Okyanus tabanında 100 bin gizli dağ keşfedildi
09 Nisan 2025

NASA ile Fransız Uzay Ajansı CNES’in ortak projesi olan SWOT (Surface Water and Ocean Topography – Yüzey Suyu ve Okyanus Topografyası) uydusu gezegenimizin yüzde 70’ini kaplayan okyanusların bilinmeyen sırlarını ortaya çıkarmaya başladı. SWOT’un milimetrik düzeyde okuma yapabilen hassas teknolojisi sayesinde, okyanus yüzeyindeki en küçük yükseklik değişimlerinden yola çıkılarak, deniz tabanında daha önce hiç bilinmeyen 100 binden fazla dağ ve tepe tespit edildi.

AY YÜZEYİNDEN DAHA AZ BİLİNEN DERİNLİKLER

Bilim dünyasında sıkça dile getirilen bir gerçek var: İnsanlık Ay’ın yüzeyini Dünya’nın okyanus tabanından daha ayrıntılı biçimde haritalamıştır. Ancak SWOT uydusu bu durumu değiştirmeye aday. Geleneksel yöntemler olan sonar taramaları, sınırlı alanlarda yavaş ilerleyen ve yüksek maliyetli süreçlerken SWOT her 21 günde bir Dünya yüzeyinin yaklaşık yüzde 90’ını tarayarak devrim niteliğinde veriler sunuyor.

DERİN DENİZLERDE GİZLİ DAĞLAR VE VAHALAR

Scripps Oşinografi Enstitüsü’nden jeofizikçi David Sandwell liderliğindeki ekip, SWOT verilerini analiz ederek deniz tabanındaki dağlık yapıların haritasını oluşturdu. Daha önce yalnızca 1 kilometre üzeri yüksekliklere sahip yapılar tespit edilebiliyorken, SWOT sayesinde bu sınır 500 metreye indirildi. Sonuç olarak, bilinen deniz altı dağlarının sayısı 44 binden 100 bine çıktı.

ScitechDaily’nin haberine göre bu dağlık yapılar yalnızca jeolojik bir merak konusu değil. Okyanus akıntılarını yönlendirerek besinlerin yoğunlaştığı bölgeler yaratıyor, biyoçeşitlilik açısından kritik öneme sahip “canlı vahaları” oluşmasına katkı sağlıyor. Bu tür yapılar, okyanus canlıları için adeta saklı yaşam alanları sunuyor.

ABİSSAL TEPELER VE JEOLOJİK GEÇMİŞE IŞIK TUTAN YAPILAR

SWOT’un verileriyle sadece dağlar değil, aynı zamanda birkaç kilometre genişliğindeki abissal (uçurum düzlüğü) tepeler de detaylı biçimde gözlemlenebiliyor. Scripps Enstitüsü’nden araştırmacı Yao Yu, bu tepelerin tektonik plakaların ayrıldığı yerlerde, çamaşır tahtası gibi paralel şeritler hâlinde uzandığını belirtti. Bu özel formasyonlar, kıtaların geçmişte nasıl hareket ettiğine ve okyanus kabuğunun nasıl şekillendiğine dair önemli ipuçları barındırıyor.

OKYANUS HARİTALAMASI 2030’DAN ÖNCE TAMAMLANABİLİR

Bilim dünyasının uzun süredir hedeflediği büyük bir proje, 2030 yılına kadar tüm okyanus tabanının sonar teknolojisiyle haritalanmasıydı. Ancak SWOT’un sunduğu yüksek hassasiyetli veriler sayesinde, bu hedef beklenenden daha önce gerçekleşebilir. David Sandwell bu konuda umutlu: “2030 hedefine bütünüyle ulaşamasak bile, SWOT sayesinde çok büyük bir kısmı tamamlanmış olacak.”

OKYANUSLARIN HARİTALANMASI NEDEN ÖNEMLİ?

Derin deniz tabanının doğru ve detaylı biçimde haritalanması, yalnızca bilimsel bir merak değil. Bu bilgiler, deniz taşımacılığı güvenliği, derin deniz kablolarının döşenmesi, tsunami tahmin sistemleri, iklim değişikliği modellemeleri ve hatta askeri stratejiler açısından da büyük önem taşıyor.

Ayrıca deniz altı yapıların bilinmesi, derin deniz madenciliği ve sürdürülebilir kaynak yönetimi gibi geleceğin stratejik alanlarında da temel verileri oluşturacak.

ÇOK OKUNANLAR