Obama’nın romantizm açığı
09 Nisan 2025

Barack Obama eski ABD Başkanı olabilir ama görünen o ki evlilik ekonomisinde hâlâ açık veriyor. Hamilton College Başkanı Steven Tepper ile 3 Nisan Perşembe günü yaptığı görüşmede 63 yaşındaki eski başkan, Oval Ofis’teki iki dönemi sona erdikten sonra “eşi ile derin bir boşluk içinde” olduğunu söyledi. Geçtiğimiz günlerde yaptığı bir konuşmada, “Başkanlıktan sonra Michelle’le ilişkimde derin bir açık oluştu, hâlâ o çukuru kazıp çıkmaya çalışıyorum,” dedi.

1992’den beri evli olan Obama çifti, iki çocuk, sekiz yıl süren başkanlık, ve dünya çapında şöhretin ardından şimdi de “evlilik bakiyesi”yle uğraşıyor. Michelle Obama’nın da konuyla ilgili yorumları hiç az değil: “Başkanlığı boyunca eşime tahammül edemedim,” diyor.

Özellikle çocukların küçük olduğu dönem, Michelle’in deyimiyle “katlanılamaz koca” yılları olmuş. Barack ise itiraf ediyor: “Kendimi babalıkta aktif zannediyordum ama Michelle’in yaşadığı stresin boyutunu anlayamamışım.”

E tabii, çocuk büyütmek Beyaz Saray’da da olsa zor. Hele ki dünya seni 7/24 izliyorsa, o ev sadece devletin değil, kamuoyunun da sahnesi haline geliyor.Yine de Obama ailesinin bu kadar dürüst ve açık konuşması bize gösteriyor ki, evlilik emek işi. Ve bazen, en yüksek makamda bile mutfaktaki yıkanmamış tabaklar ya da kırgın bir eş yüzünden en dibe vurabiliyorsun.

Burada asıl mesele şu: Kariyer, çocuklar ve sorumluluklar arttıkça, romantik ilişkilerin denklemden nasıl yavaş yavaş çıktığını görüyoruz. İlişkiler bir tür “duygusal ekonomi”. Sevgi yatırımı yapmazsan, yıllar geçtikçe birikmiş bir duygusal borçla baş başa kalırsın. Ve ne yazık ki bu borç, kredi yapılandırmasıyla çözülemiyor.

Başkanlık gibi “egonun olimpiyatları” sayılabilecek bir görevin içindeyken, kişi ister istemez kendini merkeze koyuyor. Bu sadece Obama için değil; CEO’su, genel müdürü, çok takipçili influencer’ı için de geçerli. Erkek, başarıya odaklandıkça “ben” merkezli bir dünyaya kayıyor. “Ailem için çalışıyorum” diye yola çıkılıyor ama sonunda aileyle bağlar, bir yönetim kurulu toplantısındaki sunum kadar bile ilgi göremiyor.

Erkek egosu, özellikle başarıyla beslendikçe kendini “dokunulmaz” sanma eğiliminde. Bu noktada, evde duygusal emeği taşıyan eşin yükü görünmez hale geliyor. Çünkü “Ben ülke yönettim ya!” noktasına gelmiş biri, çocuk bezinden şikâyet eden eşiyle empati kurmakta zorlanabiliyor. Halbuki eşin gözünden bakıldığında o başarı, evin duygusal enkazına neden olmuş bir fırtına gibi hissediliyor.Ve belki de en tehlikelisi şu: Güç, dış dünyada ne kadar artarsa artsın, eğer o güç paylaşılmıyorsa, ilişki içinde bir dengesizlik yaratıyor. Biri görünür oldukça diğeri siliniyor. O silinen kişi bir noktada “Yeter!” dediğinde, güçlü olan taraf genellikle bunu “Ne oldu şimdi?” diyerek geç fark ediyor.

Obama’nın “eğlenceli şeyler yaparak borcumu kapatmaya çalışıyorum” demesi tam da bu farkındalığın geç de olsa geldiğini gösteriyor. Yani beyefendi artık “başkan” değil, “eş” olduğunu hatırlamış. Ama işte ilişki böyle; her terfi, evdeki pozisyonunu güçlendirmiyor, bazen tam tersine, sana ait olanları fark etmeden yitirmene neden olabiliyor.

Sonuç mu? İlişki, sadece başarıyı değil, başarının gölgesinde kalan sevgiyi de yönetebilme sanatıdır. Egosunu eve girerken çıkaramayan erkek, ister başkan olsun ister bakkal, sonunda duygusal iflasa sürüklenebilir.

Obama 10Haber okur mu bilmem ama ücretsiz bir mini rehber hediye edeyim. Buna İlişki Kurtarma Planı: Obama Modeli de diyebiliriz. Önce görev tanımını güncelle. Artık “ülke yöneticisi” değil, “duygu yöneticisi”sin. Eşinin ihtiyaçlarını görmek, anlamak ve ona görünür olmak bir kriz yönetimi değil, günlük görev! Eğlenceli şeyler = pansuman değil, tedavidir. Sürpriz tatil, kahvaltı hazırlamak, birlikte dans etmek… Bunlar güzel. Ama duygusal açığı kapatmak için önce “neden bu açık oluştu” sorusuna dürüstçe cevap ver. Egonu dolabın üst rafına kaldır. Başarı seni havaya soktuysa, evde oksijen azalır. Egonu dışarıda bırak, evde herkes eşit, hatta çocukların gözünde sen hâlâ ‘oyuncak toplayan adam’sın. Empati kasını çalıştır: Sen “zor bir dönemdi” diyorsun, eşin “yalnızdım” diyor. Hangisi doğru? İkisi de. Ama yalnızlık hissi daha çok yankı bırakır. Dinle, anla, savunmaya geçmeden yanında dur. Sosyal medya detoksu şart. Michelle ne diyor? “ Sosyal medyada eşime yapılan hiç bir yorum bölümünü okumadım.” Harika. Sen de biraz ekranı bırak, göz teması kur. En iyi ilişki filtresiz olanıdır.

İlişki bir seçim kampanyası değil, uzun soluklu bir yol arkadaşlığıdır. Evlilik emek ister, sabır ister. Siz siz olun, kendi hayatınızın “first couple”ı olun.

ÇOK OKUNANLAR