Cumhuriyet Halk Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart sabahı bir şafak baskınıyla gözaltına alındığı saatlerde polisler bir başka ismin evine daha gitmişlerdi: İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin genel sekreter yardımcılarından Mahir Polat’ın.
Polat, yaşlı bir isim değil, henüz 50 yaşında ama genetik mirası nedeniyle ciddi kalp-damar sıkıntıları olan, bu yüzden sürekli sağlığıyla uğraşmak zorunda kalan bir insan. Kalbini besleyen damarlarda çok sayıda stend takılı, sürekli kullanmak zorunda olduğu ilaçları var. Takip etmesi gereken sıkı bir diyet var.
O sabah gözaltına alınırken bu ilaçlarını yanına almasına izin verilmedi Polat’ın; ilaçlarına neden sonra kavuşabildi. Tutuklanıp Silivri’ye cezaevine gönderildikten sonra ilaçlarını elde etmesi daha da zorlaştı.
Bu arada daha önceden alınmış bir anjiyo randevusu vardı Polat’ın, bu anjiyoda belki de by-pass ameliyatı olmasına karar verilecekti. Çünkü kalbini besleyen iki damarın tıkandığı biliniyordu. Ama o artık cezaevindeydi.
Silivri’de tansiyonu çok yükselince apar topar hastaneye kaldırıldı. Hastanede ona tansiyon ilaçları verildi, tansiyonu düşünce de hemen cezaevine geri yollandı. Ardından üç gün sonra 30 Martta bir kez daha hastaneye gitti Polat, burada ona anjiyo yapıldı ama bu işlemin ardından yeniden cezaevine geri yollandı.
Oysa Polat’ın tutukluluğunu hastanede sürdürmesi de, daha iyisi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılması da mümkün. Ama bunlar yapılmadı.
Polat dün bir kez daha cezaevi içindeki hastaneye kaldırılınca bir telaş yaşandı ama kısa süre sonra ortada acil bir durum olmadığı, Adli Tıp Heyet raporu için Polat’ın kontroldan geçtiği ve kontrol sonrasında onun rapor almak için Adli Tıbba sevkinin kararlaştırıldığı açıklandı.
Tabii ardı ardına yaşanan bu sağlık sorunları kamuoyunda da ciddi bir endişe doğurmuş durumda. Dün sosyal medya Mahir Polat için paylaşılan mesajlarla doluydu. Mesajların neredeyse tamamında Polat’ın serbest bırakılması talep ediyor, cezaevinde kalırsa ölebileceği hatırlatılıyordu.
Polat için yapılan bazı sosyal medya paylaşımları şöyleydi:
Berna Laçin: Atatürk’ün rehin düşen düşman askerine yapmadığı , Mahir Polat’a yapıldı.
Banu Güven: Mahir Polat’ı serbest bırakmak için neyi bekliyorsunuz?
Yılmaz Özdil: Mesele hukuksuzluğu aştı, göz göre göre cinayete gidiyor, varlığıyla onur duyduğumuz Mahir Polat’ı serbest bırakın.
Cemal Enginyurt: Mahir Polat’a insanlık suçu işliyorsunuz. Hizbullahçı katilleri hasta diye affeden siz. Silivri Cezaevi’nde tutuklu olan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, cezaevi içerisindeki hastaneye sevk edildi görmezden geliyorsunuz. Nasıl bir kininiz var? Yazıklar olsun.
Barış Atay: Yeter artık.
Kemal Okuyan: Durumu kötüleşen Mahir Polat, ayağa kalkan toplumu “terbiye etmek” için cezaevinde tutulmaya devam ediyor. “Bakın biz ne kadar acımasızız” mesajı bu. Gereksiz. Bir, bunu herkes biliyor zaten. İki, kimsenin terbiye olmaya niyeti yok. Mahir Polat serbest bırakılmalıdır!
Sera Kadıgil: Hasta bir insana işkence etmeyi bırakın! Suçsuz olduğunu çok iyi bildiğiniz bir insanın canıyla oynamayı bırakın! Mahir Polat’ı derhal serbest bırakın!
Gülben Ergen: Tutuksuz yargılanamaz mı? Ev hapsi alamaz mı? Kesinleşmiş suçu bu kadar ağır mı?
Mert Fırat: Mahir Polat tutuksuz yargılanmalıdır!Adaletin, cezanın, işleyişin en temel sınavlarından birinde tamamen sınıfta kalınmıştır. Bir insanın yaşamı bu kadar kolay gözden çıkarılmamalı. Çünkü mesele artık Mahir Polat değil; mesele, herkesin canı ve onun ne kadar kıymetli?
Ahmet Ümit: Mahir Polat’ı serbest bırakın…
