da bayramlaşma programından çekildik. Yıllardır CHP tüm partilerle bayramlaşırdı, ama bu bayram bayramı bayram olmaktan çıkardılar. Milletimizle ve mağdur öğrenci arkadaşlarımızla bayramlaşıyoruz. Temel sorun şu, burada tutulan genç arkadaşlarımız hiç bir suçu yok. Binlerce öğrenci gözaltına alınıp 4 gün tutuldu. Şimdi öğrencilere bakıyoruz.
“Tutuklanınca yemek yiyebileceği için sevinenler oldu”
Burada tutulan hiçbir genç arkadaşımızın bir suçu yok. Bu cezaevlerine kimin gireceğine bağımsız yargı karar vermeli. Oysa Türkiye’de binlerce genç gözaltına alındı, 4 gün gözaltında tutuldu. Milletvekilleri emniyete gider, nezarethaneleri millet adına denetler. Şimdi milletvekilleri sokulmuyor. Arkadaşlarımızdan tutuklananlar arasında sevinenler oldu. Hiç olmazsa su içip yemek yiyebileceğiz dediler. Bu kadar çok tutukluluğa cezaevleri hazır değil, emniyet hazır değildi. O yüzden gençler hangi koğuşta boş yer varsa oraya konuyor.
“Gençlere bunu yapanlardan mutlaka ama mutlaka hesap soracağım”
Toplantı-gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefetten tutukladık diyorlar. Bunun 1 gün yatarı yok. Erdoğan’ın gücü gençlere yetmedi. Onları özgürlüklerinden mahrum ederek olası mücadelenin cesaretini kırmaya çalışıyor. Günü gelecek benim içişleri bakanım diyecek ki, bu gençlere ters kelepçe emrini kim verdi? Gençlere ters kelepçe takmanın, saatlerce aç bırakmaların, gençlere kötü muamelenin, hakaretin peşine düşeceğiz.
40 kişiye size bu kadar su yeter diyeni, 18 yaşında çocuğa ters kelepçe takanı, aç bırakanı, kötü muamele yapanı, cinsiyetçi küfür edeni bulacağım. Mussolini’nin ön infaz yöntemini uyguluyorsunuz. ‘Erdoğan’ı protesto edersen Silivri’yi boylarsın’ diyorsunuz. Bir gün yatarı olmayan suçtan yatıramazsın…
“Gençlere ters kelepçeyi ben unutmam”
Gencecik çocuğumuzu aç, susuz bırakanı, darp edeni hepsini bulurum. Devlette hiçbir şey kaybolmaz, işkence suçunun da zamanaşımı olmaz. Bunların hesabını kim soracak? Ben soracağım. Size kötü muamele yapanlar CHP’yi görünce duracaklar. Bu iktidarı değiştirme iradesini biz bu ülkede görüyoruz. Yemin ederim, bu gençlere ters kelepçeyi, kötü muameleyi, aç-susuz bırakmayı, hakaretleri ben unutmam.
“Bu ülke Almanya kadar demokratik bir ülke olacak”
Bu ülke Almanya kadar demokratik bir ülke olacak. Namusum üzerine söylüyorum; bu gençlere kötü davrananların her birini teker teker bulacağım, devlet görevlisiyse de bulacağım polisse de bulacağım. Biz dava adamıyız, inanç adamıyız. 10 yaşından beri yatılı okulda okudum, bir kişiyi arkamda bırakmadım, bir kişiyi satmadım.”